Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
İbrahim Ethem Gören
İbrahim Ethem Gören

140. YILINDA MSGSÜ GELENEKSEL TÜRK SANATLARI BÖLÜMÜ HAT ANASANAT DALI

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Ü niversitesi`nin merkez kampüsünde 140. Kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen ‘Medresetü`l-Hattât&icirc n`den Akademi`ye Geleneksel Türk Sanatları 1915-2022’ programında Dr. A. Rıza Özcan`ın sunumunu yaptığı 140. Yılında MSGSÜ Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Hat Anasanat Dalı başlıklı konuşma metnini değerli okuyucularımızın irfanına arz ediyorum.

Dr. Öğr. Ü yesi Ali Rıza ÖZCAN
MSGSÜ Hat Anasanat Dalı

`height=

Sultan II. Murad tarafından (1404-1451) kurulan ve Osmanlı devrinin son zamanlarına kadar varlığını sürdüren ve sanat dallarının da öğretildiği bir sanat okul olan Enderun-ı Hümây&ucirc n`un 1908 yılına kadar varlığını sürdürdüğü bilinmektedir. Bu tarihten sonra Geleneksel Türk Sanatları eğitimi, ilk olarak 1915 yılında ‘Medresetü`l-Hattat&icirc n’ adı altında Sıbyan Mektebi binasında (Günümüzde Cağaloğlu`nda Bağımsız Sanat Vakfı tarafından kullanılan bina) başlamıştır. Bu okul Hat, Tezhib, Minyatür, Cilt, Ebru, Halı ve Çini desenleri gibi geleneksel sanatlarımızı yeni kuşaklara öğretmek amacıyla kurulmuştur.&nbsp

Bu okulun ilk hocaları devrin önde gelen hattatları arasından seçilmiştir. Okulun ilk müdürü olan Arif Hikmet Bey müdürlüğün yanında Rik`a dersleri hocasıydı. Fakat 13 Nisan 1915`te hem müdürlük vazifesinden hem de Rik`a yazı hocalığından ayrılmıştır.

Eğitime başladıktan kısa bir süre sonra, duyulan ihtiyaçüzerine Sülüs-Nesih dersleri için Hasan Rıza Efendi (ö. 1920) ayrıca ‘Tarih-i Hut&ucirc t ve Hattatin’ yani Hat Tarihi ve hattatların anlatıldığı dersler için de Yenişehirli (Yunanistan) Fenâr&icirc zâde Hüseyin Haşim Bey (ö.1920) kadroya dâhil edilmiştir.

1916`da medrese talimatnâmesini hazırlayan Emirzade Kemaleddin Bey, Nizamnâme`yi hazırlarken, aynı zamanda medreseye, K&ucirc fi hattı ile Ebr&ucirc ve &Acirc har yapımı derslerinin konmasını üst makamlara teklif etmiş, teklifinin kabulü sonucu kendisi, Hatt-ı K&ucirc fi ve Resm-i Hatt&icirc derslerinin Necmeddin Okyay (ö. 1976) da Ebr&ucirc ve &Acirc har hocalıklarına getirilmişlerdir. Necmeddin Efendi`ye Ebr&ucirc ve &Acirc har hocalığı dışında ayrıca Mubassırlık vazifesi de verilmiştir.

Sultan II. Abdülhamid`in torunlarından Nemika Sultan`ın eşi Damat Ali Kenan Bey (ö. 1961) de bu okulda bir ara K&ucirc fi yazı dersleri vermiştir. Emirzade Kemaleddin Bey`in de Rik`a yazı dersleri&nbsp verdiği bilinmektedir. Hacı Kâmil Efendi (Akdik) de burada Rik`a yazısı hocalığı yapmıştır. Hasan Rıza Efendi ise görme kabiliyetinin zayıflaması üzerine 1919`da yazı hocalığı görevinden ayrılmıştır. Yerine Hacı Nuri Korman (ö.1951) kadroya dâhil edilmiştir.

1925 yılında medreselerin kapatılmasıyla ‘Hattat Mektebi’ ismini alan okul 1929 yılında ‘Şark Tezyin&icirc Sanatları Mektebi’ olarak yeni bir isim altında eğitimini sürdürmüştür. 1936 yılında ise ‘Güzel Sanatlar Akademisi’ne ‘Türk Tezyin&icirc Sanatlar Bölümü‘ adıyla bağlanmıştır.

