Kurtlar Vadisi'nin Kılıç'ının son halini görenler tanıyamadı! Atilla Olgaç değişimiyle hayrete düşürüyor... Kurtlar Vadisi'nin Kılıç'ının son halini görenler tanıyamadı! Atilla Olgaç değişimiyle hayrete düşürüyor...

Mütefekkir Abdurrahman Dilipak “İstersen Sulh-u Salah” başlığıyla kaleme aldığı yazısında işgalci İsrail’in Gazze’de yaptıklarına değinirken yapılması gerekenleri sıraladı. İşte Dilipak’ın o yazısı:

Ve Gazze direnişi yeni bir safhaya intikal etti. Bütün planlar ve senaryolar altüst oldu. Netanyahu artık gelemez, Erdoğan da gidemez. HABAT’la da bu saatten sonra kimse daha fazla flört edemez. Bu buluşmayı tezgahlayanlardan da elbet bir gün bu haltın hesabı sorulur.

MGK derhal toplanmalı ve bir takım kararlar almalı. TBMM olağanüstü gündemle acil olarak toplanmalı ve bir bildiri yayınlamalı, ardından da dünya parlamentolarına çağrı yapılmalı. BM ve İslam konferansı toplantıya çağrılmalı. Uluslararası Adalet divanına suç duyurusunda bulunulmalı. Netanyahu ve işbirliği içinde olduğu terör örgütü hakkında suç duyurusunda bulunulmalı ve Türkiye’de bu anlamda bir dava açılmalı. BM bayrağı yarıya indirilmesi için çağrı yapılmalı. Ankara Gazze için acil yardım çağrısı yapılmalı. İstanbul’da, uluslararası Gazze krizini izleme, değerlendirme, derecelendirme, istişare için özel bir milletlerarası daimi konferans oluşturulmalı. Uluslararası çoklu, Gazze ile dayanışma için uluslararası çağrı merkezi oluşturulmalı.. Gazzelilere güvenli yaşama alanları oluşturmak için askeri destek sağlanmalı. Hastalar, yaralılar için sağlık, barınma, gıda desteği sağlanmalı.

Elçimizi geri çağırıp, elçilerini geri gönderelim. Türkiye’deki yabancı askeri üslerin faaliyetlerini askıya alalım. Ülkemizdeki İsrail vatandaşları derhal ülkelerine gitsin. Hem Türk ve hem de İsrail vatandaşı olan ve bu savaşta savaş suçu işleyenler, Türkiye’ye döndüklerinde savaş suçlusu olarak tutuklanıp yargılansın. Öte yandan Ankara bu saatten sonra Gazzelilerin Türkiye’de iskanı ile ilgili HABAT senaryosunun bir parçası olamaz.

Gazze şehitleri için bayraklarımız yarıya indirilsin. Bu Cuma her il ve ilçede tek mekanda toplu Cuma namazı ve gıyabi cenaze namazı kılınsın. DİB Hristiyan ve Musevi dini cemaat önderleri ile özel bir toplantı yaparak her ortak bildiri yayınlasınlar, hem de tüm dünyadaki dini merkeze bu yönde çağrıda bulunsunlar.

Bu GlobalReset çetesinin İklim ve %5G, TransHumanizm, Toplumsal cinsiyet fitnesine karşı bir adım atılmalı. Her meslekten herkesin yapacak daha bir çok şeyi olduğunu düşünüyorum. Ne yapacaksak, yarın değil, hemen şimdi.

Bu arada ABD, İngiltere ve Fransa’yı yakın takibe almak gerek. ABD’nin kendi topraklarındaki, denizlerdeki ve Doğu Akdeniz’deki askeri hareketliliği ile birlikte diğer ülkelerdeki askeri hareketliliği de dikkatle takip etmek gerek.

Hikmet sahibi bir tarihçi ve şair olan  Abdülhak Molla (1786-1853) "Bu mesel ile bulur cümle düvel fevz-ü felâh; Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh" der. Filistin’de, AB kapısında “domuz ağılının kapısında bekleyen kuzu gibi, 1948’den beri Filistin sorunun çözümü için BM kapısında bekletiliyoruz. Daha ne kadar sürecek bu bekleyiş, hayali çözümlerle oyalanmamız!?

Uluslararası sistem için, “çözümsüzlük çözümdür”. Bu şekilde çözüm olmadı, olmuyor ve olmayacak. Kronikleşen sorunun çözümü geciktikçe, sorun daha çok derinleşecek ve yayılacaktır.

