Hangisi daha doğru? Bilgi bize veriliyor mu, yoksa biz mi bilgiye ulaşıyoruz?Bilim adamlarının bilgiye ulaşmak için büyük bir çaba içerisinde olduklarını görüyoruz. Ama bilgiye ulaşma çabası sadece bilim adamlarına özgü değil. Hepimiz hayatımızı sürdürürken bilginin peşindeyiz. Evde yemek hazırlarken bile cep telefonumuzdan internete bağlanıp nasıl yapıldığına baktığımız oluyor. Televizyondaki haberleri de bilgi almak için izliyoruz.Bilginin, eskiden kitaplar ve insanlar tarafından yayıldığını unuttuk. Başka bilgi kaynaklarının hayatımıza girişini de hemen onayladık ve kanıksadık. Ama bu süreçte bilginin kaynağı ve doğruluğu konusunda bir kriter de geliştiremedik. Şimdi yalan yanlış bilgilere inanan ve çok şey biliyor havasındaki insanlar dolaşıyor çevremizde.
Hani eczacılar internetten ilaç alırken dikkat edin, sahte çıkma ihtimali olabilir diyerek insanları uyarıyorlar ya, internetteki bilginin yanlış çıkma ihtimali yüksek diye uyaran bir uzmanlar grubu da olsaydı keşke. Bilgileri teyit edebileceğimiz yerlerin de yine internette olması, bilmediğimiz tanımadığımız organizasyonlar olması da ayrı bir sorun. Bütün bunların bir adım ötesinde de “kurgulanmış bilgi” sorunu var. Algı çalışmaları asıl bu yöntemle yapılıyor. Bir paragrafın içerisinden ona anlam katan bir cümleyi çıkarmak şeklinde düşünebilirsiniz. “Filan ülkedeki diktatör, gençlerin eğitim özgürlüğünü engelliyor” cümlesini okuduğunuz anda en azından kalben tepki göstermeniz kaçınılmaz. Detaylarını okuduğunuzda güvenlik güçleri liselere baskınlar yapıyor, gençler üzerinde baskı kuruyorlar şeklinde başlıktaki algıyı sürdüren bilgiler de geliyor. Okuduklarınız bu kadarla sınırlı ve detaylı bilgi alarak fikir sahibi olduğunuzu düşünüyorsunuz.
Artık o ülkedeki diktatörü iyi tanıyorsunuz ve söz açıldığında ondan kötülükle bahsedeceksiniz. Eğer kendi ülkenizden birileri de o ülke yönetimi ile iyi ilişkiler kurarsa, onları da aynı algının devamı olarak yargılayacaksınız. Şimdi dilerseniz başa dönelim. İçinden bilgi çıkarılmış paragrafı olması gerektiği gibi eksiksiz, kurgulanmamış haliyle okuyalım. “Başkan X, gençlere zehir saçan uyuşturucu şebekesine göz açtırmıyor, polis okullara zaman zaman baskınlar yaparak, uyuşturucu arıyor ve satıcıları yakalamak için gece gündüz çalışıyor.” Güvenlik güçlerinin okullara yaptığı baskın, aslında uyuşturucu araması içinmiş. Bu bilgi o ülkenin yerel basınında küçük bir haber olarak yayınlanıyor. Siz o yerel medyayı okumadığınız için, küresel medyadan elde ettiğiniz bilgilerle oluşan algıyı zihninizde taşımaya devam ediyorsunuz. Oysa büyük bir ihtimalle size haberi kurgulanmış olarak sunan küresel kuruluşun o ülkedeki uyuşturucu şebekesiyle ilişkisi var. Kurdukları sisteme çomak sokan ülke yöneticisini ortadan kaldırmayı amaçlıyorlar. Şimdi diyeceksiniz ki; benim o ülke yönetimiyle ilgili yanlış algılar taşımam neden önemli? Küresel medya benim algılarımı niçin değiştirmek istesin ki?