‘Şark Tezyin&icirc Sanatlar Mektebi’nde her biri kendi sahasında büyük usta olan hattatlar görev almıştır. Bu hocalardan Hattat Tuğrakeş İ. Hakkı Altunbezer Atatürk`ün harf devrimine kadar diğer devletlerle olan resm&icirc yazışmalarını yapmıştır. A. Kâmil Akdik son resm&icirc Reisü`l-hattat&icirc ndir. (hattatların reisi, en rütbelisi) Necmeddin Okyay son devrin büyük hat, ebru ve cilt ustasıdır.

1942 yılında 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından Türk Tezyin&icirc Sanatlar Bölümü`ne restore ettirilmek üzere gönderilen iki adet Kur`an-ı Kerim, İ. Hakkı Altunbezer, Muhsin Demironat ve Sacid Okyay tarafından restore edilmiştir. Eserler, daha sonra Akademi`nin bütün bölümlerinin katılımıyla açılan 60. yıl sergisinde sergilenmiştir.

Cumhuriyet devrinde açılan ilk önemli Hat ve Cilt sergisi 1943 yılında Bölüm hocalarından Prof. Emin Barın`ın sergisidir. Güzel Sanatlar Akademisi`ndeki serginin açılışı Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından yapılmıştır.

1953 yılında İstanbul`un Fethinin 500. yılı dolayısıyla Bölüm hat hocalarının da katılımıyla ‘Fatih Divanı’ adlı eser hazırlanır. Eser, 1958 yılında Uluslararası Brüksel Sergisi`nde sergilenerek kitap cildi dalında birincilik ödülü almıştır.&nbsp

1954 yılına kadar orta öğretim düzeyinde eğitim veren bölüm, daha sonra yükseköğrenim vermek üzere ‘Yüksek Dekoratif Sanatlar Bölümü’ ile birleştirilir. Geleneksel Türk sanatları Bölümü, 1976`da Tezhip, Minyatür, Lake, Türk Ciltçiliği, Çini ve Ebru, Hat sanat dallarından oluşmak üzere Geleneksel Türk sanatları Bölümü olarak yeniden açılır. Hat Anasanat Dalında bu tarihte Emin Barın, Hasan Çelebi ve Ragıp Tuğtekin`in görev alması kararlaştırılmıştır. Ancak bu hocalar meşguliyetleri dolayısıyla kadroda yer almazlar. Daha sonra bu görev Mahmut Öncü`ye (ö. 1994) verilir. Mahmut Öncü`nün vefâtından sonra İstanbul Ü niversitesi Edebiyat Fakültesi`ndeki görevinden emekli olan Prof. Dr. Ali Alparslan (ö. 2006) bu kadroya dâhil olmuş ve vefâtına kadar bu görevini sürdürmüştür.

Hat Anasanat dalımızda geçmişimizden güçalarak bugüne ve geleceğe yönelik ihtiyaçlara cevap verebilecek tasarımlar ve uygulamaların yaptırılması amaçlanmakta aynı zamanda anasanat dalı programımızda ülkemizdeki kültür varlıklarının konservasyonu ve restorasyonu konularında öğrencilere bilgi ve beceriler kazandırılması da hedeflenmektedir. Ayrıca bölümde yüksek lisans ve sanatta yeterlik programları da uygulanmaktadır. Bugün Anasanat Dalı`nda hat eğitimi: Dr. Öğretim Ü yeleri Hüseyin Gündüz, Pınar Doğu, Ali Rıza Özcan ve Berrin Yapar Ü nal`la verilmektedir. Anasanat Dalının asistanı ise Arş. Görevlisi Mehmet İşcan`dır.

