Viktor E. Frankl’ın ‘İnsanın Anlam Arayışı’ isimli kitabının son zamanlarda yeniden çok popüler olmasını neye bağlayabiliriz?
Bu sorunun cevabı herkese göre farklılık göstermekle birlikte muhtemelen işin sırrı kitabın adında ve içinde anlatılanlarda gizli. İnsanın hayatını anlamlandırma çabasının, hayata bir derinlik katma arayışının bir sonucu diye düşünüyorum.
Bu gerçeği kitabının çok satanlar arasına girmesi ve milyonlarca baskı yapması üzerine bir röportajda Dr. Frankl şöyle ifade eder: “Kendi hesabıma kitabımın çoksatan olmasını kendi başarım ve kazancım olmaktan çok çağımızın sefaleti olarak görüyorum. Yüzbinlerce insan, adı hayatta anlam bulma arayışına ilişkin bir şeyler vadeden bir kitabı alıyorsa, bu sorunu saç diplerine kadar hissediyor demektir.”
Kitabın 1945 yılında yazıldığı unutulmamalıdır. Yine yazar kitabında şöyle bir araştırma sonucundan söz eder: “Yakın zamanda yapılmış bir anket çalışması Avrupalı öğrencilerin yüzde 25’inin bir şekilde varoluşsal boşluk hissettiğini göstermiştir. Amerikalı öğrencilerin arasında ise bu oran yüzde 60’tı. Varoluşsal boşluk, kendini en belirgin olarak bir can sıkıntısı halinde gösterir.”
“Fransa’da yapılan bir araştırmaya göre, insanların yüzde 89’u uğruna yaşayacakları ‘bir şeye’ ihtiyaç duyduklarını itiraf etmiştir. Daha da ötesi, yüzde 61’i yaşamlarında uğruna ölmeye bile hazır oldukları bir şey ya da biri olduğunu söylemiştir.” der yazar.
Hayatın Anlamını Nasıl Bulabiliriz?
Hayatta cevabını merak ettiğimiz en temel sorulardan biri “Yaşamın anlamı nedir?” sorusudur.
Sahiden hayatın anlamı nedir? Bu soru, insanlık tarihi boyunca pek çok filozof, bilim insanı, sanatçı ve din adamının cevap aradığı bir sorudur. Ancak hayatın anlamını bulmak, sadece ünlü ve tanınmış kişilerin değil, her insanın ihtiyacı ve hakkıdır. Peki hayatın anlamını nasıl bulabiliriz? Bu konuda bize rehberlik edebilecek bir kitap var mı?
Viktor E. Frankl, Nazi toplama kamplarından sağ kurtulan bir psikiyatristtir. Hayatta kalma mücadelesi sırasında hayatın anlamını bulmanın önemini keşfeder. İnsanın Anlam Arayışı isimli kitabında, bu deneyimlerini ve kurduğu logoterapi adlı psikoterapi yöntemini anlatır.
Frankl'a göre, insanın anlam arayışı hayatının temel motivasyonudur. Bu anlam bireye özgü ve özeldir. Anlam, üç yolla bulunabilir: Bir iş yaparak, bir sevgi yaşayarak veya acıya anlamlı bir tutum takınarak.
Bir iş yaparak anlam bulmak, insanın kendini gerçekleştirmesi ve yaratıcılığını ortaya koyması demektir. Frankl, toplama kampında bile kendine bir iş edindiğini ve kitabını yazmak için notlar aldığını söyler. Böylece hayata tutunabildiğini ve umudunu kaybetmediğini belirtir.
Bir sevgi yaşayarak anlam bulmak, insanın başka bir insanla bağ kurması ve onun için değerli olması demektir. Frankl, karısının hayatta olup olmadığını bilmediği halde onu düşünerek güç aldığını anlatır. Sevgi, insanın kendinden çıkmasını ve başkasının mutluluğunu önemsemesini sağlar.
Acıya anlamlı bir tutum takınarak anlam bulmak, insanın kaçınılmaz acılara karşı direnmesi ve onlardan ders çıkarması demektir. Frankl, acının da hayatın bir parçası olduğunu ve onu kabullenmenin önemli olduğunu vurgular. Acının da bir amacı olabileceğini ve insanın onu aşmak için mücadele etmesi gerektiğini söyler.
Frankl'ın kitabı, modern çağın getirdiği varoluşsal boşluk ve can sıkıntısı sorunlarına çözüm sunar. Kitap, insanlara hayatlarını anlamlandırma ve değer katma yollarını gösterir. Kitap, aynı zamanda insanların kendilerini tanımalarına ve potansiyellerini gerçekleştirmelerine de katkı sağlar.
Hayatın anlamını bulmak, her insanın kendi sorumluluğudur. Frankl'ın kitabı, bu sorumluluğu yerine getirmek için bize ilham veren bir kaynaktır. Hayatın anlamını bulmak için ne bekliyoruz?
Hadi şimdi harekete geçelim!