Cevabı basit, gezegenimiz sizin gibi bireylerden teşekkül ediyor ve bireylerin algılarının toplamı kollektif bir hafızayı oluşturuyor. Bu kollektif hafızanın her ülkede benzer anlatımlar karşısında, benzer tepkileri verecek bir ortak bilince dönüşmesi hedefleniyor. Sadece başka ülkede değil, sizin kendi ülkenizde de güvenlik güçlerinin yapacağı böylesi bir eylemi ilk duyduğunuzda, daha önceki kurgulanmış bilgiye verdiğiniz ilk tepkiyi vermeniz için. Benzer bir haber izlediğinizde, gençler üzerinde baskı kurmak amacıyla güvenlik güçleri okullara baskınlar yapıyor tepkisine hazırsınız. Okullarda uyuşturucu araması yapıldığı söylendiğinde ise muhtemelen ben külyutmam diyerek red edeceksiniz.
Dünyanın yeraltı zenginliklerine sahip en fakir ülkelerini işgal eden ve çok sayıda insanın katledilmesi emrini veren siyasi figürleri de son derece sempatik görmeniz benzer yöntemlerle sağlanabiliyor. Aslında küresel algı oluşturucular, bilgileri kurgulayarak bir ucu doğru ama ilerisi eksik/yanlış bilgiler üzerinden oluşmuş algılarla tüm dünya insanlarını istemedikleri bir siyasi lidere düşman ederken, istediklerine de son derece sempati ile bakmanızı sağlayabiliyorlar. Olayları ve kişileri değerlendirme kriterlerinizin değiştirildiğini, onları alkışlarken düşünemiyorsunuz. Ta ki hayran olduğunuz sevgi pıtırcığının aslında yüzbinlerce kişinin katledilmesi talimatını veren bir katil olduğunu, ya da yolsuzluklar yapan kişi olduğunu birisi söyleyip, kanıtlarını gözlerinizin önüne serene kadar.
Bilgiyi kendiniz araştırırsanız, medyada, internette, sinemada hatta tüm kitle iletişim araçlarında size sunulan şekliyle kabullenmezseniz karşınıza farklı bir dünya çıkıyor. Mesela farklı kıtalardaki ülkelerde, benzer şeylerin yaşandığını fark ediyorsunuz. Tabii bunun için kafanızı kaldırıp dünyaya bakmanız gerekiyor. Eğer sadece geçmişte edindiğiniz izlenimlerle, her şeyi sıradanlaştırarak yaşarsanız, kendi ülkenizle kısıtlı kalır gezegeni göremezsiniz. Oysa birileri dünya çapında işler yaparken, sizin sadece kendi ülkenizle ilgili bilgilerle kısıtlı kalmanızı isteyebilir. Böylelikle küresel olayları çözümlemeniz ve öngörmeniz engellenmiş oluyor. Herşeyi sadece kendi ülkenizde yaşanıyor zannetmekle, tüm dünyada benzer şeylerin yaşandığını bilmek arasında büyük fark var. Örneğin, beyaz gömlek giyip kollarını sıvamış temiz yüzlü, traşlı karakterlerin dünyanın dört ülkesinde birden ortaya çıkarak seçimlerde politik aday olduğunu gördüğünüz anda şöyle bir geri çekilip, sorguluyorsunuz. Belli ki ortak bir akıl tarafından, benzer kriterlerle seçilmiş, benzer figürler sunulmuş insanlara. Sıradan ve kendiliğinden oldu zannettiğiniz şeylerin, aslında organize işler olduğunu görmekten bahsediyorum. Herşeyin tesadüfen olduğu algısı, bilginin kurgulanma yöntemlerinden kaynaklanıyor. Çünkü dünya üzerinde hiçbir şey tesadüf değil.
Gerçeklerin peşindeki insanların karşısına çıkan bir diğer “zorluk” da gerçeğin bazen akla gelmeyecek kadar basit ve yalın olması. Ben kül yutmam dediğiniz anda belki de büyükçe bir kül tabağının içinde yürümektesiniz. Doğru bilgi derken eksiksiz, bir kısmı yontulmamış ve önü arkasına getirilip kurgulanmamış bilgiden bahsediyoruz. Bilgiye ulaşmak günümüzde giderek daha da zorlaşıyor. Gerçeğin ve bilginin sahibine olan yakınlığınız işinizi kolaylaştıracaktır. Emin olabilirsiniz.

YORUMLAR