Geleneksel Türk Sanatları Bölümünün Hat Hocaları
Ferid Bey&nbsp

`height=

Mustafa Ferid Bey, 1858`de İstanbul`da doğdu. 1871`de intisâb ettiği D&icirc vân-ı Hümây&ucirc n`da Sami Efendi`den d&icirc vân&icirc , cel&icirc divân&icirc yazılarını ve tuğra çekmesini öğrendi. Bunun yanında Şevki Efendi`den (1829-1887) de sülüs-nesih yazılarını meşk etti. Hocasının vefatından sonra Sami Efendi`den tahsilini tamamlayarak icâzet aldı.&nbsp

Ferid Bey D&icirc vân-ı Hümây&ucirc n`daki muhtelif kademelerde çalıştıktan sonra, Mühimme Kalemi müdürü iken Meşrutiyet`de emekliye ayrıldı.

Medresetü`l-Hattât&icirc n`in açılışından &icirc tibâren, burada d&icirc vân&icirc ve cel&icirc d&icirc vân&icirc hatlarını meraklılarına öğretti. Bizzat kaleme aldığı hal tercemesinde bir müddet de tezh&icirc b muallimliğine vekâlet ettiğini yazıyor. Hattat Mektebi`nde de hocalığını sürdüren Ferid Bey`in, harf inkılâbından &icirc tibâren -hüsn-i hat derslerinin sona erdirilmesi üzerine- vazifesine nihâyet verildi.&nbsp

Takriben 1930`lu yılların başında vefat eden Ferid Bey`in yazılarına nâdiren rastlanmakta olup, hatdaki en başarılı talebesi Halim Efendi`dir.

İ. Hakkı Altunbezer&nbsp

`height=

9 Şubat 1873`de doğan İ. Hakkı Altunbezer, 14 yaşında Rüşdiye mektebini bitirince, Sanây&icirc -i Nefise Mektebi`ne yazdırıldı ve buradan ressam olarak mezun oldu.&nbsp

1890 yılında Bâbıâli D&icirc vân-ı Hümây&ucirc n kalemine mülâzım olarak giren İsmail Hakkı Bey, burada önce Muhtar, sonra Sâmi Efendi`den tuğra çekmesini öğrendi. Bâbıâli`de ikinci tuğrakeşlikten sonra birinci tuğrakeşliğe yükseltilen Altunbezer`e bu unvân bir alâmet-i fârika oldu ve artık ‘Tuğrakeş İ. Hakkı Bey’ nâmıyla anıldı.&nbsp

Cel&icirc sülüs yazıyı hocası Sâmi Efendi`den ilerleten Tuğrakeş Hakkı Bey, 1333/1915`de açılan Medresetü`l-Hattatin`e cel&icirc sülüs ve tuğra muallimi oldu. Burada yetiştirdikleri arasında en meşhurları Halim Özyazıcı ve Mâcid Ayral merh&ucirc mlardır.

1928`de yeni harflerin kab&ucirc lüyle kapatılan Medresetü`l-hattat&icirc n, Şark Tezyini San`atlar Mektebi adı altında yeniden açılınca, hüsn-i hat dışındaki san`atlar yanında tezhib, cild, minyatür, ebr&icirc ve âhâr yapımının öğretilmesine devam edildi.&nbsp

Şark Tezyin&icirc San`atlar Mektebi, 1936`da Güzel San`atlar Akademisi`ne bağlandı. Altunbezer, 1945 yılına kadar burada Türk Tezyin&icirc San`atlar ş&ucirc besindeki tezh&icirc b muallimliğine devâm etti.&nbsp Hakkı Bey 19 Temmuz 1946`da hayâta gözlerini yumdu.

Mehmed Said Bey&nbsp

Dâhiliye Nezâreti Mekt&ucirc b&icirc Kalemi mümeyyizlerinden Mustafa Tâhir Efendi`nin oğlu olan Seyyid Mehmed Sa&icirc d Bey, 1860`da İstanbul`da doğdu. Rüşdiye`den sonra Arabça, Farsça ve Fransızca öğrenip Cihanzâde Mehmed Es`ad Bey`den (1831-1907) rik`a yazısını meşk etti. Sadâret Mekt&ucirc b&icirc Kalemi`ne intisabla, Osmanlı Devleti`nin muhtelif yüksek makamlarında hizmet etti ve 1923`de emekliye ayrıldı. Said Bey, Medresetü`l-Hattât&icirc n`in açılışından &icirc tibâren rık`a muallimi olarak vaz&icirc felendirildi. Bu okuldan ne zaman ayrıldığı bilinmemekle berâber, daha sonra, Hacı Kâmil Efendi`nin ondan boşalan bu rık`a hocalığını da üstlendiği düşünülür.

