Gazeteci ve yazar Abdurrahman Dilipak, Paris’teki olayların, Batılıların Moskova’da ve Pekin’de ortaya çıkmasını beklediğine işaret ederek şu soruları yöneltti: “Uygar batı, zengin Avrupa’da neler oluyor? Gazeteci Sırrı Çağlar ne zaman arasa “neler oluyor” diye sorar. Sahi dünyada neler oluyor?”

Dilipak “Batı cephesinde n'oluyor?” başlığıyla kaleme aldığı ve Haber Vakti’nde yayınlanan yazısında şu ifadelere yer verdi:

“Unutmayalım: Hiç kimse dünyada olup biten şeyler, görmezden, duymazdan, bilmezden gelme hakkına sahip değildir.

Peki, o zaman biz sorup, birlikte cevabını arayalım. Dünyada, bölgemizde ve ülkemizde bundan bir adım sonrasında ne olur, bu gidişin? Farkındasınızdır, İsrail’de de olaylar durmuyor. Batı demokrasisi, Entelijansiyası, burjuvası, kurumları bu olaylarla baş edemiyor mu?”

Biz hemen “kökü dışarıda” derdik, bir takım terör örgütlerini ve yabancı ülke istihbaratını suçlardık. Batılı akıl; kriz dahil, her şeyi yönetmek ister. Bekler, olgunlaşsın, işin görünen yüzünün ötesinde, arkasını, sebepleri görmek ister, sadece sonuçları değil. Biz ise işin önünü sonunu fazla düşünmüyoruz. Anı kurtarmaya odaklandığımız için algı operasyonları da sponten, acil ve acemice oluyor Adnan Oktar örneğinde olduğu gibi!  Bir Masonu, Masonluk karşıtı bir liderin yanına yerleştirip, Masonluk karşıtı hareketin merkezi haline getirebiliyorlar birileri. Bizimkilerin saflığından, iş bu kadar kolay olunca, süreç beklenenden hızlı geliştiğinden, işin sahipleri bizim peşimizden aynı hızla koşamadığından olay deşifre oluyor. Emine Kalkancı olayı da öyle patlamadı mı? Bu iş, bir savaşta, düşman beklenenden önce ve hızlı ricat edince, arkadaki birlik bunu anlayamayınca düşman mevzilerine dalan kendi askerlerini bombalayıp savaşı kaybetmesine benziyor.”

SINIR DIŞI ETMEK İÇİN OLAYLAR BAHANE OLABİLİR

Fransa’nın yahut Belçika’nın bu krizi kullanarak kendi içindeki yabancıları toplayıp sınır dışı edeceğine vurgu yapan Dilipak:

“Hatta kendi yurttaşları bunu görüp, kendi yanlarına gelmesini sağlayacaktır ve devletin bundan sonrası operasyonlar için toplum vicdanında meşruiyet kazanmasının yanında talep oluşturacaktır.”

PKK’nın ortaya çıkışının da benzer şekilde olduğunu kaydeden Dilipak bunu kimsenin anlamadığını belirtti:

“Aslında PKK’nın doğuşundaki Amerikan senaryosu da böyle idi ama sonra işler karıştı. Ne Türkler, ne Kürtler anladı oyunu, ABD, Apo’yu teslim etti ama NATO, Avrupa hepsi bu örgütü tepe tepe kullanmaya devam ettiler. Ve gelinen noktada Kandil de tasfiye edilirken, PYD ABD’nin paralı askerine dönüştürülme aşamasına geldi iş.”

EYLEMCİLER KIŞKIRTILABİLİR!

Eylemci grupların birbirlerine karşı kışkırtılarak olayların büyüyeceğine dikkat çeken Dilipak’a göre olaylar bambaşka taraflara evrilecektir:

“Batı bu süreçte, eylemler olurken, mümkün olduğu kadar eylemci grupları birbirine karşı kışkırtıp içeride kendi aralarında hedef ve yöntem konusunda çatışmalarını sağlayacak ve bu arada birilerini devşirilecektir. Sonra bu karambolda birileri infaz edilecek ya da  faili meçhuller olacaktır. Birileri kaçacak ya da sınır dışı edilecek ve tutuklanacaktır.

Çatışan gruplar çeşitlendirilecektir ve dışarıdan bakıldığında olay anlaşılamaz, içinden çıkılamaz hale getirilmesi için ajan provokatörler kalabalıkların kendi içinde çatışmasını sağlayacaktır. Yani soğuk savaş taktikleri uygulanacaktır. LGBT’liler, Solcular, DSÖ karşıtları, Yeşiller, göçmenler, göçmen karşıtları, faşistler, sosyalistler birbirine girince bir nötralizasyon sağlanacaktır. Sokaktaki insanlar, sermaye sahipleri iktidarın arkasında duracaktır.”

 (HABER MERKEZİ)

Editör: Mehmet Poyraz