
İbrahim Ethem Gören: Ali Bey sizi tanıyabilir miyiz?
Merhaba, öncelikle böyle bir imkânı sunduğunuz için çok teşekkür ederim. Bendeniz Denizli’nin Çal ilçesinde doğdum. Denizli İmam Hatip Lisesi’nden mezun olduktan sonra ilahiyat, iş sağlığı güvenliği ve sosyoloji bölümlerinde yükseköğretimimi tamamladım. 2020 yılına kadar bir kamu kurumunda çalışıyordum. Tam anlamıyla aradığımı bulamadığım zamanlarda kendi kendime şu soruları hep sorup durdum. ‘Ben kimim? Ne istiyorum? Doğru yerde miyim?’ Bu sorularının cevabını ararken kendimi hayallerimin peşinden koşmak üzere istifa etmiş ve farklı girişimlerin içine girmiş buldum. İlk etapta e-ticaret işi ile kendi işimi yürütme yolunda ilerlerken zamanla sanat alanına olan ilgimi de mesaimin içine katmış oldum. Şu an tam zamanlı olarak sanat galerimizin işletilmesi ve yönetilmesi alanında çalışmalar yapmamın yanı sıra e-ticaret ve tekstil pazarlama işlerimizi de galerimizden takip etmekteyim.
Geleneksel sanatlarda ne/neler arıyorsunuz?
Gelenekli sanatların beni çok etkileyen ve adeta içine çeken tarafı alanında ecdadımızın bize bıraktığı bu mükemmel bilgi birikiminin ahengi idi. İlk zamanlarda amacım bu yadigarı anlamak, korunmasına vesile olmak iken zamanla amaç bu sanatların yaygınlaşmasına ve geleceğe sağlıklı bir şekilde aktarılmasına vesile olmaya evirildi.
Bu sanatlar bana her geçen gün bir şey öğretiyor. Her yeni öğrendiğim şey adeta beni büyülüyor ve bu kadar detaylı/ince çalışmaların ancak manevi bir motivasyonla yapılabilecek olması beni etkiliyor ve ecdada olan saygım ve minnetimi artırıyor.
Aradıklarınızın ne kadarını buldunuz?
Bayazid-i Bistami’nin çok sevdiğim bir sözü var. “Her arayan bulamaz lakin bulanlar arayanlardır.” Aradığımızı bulup bulmama konusunda net bir şey söylemek güç. Aslında biz bulmaktan ziyade aramayı seviyoruz. Bu sanatlarla hemhal olmanın hazzı yetiyor.
BİN Sanat hangi mülahazalarla kuruldu?
Kadim sanatlarımızı Denizli halkıyla buluşturma amacıyla 2018 yılında Denizli Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu kitap fuarında ’10 şehirden 40 sanatçı’ başlığıyla bir sergi planlandı. Bu sergi Hattat Mahmut Şahin hocamızın önderliğinde ve Hattat Ömer Özgül’ün küratörlüğünde yapılmıştı.
Bu sergi bizim için büyük bir başlangıç oldu. Denizli halkından binlerce kişinin bu sanatlara olan ilgisi ve ders isteği neticesinde aynı yıl Ömer Özgül hocam ile belediyenin bize tahsis ettiği bir mekânında hüsn-i hat derslerine başladık. Kısa sürede halka açık sergiler ve yardım projeleriyle birlikte sanatlarımıza ilgili kişiler ile iletişimimizi kuvvetlendirdik. Ancak kendimize ait bir atölye veya benzeri mekân olmayışı ciddi bir eksiklik idi. Sanat sohbetlerimizde ve derslerimizde duvarlarında eserleri olan bir mekân hep hayalimizdeydi. Bu hayalimizi daralan pandemi döneminde zor da olsa hayata geçirdik. Halihazırda dört yıla yakın bir zamandır giderek büyüyen bir yapı ve girişimlerle ecdad yadigarı bu sanatlara hizmet etmeye çalışıyoruz.
Denizli’de dünden bugüne öz sanatlarımız alanında sürdürülmekte olan hizmetleri öğrenmek isteriz.
Denizli’mizde yaklaşık yedi yıldır Ömer hocam ile sürdürdüğümüz hüsn-i hat derslerimizde çok şükür bir grup kardeşimiz icazet aşamasına geldiler. Çok yakın zamanda Denizli ve çevre illerinden adeta açan çiçekler gibi birçok hattatın adını duyacağız. Ayrıca, tezhip atölyemizde yetişmeye başlayan arkadaşlarımız var. Bunların yanında çini grubumuz muntazam çalışmalar ortaya koymakta, geleneğin izini kaybetmeden özgün desenler ile yeni ve farklı çalışmalar yapmaktadır. Yakın zamanda bu çalışmalara minyatür ve ebru sanatlarını da ekleyerek hem atölyelerimizde yapılacak sanatların icra alanını genişleteceğiz hem de bu sanatların geleceğe taşınması adına meydana çıkan eserlerin sergilenmesini ve halkımızla daha çok buluşturulmasını sağlayacağız.