Sa&icirc d Bey Medrese`de kendisinden rık`a meşk eden Mustafa Halim Özyazıcı`nın bu san`atlardaki dehâsını hissetmiş olmalı ki, henüz altı aylık talebeyken onun D&icirc vân-ı Hümây&ucirc n`da görev almasına vesile olmuştur. 30 Kasım 1938 de vefat etti.

Hüseyin Haşim Bey&nbsp

Hüseyin Hâşim Bey 1861 yılında Yunanistan`da doğdu. Bu yüzden imzalarında Yenişehr-i Fenâr&icirc nisbesini kullanırdı. Bâbıâli`de Eyâlât-ı Mümtâze Kalemi`ne giren Hâşim Bey câmi derslerinden de ilmiye icâzeti aldı. 1883`de açılan Sanây&icirc -i Nefise Mektebi`nde yağlıboya ve karakalem resim tahs&icirc lini tamamladı. Sülüs-nesih yazılarıyla uğraştı ve Sâmi Efendi`den ta`l&icirc k yazı meşketti. Mekteblerde hocalık, Harbiye Mektebi`nde ve Harbiye Nezâreti`nde başkâtiblik vaz&icirc felerinde bulundu. 1915`de açılan Medresetü`l-Hattât&icirc n`de ‘Tarih-i Hut&ucirc t ve Hattât&icirc n’ dersleri verdi. Hâşim Bey, 25 Kasım 1920`de vefat etti.

Emirzâde Kemaleddin Bey&nbsp

Doğum yeri ve tarihi, hangi mektebi bitirdiği bilinmeyen Kemaleddin Bey Medresetü`l-Hattât&icirc n hocaları arasında, hayâtına dâir en az bilgi sâhibi olunan kişidir. Resm&icirc görevi Adl&icirc Tıb ve Evkâf-ı İslâmiye Müzesi`nin başkâtibliği olan Emirzâde, 1916 yılında kendisinden istenilen Medresetü`l-Hattât&icirc n Tâlimatnâmesi`ni hazırlamıştır. Kemaleddin Bey`in bâzı eserleri Medresetü`l-Hattât&icirc n`in Ramazan sergilerinde sergilenmiştir. Ankara Etnografya Müzesi`nde görülen 1910 tarihli Türk Ocağı Nizamnâmesi`nin yazı ve tezh&icirc binin Emiroğlu Mehmed Kemaleddin`e âid olduğu imzasından anlaşılmaktadır. Emirzâde`nin Şark Tezyin&icirc San`atlar Mektebi`nde öne çıkan talebeleri arasında Feyzullah Dayıgil, 1936`dan &icirc tibâren Güzel San`atlar Akademisi`ne çini desenleri hocası olmuştur. Kemaleddin Bey 1934`de vefat etmiştir.

Hasan Rıza Efendi&nbsp

1849 yılında Ü sküdar`da doğan Seyyid Hasan Rızâ, ilk tahsilinden itibâren hüsn-i hatta karşı ilgi duymuştur. Aralarında Yahyâ Hilmi Efendi (1883-1907) gibi bir nesih üstâdının da bulunduğu birkaçhocadan sırayla hat öğrendi. Daha sonra Şefik Bey`den (1820-1880) sülüs-nesih yazılarından icâzet aldı. Sâmi Efendi`den (1838-1912) de ta`l&icirc k hattını öğrenen Hasan Rızâ, Medresetül-Hattat&icirc n`in açılışından bir müddet sonra sülüs-nesih hocalığına getirildi. Ancak gözlerindeki rahatsızlık yüzünden bu görevini bırakmak zorunda kaldı.&nbsp Hasan Rızâ Efendi, 2 Mart 1920`de vefât etti&nbsp