BM Güvenlik konseyi çözüm olmadı, olmayacak. ABD ve İngiltere, Fransa İsrail karşıtı her kararı Veto etti, ediyor, edecek. Uluslararası Ceza Mahkemesi de bu davaya bakmaz. Bakamaz. Baktırmazlar. Onların ilkeleri yok, çıkarları var. UCM karar verse de, onu uygulayacak kimse yok. Bosna’da bunları yaşamadık mı?

Hamas’ı terörizm ile suçlayanlar, savaş suçu izliyorlar ama Hamas’a terörist diyenler, İsrail’in savaş suçuna, terörüne, insan hakları ihlallerine kör, sağır ve dilsizler. Hamas’ı, İsrail’in arka bahçesine konumlandırmaya çalışanlar, El Fetih, FKÖ’ye toz kondurmuyorlar. Oysa ilk İsrail’in kurulduğunda Filistin direnişini solculardan oluşturan akıl, Müslüman dünyasının Filistin davasına sahip  çıkmasını yollarca böyle engellemediler mi?

“İki devletli çözüm” aslında çözümsüzlüğün bir başka adı. Hayali bir çözüm, kulağa hoş gelen, içi boş, bir oyalama bahanesi. Bir takım bizim gibi iki derece, bir arada kalan devletlerin zaman kazanmak, arabuluculuk yapmak için bahanesinden öte bir anlamı ve değerli yok. Bu “muhabbet”le hem şecaat arz ediliyor, hem de birilerini “dostlar alışverişte görüyor”

Hayali çözümlerle gerçekler perdeleniyor. “2 devletli çözüm” önce İsrail’in varlığını meşrulaştırıyor ve Filistin halkının meşru taleplerinden çok İsrail’in kendi talepleri ve güvenlik endişelerine cevap verecek, “Laik/Seküler bir “Filistin devleti!?”ne izin veriyor. Orada asıl korunan Ürdün Nehri'nin batısındaki İsrail Devleti!. Kaldı ki, İki ülke arasındaki sınır hala anlaşmazlık devam ederken, İsrail sınırlarını sürekli genişletiyor. Dünya basını üzerin den kamuoyu, dayatılan “Filistin ve Arap liderliği, İsrail tarafından kabul edilmeyen "1967 sınırları" üzerinde ısrarcı  gibi gösteriliyor. Oysa sorun sadece toprak sorunu değil. Bu sorun sadece Filistinlilerin, Arapların sorunu da değil.

İlk 4 haritadaki Yeşil alanlar Müslümanları, beyaz alanlar Yahudilerin yerleşim alanlarını göstermektedir.

Bakın, Filistin de sadece seküler Filistinlilerin yurt ve toprak sorunu yok. Müslüman Filistinliler yanında, Arap Yahudileri, Arap Hristiyanları da var. İsrail ideolojisini dinlendirmiş bir devlettir. Onların yanında Hristiyanlar da var. 3 Filistin var: Filistin Araplarının bütün çeşitliliği ile ve zaman içinde Beni İsrail, İsevi ve Müslümanların yaşadığı, hakim olduğu bir Filistin. Orada İsrail oğulları yaşarken, kendi içlerinden bir topluluk olan İsevilere yaşama hakkı tanımadılar. Sonra Hristiyanlar o toprağa hakim oldu, Yahudilere yaşama hakkı tanımadılar. Sonra Müslümanlar geldiler, HADİM oldular, Hz. Ömer beyannamesi ile oraya adalet, barış ve hürriyet geldi. Bugün oraya Siyonistler hakim ve Müslümanlara yaşama hakkı tanınmıyor. Bu cinayetten biz de sorumluyuz. Cezayir’i son tanıyan İslam ülkesi olmanın ayıbı yanında, İsrail’i ilk tanıyan İslam ülkesi de biziz. Bu bir utanç bizim için.

İsrail basını diplomatların geri çekilme kararını Türkiye’den öğrendi! İsrail basını diplomatların geri çekilme kararını Türkiye’den öğrendi!

İsrail, büyükelçi dahil tüm diplomatlarını Türkiye'den geri çekiyor! İsrail, büyükelçi dahil tüm diplomatlarını Türkiye'den geri çekiyor!

Kaynak: (HABER VAKTİ)