Rehberliğinizde misyon ve vizyon beyanınızı işitelim!
Bu sanatlar, insanın duyu ve duygularına hitap eden bir sanat dalı olmalarının yanında bir medeniyettir. Kadim bir medeniyet mirası üzerinde öz mirasçısıyız. Bu değerlerin yüceliği bizim yürüyüşümüzün ana motivasyonudur. Bu sanatların Payitaht’tan Anadolu’ya sağlıklı bir şekilde aktarılması, yaşatılması ve yaygınlaştırılması adına şevkle çalışmaya devam edeceğiz.
Sanat eğitimleri anlamında baştan beri en çok önem verdiğimiz ve adeta kırmızı çizgi haline getirdiğimiz şartımız icazet geleneği içinde hareket etmektir. 2018’de Ömer hocam ile başladığımız serüvende, bu sanatların geleneğini korumak, kendi iç disiplini ve kültürüne ters bir girişimde bulunmamak adına çok titiz davrandığımızı belirtmek isterim. Bazı kurum ve kuruluşların bu sanatları ‘hobi kursları’ gibi sunmasının ve geleneğe uymayan şekillerde davranmasının zararlarını eleştirirken bizim de aynı şekilde davranmamız söz konusu olamazdı. O sebeple hep titiz davranmaya çalıştık. Eğitimlerimizi icazet geleneği ve disiplini üzerine bina etmeye özen gösterdik. Bu geleneğe uygun ders verebilecek hocasını bulamadığımız alanın eğitimini açmadık. Hatta bu alanda ‘kurs’ kelimesinin fazla laçkalaşmış olmasına bir tepki olarak ‘Sanat Eğitimi’ ifadesini kullanmaya özen gösterdik.
Hüsn-i hat, tezhip, minyatür, çini ve kaligrafi alanında müesseseniz nezdinde sürdürülen çalışmalar için büyükçe bir paragraf açalım dilerseniz. Hocalarınız kimler? Yeni branşlar açılacak mı?
Galerimizde haftanın hemen hemen her günü bir sanat eğitimi mevcuttur. Herkesin sanat eğitimlerine ulaşabilmesi için oldukça seçeneği bol bir takvim işletiyoruz. Ev hanımları için hafta içi gündüz dersleri, çalışanlar için akşam ve hafta sonu dersleri olmak üzere geniş bir yelpaze sunuyoruz. Her bir ders grubu için haftada bir gün eğitim yapılmaktadır. Hüsn-i hat derslerimiz Hattat Ömer Özgül, Tezhip derslerimizi İlknur Rabia Yazıcı, çini derslerimiz Nurten İlgün, kaligrafi derslerimiz Seher Uygun hocamız gözetiminde yapılmaktadır. Bunların yanında ebru ve minyatür eğitimlerini başlatabilmek adına çalışmalar yürütüyoruz.
Kadınlara yönelik hüsn-i hat eğitimlerinizi de konuşalım…
Hüsn-i hat dersleri verdiğimizi duyan kişiler içinden çok sayıda kadınlara yönelik olarak dersler olup olmadığını sordular. Bunun üzerine Ömer Özgül hocanın öğrencileri içinden eğitim için izin verdiği Nurten İlgün hanımefendi ile hanımlara özel hat derslerimize başladık. Ardından Ayten Tiryaki Hocamızın eğitim izni verdiği talebesi İlknur Rabia Yazıcı ile tezhip derslerini başlattık. Yine çini ve kaligrafi alanında eğitimlerimiz de yine hanım hocalarımız gözetiminde başladı ve yaklaşık iki yıldır devam etmekte.

Denizlililer geleneksel sanatlarımıza ve sanat eğitimlerinize ne kadar ilgi gösteriyor?
Bu işin mayasını tutturmanın kolay olmayacağını en baştan beri biliyorduk. Kolay olmadı da. Uzun yıllara sâri çok ciddi çalışmalar yaptık, emek verdik. Yedi yıldır yaptığımız çalışmaların neticesini yeni yeni görmeye başladık desek yeridir. Özellikle galeriyi yeni mekânına taşıdıktan sonra daha aktif çalışmalar yapmaya başladık. Sadece galeri hizmeti veya sanat eğitimi ile sınırlı kalmadık. Birçok sosyal sorumluluk projesine de kendi adımıza katkı sunmaya çalıştık. Tüm bu emeklerin neticesinde yaptığımız çalışmaların karşılığı olarak çok olumlu geri dönüşler almaya başladık. Özellikle üniversitemizdeki hocalarımız başta olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlar ile ortaklaşa yapmayı planladığımız yeni girişimlerin meyvelerinin daha verimli olacağını düşünüyoruz.