Damad Ali Kenan (Esin) Bey&nbsp

Sultan II. Abdülhamid`in oğlu Selim Efendi`nin (1870-1937) kızı Emine Nemika Sultan`la (1888-1969) evliliği dolayısiyle dâmad olarak anılan Ali Ken`an Bey, İstanbul`da doğdu. 1911 yılında Nemika Sultan`la evlendi. Hânedâna mensub oldukları için 1924`de yurt dışına çıkarıldılar. 1952`de Türkiye`ye dönen ve 1961`de vefat eden Ali Ken`an Bey Medresetü`l-Hattâtin`de bir müddet k&ucirc f&icirc hattı muallimliğinde bulunmuştur.&nbsp

Hulusi Efendi

1869`da İstanbul`da doğan Hul&ucirc si Efendi, önce Osman Nuri Efendi`den sonra Muhsinzâde Abdullah beyden sülüs-nesih yazılarını meşketmiştir. Ta`l&icirc k yazıyı Hasan Hüsnü Efendi`den öğrenmeye başlayıp Çarşanbalı Hacı Arif Bey`le devam ettirmiştir. Son hocası ise Sami Efendi olmuştur.&nbsp

Hulusi Efendi Darüşşafaka`da ve Mekteb-i Kudât`da (Kadılar Mektebi) ta`lik yazı öğretmeye devam ederken, Medresetü`l-Hattat&icirc n`e ta`l&icirc k yazısı hocası olarak tây&icirc n edilir ve 1928`deki harf inkılâbına kadar da burada görev yapar. Hulusi Efendi 8 Ocak 1940`da vefat etmiştir.

Necmeddin Okyay

1885`de Ü sküdar`da doğdu. Hattat Bakkal Arif Efendi`den meşk almak üzere haftada bir gün izin verilmesi hakkında isteği kabul edilmediğinden bir yıl devam ettiği Ü sküdar İdadi Mektebi`ni bıraktı. Ü sküdar`da Atik Valide Camii`nde Tedkikatı Seriye meclisi mümeyyizi ve Çinili Camii imamı Nuri Efendi`den ders-i mübaşerette ilmiye icazeti aldı.

`height=

İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Süsleme Bölümü`nde yıllarca yazı ve cilt hocalığı yaptı. Emekliliğinden sonra da hocalığını evinde devam ettirdi. Necmeddin Efendi aynı zamanda hat konusunda eşsiz bir eksperdi. Yetiştirdiği en meşhur ögrencileri Ali Alparslan ve M. Uğur Derman`dır. Necmettin Okyay 5 Ocak 1976`da 93 yaşında vefat etti. Müzelerde ve özel koleksiyonlarda eserleri olan Necmeddin Okyay`ın Güzel Sanatlar Akademisi koleksiyonunda da levhaları vardır.

Hacı Nuri Korman

1868 senesinde İstanbul`da doğdu. Zeki Dede`den talik hat meşketti. Rüşdiye`deki hocası Süleyman Efendi`den sülüs ve nesih yazılarını çalıştı. 1882`den itibaren Nevşehirli Hacı Osman Efendi`den, 1883`den sonra da Süleyman Efendi`nin hocası Alaeddin Bey`den ve aklâm-ı sitte meşk etti. 1888-1906 arasında Muhsinzâde Abdullah Bey`e devamla icâzet aldı.
1893-1894 arasında Matbaa-i &Acirc mire serhattatlığında bulundu. Ayrıca Beşiktaş`ta Mekteb-i Ham&icirc d&icirc `de aklâm-ı sitte dersleri verdi.

`height=

Hasan Rızâ Efendi`nin sağlık sebepleriyle ayrılması üzerine, Mısır dönüşü 23 Nisan 1920`de Medresetü`l-Hattât&icirc n`de sülüs-nesih yazı hocası oldu. Mektebin kapanmasından sonra Güzel Sanatlar Akademisi`nde 1936`dan itibaren hat öğretimine başlanması üzerine Akademi`nin aklâm-ı sitte hat hocalığına tayin edildi ve burada 07.04.1938`den 30 Kasım 1944`de emekli oluncaya kadar görev yaptı. Vefatına kadar ise gerek Akademi`nin hat koleksiyonu, gerekse yazı meraklıları için yazılar yazmaya devam etti. Hacı Nuri Efendi 12 Eylül 1951 tarihinde vefat etti.

