Devlet de denetimin esas olduğunu ifade eden Abdurrahman Dilipak Sayıştay denetimi ile ihbarların ciddiye alınmasını belirterek şu değerlendirmelerde bulunarak, “Kimsenin yaptığı yanına kar kalmamalı. “Devletin malı deniz” değil, yemeyen değil, yiyen “domuzluk” yapmış olur. Bunun %3-5’yoktur! Suç ortağı bir fetvacı bulup, fetvasını almak onları kurtarmaz, kendilerini ve suç ortaklarını “Allah’la aldattıkları” için hep birlikte aynı cehennemi boylarlar!” ifadelerine yer verdi.

Dilipak, “Peki bu işler nasıl olacak?” başlığıyla Haber Vakti’nde kaleme aldığı yazısında “O “yetim malı” hükmündedir. Bir hırsız bir bağdan bir bostan çalarmış, rüşvet alan bir memur ise, bir bostan karşılığı bir bağı satarmış. Allah onlara lanet eder. Onlar edinimlerini hak sahiplerine iade edip tevbe etmeden ibadetleri ve dualarını kabul etmez. Onların üstlerine pislik yağdırır. Onların işlerini sarp dağlara sardırır” ifadelerini de kullanarak şöyle devam etti:

“Allah (cc) herkesin yaptığını, yapması gerekirken yapmadığını, aklından ve kalbinden geçenleri, kapalı kapılar arkasında konuşulanları, şifreli görüşmeleri bilir.

Son günlerde RİBA artık gündem dışı bir konu oldu. Yeni faiz artırımı kapıda. Bir yandan ücretlere zam yapılıyor. Ücretlere yapılan zam resmi enflasyon rakamına göre, piyasadaki fiyat artışı reel piyasaya göre. Bu makası kim nasıl kapatacak.

Bakın bu hesapla giderseniz, faturasız satış, naylon fatura, rüşvet patlar. “Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder”. Bu silah geri teper. Sonuçta altın yumurtlayan tavuğu boğarsanız, yumurtası kesilir. Esnafı, tüccarı zarara uğratırsanız, iflas eden iş adamından ne alacaksınız. Borcunu ödeyemeyen adam ne yapacak? Ayakta kalmak için kayıt dışına kaçan adamdan nasıl vergi alacaksınız. Vergisini ödeyen işini döndüremeyecek duruma düşerse, müşteri kayıt dışına kaçarsa, iyileri cezalandırmış, kayıt dışına çıkanları ödüllendirmiş olmaz mısınız?

Türkiye’de dolaylı vergilerin oranının son düzenlemelerle %70’i aştığı görülüyor. Prof. Dr. İlhami Söyler, “OECD ülkelerinde bu oranın % 35 civarında olduğunu” söylüyor.. Bu sıklet, bu külfeti taşımaz!? Pasaporttan harçlara, vergilerde %50'ye varan artışlar oldu. Yolcu beraberi telefonun maktu vergisi dışarıdaki bir telefon maliyetine eşitlendi sanki. Dolaylı maktu vergiler, harçlar, esasen kişilerin ödeme gücüne, mali gücüne bakılmaksızın alındığı için adil değil.”

Gayrimenkul kira ve fiyatları ile insanların uzun süre kontrol altında tutulamayacağını ileri süren Dilipak:

“Prof. Söyler Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için, ''OECD ülkelerinde %35 olan vergi oranının % 50 olması gerektiği” görüşünde. Bakın bu kadar ağır vergiler, bu gayrimenkul kira ve fiyatları ile bu insanları uzun süre kontrol altında tutamazsınız. Bilmiyorum, dünyada bu kadar hantal işleyen yer bu kadar pahalı bir devlet bürokrasisi kaç ülkede var acaba. Bu işler dün daha kötüydü ama bugün de iyi değil. Yanlışın dozunu düşürmek onu meşru kılmaz.

İşe bakar mısınız, toplam vergi gelirlerinin % 64,6’sı dolaylı vergilerdenmiş. Yani zengin-fakir fark etmiyor. Sistem, neresinden tutsanız, elinizde kalıyor.”

Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhami Söyler’in “Ülkemizde maalesef vergilemenin meşruiyeti neredeyse dibe vurdu” dediğine dikkat çeken Dilipak, “Bakın kamudaki birçok işlemde şeffaflık da yok, kamu yararı da.  Bu durum suistimale kapı aralıyor. Devlet rant kapısı, oligarkların himaye gördüğü bir kapı olmamalı. Oligarklar kaz gelecek yerde tavuk esirgemezler ve bunlar siyasi fonlamaya başlar ya da siyaset adamları oligarklaşmaya başlamışsa yolun son u görünüyor demektir. Bu kapı kapanmadan yolsuzlukları ve şaibeleri önleyemezsiniz. Af yasaları, torba yasalarla günü kurtarayım derken toplum devlete güvenini yaralarsınız” değerlendirmesi yaptı.

Yazısında gün gelir vergi toplanamaz vurgusu yapan Dilipak:

“O zaman yatırımları nasıl yapacak, borçlarınızı personel maaşlarını nasıl ödeyeceksiniz. Yap-İşlet-Devret’le, hazine garantili olarak devleti çeyrek asır borçlandırdık. Yabancı yatırımcılar için tahkim şartı da getirildi. Sahi nasıl çıkacağız bu işin içinden.

Tamam TOGG da yapacağız, İHA da, SİHA da, yol da yapacağız, tünelde ama bunların maliyetleri, ölçeklendirilmesi, kimlerle yapıldığı da önemli. Türkiye’de Mercedes de MAN da, daha başka markalar da motorlu araç üretiyor. F16 üreten bilgi ve tecrübeye sahip bir ülke bugün başarı gibi gösterilen şeylerle övünemez. Daha fazlasını yapabiliriz, niye yapmıyoruz?

Bakarsınız, beşerin gücünün yetmediği yerde Gayb kapıları açılır. Allah (cc) Tarık’ı gönderir, Şira gelir bakarsınız gökte ve yerde onların ellerindeki karanlık planları için hazırladıkları elektrikli, elektronik, mikro, nano tüm cihazlar patlamış, çalışamaz olmuş.

Görelim Mevlam neyler. Bu Tarık ve Şira konusuna daha sonra yine döneceğim inşallah.”

(HABER MERKEZİ)

Editör: Mehmet Poyraz