Alakanın artması için neler planlıyorsunuz?
İlimizde çalışmalara başladığımız zaman birkaç “dertli” arkadaşımızla birlikte kısa adı DEKSADER olan Denizli Eğitim, Kültür ve Sanat Derneği’ni kurduk. Bu dernek ile Denizlimizin belli noktalarında karma sergiler açtık. İHH Denizli Şubesi ile Yemen Yetim projesini tamamladık. AGD Denizli Şubesi ile öğrenci burs çalışmasını tamamladık. Onlarca gruba sanatlarımızı anlatan seminer ve atölyeler yaptık.
Önümüzdeki birkaç ay içinde derneğimizi Ege bölgesini kapsayacak şekilde isim ve tüzük değişikliği yönünde değişiklikleri tamamlayarak bölgemizde bu sanatların tanıtılması ve yaşatılması anlamında kapsamı genişletmeyi planlıyoruz.
Online sanat eğitimleriniz söz konusu mu?
Aslında başlangıçta online sanat eğitimi diye bir gündemimiz olmamıştı. Fakat pandemi döneminde sokağa çıkma ve seyahat kısıtlamalarıyla beraber oluşan problemlere bir çözüm arayışımız oldu. İhtiyaç olan ekipman ve malzemeleri son teknolojik sürümleriyle temin ederek interaktif bir eğitim süreci için altyapıyı başlatmış olduk.
Halihazırda Aydın, Isparta, İsviçre, Hollanda gibi yurt içinden ve yurt dışından ders alan kardeşlerimiz var. Denizli merkezli olan sanat eğitimlerimizi tamamen online şekilde değil de uzaktan destekleme şeklinde yapmaktayız. Örneğin yurtdışında yaşayan arkadaşlar yılın belli zamanlarında Türkiye’ye geldiklerinde eğitimlere birkaç ay yüz yüze katılıyorlar. Diğer illerdeki arkadaşlarda belli haftalarda derslere Denizli’ye gelerek dersleri takip ediyorlar. Derslere gelemedikleri zamanlar ise online eğitim ile derslerinden geri kalmamış oluyorlar.

Geleneksel sanatlarımıza ilgi duyan hemşehrileriniz size nasıl ulaşabilir?
Galeri olarak bir adreste var olduğumuz kadar dijital ortamların çoğunda da var olmaya çalışıyoruz. Hem web sitemiz hem de sosyal medya hesaplarımızı aktif kullanıyoruz. En güncel kullandığımız yer şu anda Instagram hesabımızdır. Google’den ‘Bin Sanat Denizli’ şeklinde aratan herkes için tüm iletişim bilgileri ve adresimize ulaşabilir: @binsanat
Biz bilgi almak isteyen herkesi öncelikle galeriye davet ediyoruz. Bizatihi eserleri ve eğitimleri görmesi, hocalarımız ile tanışması daha verimli oluyor. Galeriye geldiklerinde ve oradaki ortamı teneffüs ettiklerinde ortamın profesyonelliğini hissediyorlar.
Kültür sanat aktivitelerinizi de öğrenmek isteriz… Bin Sanat’ta şimdiye kadar hangi üstatları misafir ettiniz?
Geçtiğimiz yıllarda birçok sanatçı ve akademisyeni atölye çalışmaları ve söyleşiler kapsamında misafir ettik. Son dönemde ise her ay en az bir cuma akşamını “Bin Sanat Akademi” programına ayırıyoruz. Bu etkinlikleri tamamen ücretsiz ve herkesin katılımına açık olacak şekilde duyuruyoruz.
Bugüne kadar yapılan bazı programlara örnek verecek olursak, Hattat Mahmut Şahin hocamız ile dolu dolu bir sanat söyleşisi gerçekleştirdik. Doç. Dr. İbrahim Balık ve Doç. Dr. Gencal Şenyayla ile “Haçlı Seferleri ve Kazıkbeli Zaferi” konulu bir söyleşi düzenledik. Doç. Dr. Merve Çetin hocamızla “Kadın ve Sanat” üzerine konuştuk; kadın sanatçıların sanat dünyasındaki yerini ele aldık. Araştırmacı Veysel Temel’in sunumuyla “Kültür ve Medeniyetimizde Mezar Taşı Kitâbeleri” üzerine verimli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Önümüzdeki günlerde, UNESCO tarafından “Yaşayan İnsan Hazinesi” olarak kabul edilen çini sanatçısı Dr. Mehmet Gürsoy’u ağırlayacağız. Bir başka programımızda ise ebru sanatçısı Metin Yılmaz hocamızı misafir edeceğiz.
‘Bin Sanat Akademi’ kapsamında düzenlediğimiz bu programların, Denizli’nin kültür ve sanat birikimine önemli katkılar sunmasını umuyoruz.
İnşallah… Galeri hizmetinize de değinelim…
Bir Anadolu şehrinde sanat galerisi açmak ve işletmek gerçekten meşakkatli bir süreçtir. Hele ki alanınız geleneksel sanatlar ise bu iş daha da büyük bir özveri gerektirir. Ne yazık ki sanat galerisinden eser satın almanın, sanat eserlerinin koleksiyon değeri taşımasının ve bu eserlerin kıymetli olduklarının farkında olmayan birçok insan var. Sanat galerimizi, baskı tablolar ya da dekoratif ürünler satan mağazalarla bir tutanlar olabiliyor. Ancak biz, galerimizi sürekli aktif tutmak ve tanıtmak için atölyeler, seminerler, sohbetler ve söyleşiler düzenlemeye devam ediyoruz.
Galerimize gelen ziyaretçiler için, usta sanatçılarımızın elinden çıkan hüsn-i hat, tezhip, ebru ve yağlı boya gibi sanat dallarını içeren geniş bir yelpaze sunuyoruz. Tüm zorluklara rağmen çok güzel dostluklar ve anlamlı diyaloglar kurduk. Sanat eserleri üzerine uzun sohbetler ettiğimiz, sanata değer veren insanlarla tanışma fırsatı yakaladık. Çok kıymetli koleksiyoner dostlarımızın yanı sıra, internet sitemiz ve çevrimiçi mağazalar aracılığıyla eserlerimizi dünyanın birçok ülkesine gönderdik. Bu anlamda güçlü bir altyapı oluşturduk ve çok şükür giderek büyüyen bir ağımız var.

Galerinizin kapıları sanatkârlara ne kadar açık!
Biz BİN Sanat’ı kurarken sağlam temeller üzerine bine edilmiş bir galeri ve sanat merkezi olma iddiasıyla yola çıktık. Bizim ecdad yadigarı sanatlarımızı veya modern sanatları ciddiyetle takip/icra eden her sanatçılara kapılarımız ve gönlümüz açıktır. Birlikten kuvvet doğar. Maksadımız kültür hazinemizin zenginliğine zenginlik katmak ise hiçbir iş birliğini geri çevirmeyiz. Aksine memnuniyetle elimizden geleni yapmaya çalışırız.
Öznesinde geleneksel sanatlarımız olan hediyelik ürünler tasarlıyorsunuz. Mezkûr ürünlerin alametifarikalarını öğrenmek isteriz.
İlgimiz ve odağımız gelenekli sanatlar olunca günlük hayatımızda gerek sosyal medyada gerekse mağazalarda satılmakta olan İslam harfleri ve Türk desenleri ile üretilmiş işler dikkatimizi çekiyor. İş bu ürünleri incelediğimiz zaman birçok bariz hataların olduğunu fark ettik. Bunun üzerine biz de estetik kaygının ön planda olduğu adeta duvarlardaki sanat eserlerimiz kadar ince ve özenle elde edilmiş ürünleri arz etme fikri oluştu. Bu meyanda masa üstü metal biblolar, altın ve gümüş takılar, deri-ahşap ve seramik üzerine dijital baskılar gibi varyasyonlarıyla beraber 250’nin üzerinde elimizde telifi bulunan tasarımlar elde ettik. Bütün bu çalışmaları sanatçılarımızın gözetiminde ve yoğun Ar-Ge çalışmaları sonrasında tamamladık. İlave tasarım ve model çalışmalarımız devam ediyor.

7-11 Mayıs tarihlerinde Ankara’da düzenlenen İslam Sanatları Fuarı’na katıldınız. Fuar, Bin Sanat için nasıl geçti?
Öncelikle Diyanet İşleri Başkanlığımız (DİB) harika bir iş çıkardı. DİB Türk İslam Sanatları Dairesi’nin bu gibi faaliyetlerinin artmasını temenni ediyorum. Organizasyonun ufak tefek eksikleri vardı ama genel olarak bu fuarın her sene devam etmesi çok güzel olur.
Biz fuardan yüksek bir motivasyon ile döndük. Birçok üstadımızı fuarda görüp sohbet etme şansımız oldu. Sosyal medyadan takip ettiğimiz sanatçılarımızla yüz yüze görüşme/sohbet etme şansı bulduk.
Geri dönerken heybemizde birçok güzellik getirdik. Kısa zaman içinde görüştüğümüz hem sanatçıları hem de eserlerini galerimizde misafir edeceğiz.
İbrahim Ethem Gören/18.05.2025 Yazı No: 670

YORUMLAR