Kamil Akdik

Kamil Efendi 1861 yılında Akademi`nin karşısındaki bir evde doğdu. Hocası Sâmi Efendi`nin 1909 yılında emekli olması üzerine, bu vaz&icirc feye nâmenüv&icirc slik de uhdesinde kalmak kaydıyle Kâmil Efendi tây&icirc n edildi.

Kendisi icâzetnâme aldıktan sonra gerek Fatih`in Gelenbev&icirc semtindeki evinde, gerekse resm&icirc vaz&icirc fesi &icirc cabı Divân-ı Hümây&ucirc n`da hüsn-i hat öğretmeğe başlayan Kamil Efendi eski Türk san`atlarının ihyâsı maksadıyle 1915`de açılan Medresetü`l-Hattât&icirc n`e sülüs-nesih yazılarını öğretmek üzere görevlendirildi. Kâmil Efendi 1918`den sonra, Galatasaray Sultan&icirc si`nin de rık`a yazısı hocası oldu. 1922`de Mill&icirc Hük&ucirc met`in kurulmasıyla lağvedilen Bâbıâli`den emekliye ayrılan Kâmil Efendi, medreselerin kapatılmasından sonra Hattat Mektebi (1925) ismini alan Medrese`deki vaz&icirc fesine devâm etti. Yeni harflerin kab&ucirc lüyle 1929`da Şark Tezyin&icirc San`atlar Mektebi ismiyle tekrar açılan bu kurumda yazı öğretilmediği için, buranın müdürlüğüne getirildi. Nihayet bu okul da 1936 ders yılında Türk Tezy&icirc n&icirc San`atları Ş&ucirc besi olarak Güzel San`atlar Akademisi`ne bağlanınca, hüsn-i hat öğretilmesine tekrar izin verildi. Kâmil Akdik, vefâtına kadar hayatının son beş yılını san`at hayâtının en vel&ucirc d ve verimli devresini burada yaşamıştır.

Mustafa Râkım Unan

1876 Filibe doğumlu olan Mustafa Râkım Unan da 15.11.1941`de atandığı Hüsn-i hat hocalığına 25.04.1949`da vefatına kadar devam etmiştir.&nbsp

Mahmud Surur&icirc Öncü

1913 yılında Şehzadebaşı semtinde dünyaya geldi. Hüsn-i hatta merakı nedeniyle, Süleyman Bey`den yazı meşkederek hat sanatına başladı. Daha sonra Güzel Sanatlar Akademisi`nde Hattat Kâmil Akdik, Nuri Korman ve 1946`dan sonra da Halim Özyazıcı`dan sülüs-nesih ve ta`l&icirc k yazılarını meşk etti. Emekli olduktan sonra tamamen yazı ile iştigal etmeye başlayan Mahmutd Öncü 1979-1994 yılları arasında o zamanki adıyla Mimar Sinan Ü niversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Türk Sanatları Bölümü, Hat Anasanat Dalı`nda uygulamalı sülüs-nesih dersleri verdi. Mahmut Öncü 31.01.1994 tarihinde vefat etmiştir.

Ali Alparslan

Ali Alparslan, 1925`de doğdu. 1948`de Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü`nden mezun oldu. Kazandığı burs üzerine 1949`da İran`a gitti. Tahran Ü niversitesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü`nde Yüksek Lisans derslerini takip ederek üçbuçuk yıl süreyle okudu 1952`de Türkiye`ye döndü.&nbsp

`height=

Prof. Dr. Ali Alparslan, Nesta`l&icirc k yazı meşk ederek icâzetnâme aldı. Daha sonra Güzel Sanatlar Akademisi`nin hat hocalarından biri olan Mustafa Halim Özyazıcı`dan da Rık`a, D&icirc vân&icirc ve Cel&icirc D&icirc vân&icirc yazılarını öğrendi. Ayrıca İran`da Şikeste Ta`l&icirc k yazı çeşidini de öğrenmiştir. 1990-2005 yılları arasında Mimar Sinan Ü niversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Hat Anasanat Dalı`nda Hat, Osmanlı Türkçesi ve Geleneksel Türk Sanatları Tarihi dersleri verdi. 24 Ocak 2006`da vefat etti.&nbsp

`height=

Mustafa Halim Özyazıcı-Fotoğraf: Haluk Perk Koleksiyonu.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR