Sessiz olun! Gazze’de vahşet ötesi kıyım var.
Sessiz olun! Gazze’de soykırım var.
Sakın ha sesinizi çıkarmayın! Gazze’de bebek, anne, çocuk katliamı var.
Yine sessiz olun! Gazze’de Müslüman kıyımı var.
Öylece durduğunuz yerde hep yaptığınız gibi yüzünüzü ve gönlünüzü Gazzeli mazlumlara değil de ekrana çevirin, sfenks misali durunuz: Siyonist katiller böyle istiyor çünkü. Çünkü en iyi soykırım sessizlikte yapılır.
Sessiz olun ve Kâbe imamı Abdurrahman es-Sudeys’in âvâzına kulak verin: “Müslümanlar idarecilerine itaat etsinler. Üzerlerine vazife olmayan işlere kalkışmasınlar!
Sessiz olun ki çığlıklar, haykırışlar, yakarışlar, gözyaşları, “metâ nasrullah?” feryatları işitilmesin!
Bu bir emirdir: Sessiz olun! Gazze'de soykırım var!
Sessiz olun! Gazze’de insanlık tarihin en büyük katliamı, soykırımı, insanlık suçu işlenirken bir daha sessiz olun.
Sessiz olun! Kadim İslam toprakları Gazze’de Siyonist rejim 46 gündür kardeşlerimize her gün saldırıyor.
Sessiz olun! Her gün Filistinli kardeşlerimizin evlerine, ocaklarına ateş ve acı düşüyor.
Sessiz olun! Sadece ekranlarınızda beliren videolardan, fotoğraf karelerinden birkaç dakikalığına mazlumun ahına kulak verin. Vazifeniz bu kadar!
Sessiz olun ki gündelik hayatın koşuşturması içerisinde Filistinlilerin dramı unutulup gitsin!
Sessiz olun ki Gazze’ye hemen her gün mermiler, bombalar, yıldırımlar yağsın; ocaklar, ümitler, hayaller, çocukların gözbebeklerindeki hayaller sönsün!
Sessiz olun ki sıra Batı Şeria’ya, Ürdün’e, Lübnan’a, Suriye’ye, Mısır’a, İran’a, Suudi Arabistan’a ve dahi Türkiye’ye gelsin!
Onların zalime atacakları taşları her zaman bulunacak. Akşam olup gidecekler, dudaklarda dua olup kalacaklar Ümmet-i Muhammed ise Müslüman katliamını çekirdek çıtlatarak seyredecek.
Bir başkası dua okuyacak; analar ağıt yakacak, İGİAD Başkanı Ayhan Karahan “fe-eyne tezhebûn/nereye gidiyorsunuz?” diyecek!
“İsrail 2,5 milyon nüfuslu Gazze’yi 45 gündür ağır bombardımanla yerle bir etti, bebek, çocuk, kadın demeden on üç bin masum silahsız, savunmasız sivil insanı katletti, katletmeye devam ediyor, kalanları soykırıma sürgüne tabi tutuyor.
Dünyanın vicdanlı, ahlaklı, onurlu, namuslu insanları İsrail’in bu katliamına, soykırımına karşı duyarlı olup, sesini yükseltiyor, haklı tepkisini meydanlara inerek gösteriyor, insan olmanın gereğini yapıyor. Türkiye’deki kurum ve kuruluşlar, odalar, birlikler, barolar, meclisler, kurullar, sendikalar, üniversiteler, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, cemaatler, tarikatlar, tanınmış sanatçılar, sporcular İsrail’in bu katliamına, soykırımına karşı üzerlerine düşeni yapmıyorlar.
Türkiye’de bireyler İsrail’in bu katliamına, soykırımına karşı robot gibi sessiz, duyarsız, tepkisiz bigâne kalıyor, rehavet içinde evlerinde oturuyorlar.
Türkiye’de Kurumların ve bireylerin İsrail’in 45 gündür Gazze’de yaptığı katliama, soykırıma karşı duyarsız, sessiz, tepkisiz davranmasının nedenleri toplum bilimi, sosyolojik ve psikolojik olarak araştırılmalıdır.
Türkiye’de topluma ne enjekte edildi de 45 gündür Gazze’de yaşanan katliamlara karşı insanlar robot gibi sessiz, duyarsız, tepkisiz bigâne kalabiliyor!
Türkiye’de toplumun insani, ahlaki, vicdani değerleri sanki bir enjekte ile vücuttan çekilmiş gibi, böyle bir katliamda dahi insanlar robot gibi sessiz, duyarsız, tepkisiz bigâne kalabiliyor.
Türkiye’de geniş bir kesim Filistin Gazze’de 45 gündür katliam, soykırım yapan İsrail’i haklı görüyor, işgale direnen Filistinli direnişçilere terörist diyor, İsrail’in yaptığı katliam, soykırım, insanlık ve savaş suçuna ortak oluyorlar.
Türkiye’ de eğitim sisteminde nasıl bir yanlışlık yapıldı ki insanımız nasıl bir eğitim sistemiyle yetiştirildi ki, insanımıza ne, yedirip içirildi ki, nerde, neyi, nasıl eksik bıraktık ki İsrail’in bu katliamı, soykırımı karşısında dahi hiçbir şey olmamış gibi davranıyoruz? Bizden beklenen insani, vicdani, ahlaki, onurlu, namuslu, ilkeli, tutarlı duruşu bir türlü gösteremiyoruz.
Hâlbuki bu katliama karşı olmak için “ama fakat” demeden sadece insan olmak yeterlidir.
Bize ne oldu da gözümüzün önünde İsrail 45 gündür Gazze’de masum sivil insanları vahşice katlederken, soykırım yaparken bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyoruz, yılanın bir başkasını sokmasını umursamıyoruz, sıranın bir gün bize de geleceğini düşünmüyoruz!