"Okula anne babanın zoruyla giden, ders çalışmayı eziyet gören, kitap okumayı en büyük zahmet bilen, ödev yapmayı hayattaki en zor görev sayan, ders dinlemeyi de en sıkıcı uğraş gören bir öğrencinin geleceği olamaz. Böylesi öğrencinin çok olduğu bir ülkenin de geleceği olamaz."
Eğitim, bir milletin kalkınması ve gelişmesi için en önemli unsurlardan biridir. Eğitimli ve donanımlı bireyler, bir toplumun ilerlemesine ve refah seviyesinin yükselmesine katkıda bulunur. Fakat eğitim sistemimizde son yıllarda artan bir motivasyon sorunu endişe vericidir. Sorun öylesine büyük ki okullarda eğitim öğretimin tadı tuzu kaçmış durumda. Öğretmenler çaresizliklerini her toplantıda, her platformda dile getirseler de çözüme yönelik en ufak bir umut taşımıyorlar artık. İmkan bulan öğretmenler sektör bile değiştirmeye başladılar.
Öğrencilerde görülen motivasyonsuzluğun birçok farklı sebebi olabilir. Zorunlu eğitim, ailevi problemler, maddi sıkıntılar, yanlış eğitim metotları, sınav odaklı eğitim sistemimiz, yanlış ebeveyn tutumları, öğrencilerdeki hedefsizlik, ideal fikrinin oluşmaması, öğretmen niteliğinin düşmesi ve ilgisiz bir eğitim ortamı bunlardan sadece birkaçıdır. Ayrıca, günümüzde teknolojinin aşırı kullanımı da ciddi oranda dikkat dağınıklığı ve motivasyon eksikliğine yol açmaktadır.
Motivasyonsuzluk, öğrencilerin akademik başarısını doğrudan etkiler. Başarısızlık ise özgüven eksikliğine, depresyona ve geleceğe dair umutsuzluğa yol açabilir. Bu durum, bireylerin hayattaki potansiyellerini tam olarak gerçekleştirememelerine ve topluma katkıda bulunamamalarına neden olabilir.
Motivasyon sorununun çözümü için ailelere, öğretmenlere ve topluma büyük görevler düşmektedir. Aileler, çocuklarının eğitimine ilgi göstermeli, onları okumaya ve öğrenmeye teşvik etmeli ve ders çalışmaktan keyif almalarını sağlayacak bir ortam oluşturmalıdır. Çocuk yetiştirme yaklaşımlarımızın gözden geçirilmesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Hiçbir sorumluluk verilmeden büyütülen, her türlü isteğine hiçbir zahmet çekmeden kavuşan, şımartılmış çocuklar için okul hayatı oldukça zorlayıcı gelmektedir.
Öğretmenler ise farklı öğrenme stilleri ve ilgi alanları olan öğrencilere hitap edebilecek şekilde derslerini planlamalı ve onları motive edecek yöntemler kullanmalıdır. Psikolojik açıdan dayanıklı , yeniliklere açık ve güçlü şahsiyetlerin öğretmen olmaya teşvik edilerek öğretmenlerin niteliği artırılmalıdır.
Toplumda da eğitime, öğretmene ve bilime önem verilmeli, kitap okuma ve öğrenme teşvik edilmelidir. Devletin de bütün bunları kapsayan yeni, çağdaş eğitim politikaları üretmesi gerekir.
Unutulmamalıdır ki, her öğrenci bir cevherdir. Doğru eğitim ve teşvikle bu cevherler parlatılabilir ve topluma katkıda bulunabilecek bireyler yetiştirilebilir.
Ancak bu durumdan umutsuzluğa kapılmamak gerekir. Hem bireysel hem de toplumsal düzeyde yapılabilecek birçok şey var:
Bireysel Düzeyde:
- Öğrenme Tutkusu Uyandırmak: Eğitim, sadece sınavlardan geçmek için değil, bilgi edinmek ve beceri geliştirmek için bir fırsat olarak görülmeli. Öğrencilerin ilgi alanları ve yetenekleri doğrultusunda yönlendirilmeleri ve farklı öğrenme metotları denenerek motivasyonları artırılabilir.
- Destekleyici Bir Ortam Oluşturmak: Ailelerin ve öğretmenlerin öğrencilere karşı sabırlı ve anlayışlı olması, onları cesaretlendirmesi ve zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı olması önemlidir. Olumlu bir öğrenme ortamı, motivasyonu ve başarıyı doğrudan etkiler.
- Farklı Öğrenme Teknikleri: Her öğrenci farklı öğrenir. Bazıları görsel materyallerden, bazıları ise uygulamalı çalışmalardan daha fazla faydalanabilir. Farklı öğrenme tekniklerini denemek ve en etkili olanı bulmak önemlidir.
Toplumsal Düzeyde:
- Eğitim Sisteminin Gözden Geçirilmesi: Eğitim sistemi, ezbere dayalı ve sınav odaklı olmaktan öte, eleştirel düşünmeyi, problem çözmeyi ve yaratıcılığı teşvik eden bir yapıya kavuşturulmalıdır.
- Öğretmen Kalitesinin Artırılması: Öğretmenlerin alanlarında uzman, yenilikçi ve öğrenciyi motive edebilecek kişiler olması gerekir. Öğretmenlik mesleğinin statüsü ve maaşları iyileştirilmeli, mesleki gelişimleri için fırsatlar sunulmalıdır.
- Toplumsal Farkındalığın Arttırılması: Eğitimin ve okumanın önemi konusunda toplumda bilinç oluşturulmalı. Başarılı rol modellerin öne çıkarılması ve ilham verici hikayelerin paylaşılması da faydalı olacaktır.
Unutulmamalıdır ki, her öğrencide potansiyel vardır. Doğru rehberlik ve destekle, okumaktan ve öğrenmekten zevk alan, geleceğe umutla bakan bireyler yetiştirmek mümkündür. Bu değişim için hem bireysel hem de toplumsal çaba şarttır.