Kültür - Sanat

ZOR YILLARIN ROMANI; ÖĞLEN KARANLIĞI

Abone Ol

DURSUN EKER

Gazeteci – Yazar Orhan Baylan’ın kaleme aldığı ikinci eser olan ‘’Öğlen Karanlığı’’ isimli roman, 1930-40’lı yılların Türkiye’sinde baskı ve tehditle devam eden sosyal değişimler sırasında yaşanan zorlukları gözler önüne seriyor.
Daha önce kaleme aldığı ‘’Irmağın Kıyısındaki Köy Bengü' romanıyla 1914-24 yılları arasındaki sosyal olaylara ışık tutan Orhan Baylan, ‘’Öğlen Karanlığı’’ isimli eserin, aslında bin yıllık geçmişi ve geleneği inkâr ederek 10 yılda baskıyla sosyal değişimi sağlamaya çalışmanın romanı olduğuna dikkat çekiyor.
Günümüzde bile son derece çetrefilli olan konuları kaleme alma cesaretini gösteren Orhan Baylan ile sizler için konuştuk. Gelecek vaat eden bu kıymetli yazarla yaptığımız söyleşiyi beğenerek okuyacağınızı ümit ederim.
 
D.Eker: Kendinizi tanıtır mısınız?
O.Baylan: 1959 yılında Bafra’da doğdum. Bu arada biz Bafralılar doğrudan şehrimizi söyleriz. İlkokulu 3 farklı köyde okudum. Samsun İmam-Hatip Lisesi’nde başlayıp Boyabat İmam-Hatip Lisesi’nde bitirdim. O dönemin etkisinden cezaevine girdim. Askerlik görevim sonrası Türkiye Gazetesi’nde çalışmaya başladım. 1999 sonu itibariyle ayrılarak çeşitli reklam ajanslarında çalışıp emekliye ayrıldım. Kendimi tamamen yazmaya verdim.
D.Eker: Yazma hep var mıydı, sonradan mı başladı?
O.Baylan: Okuma hep vardı ve halen var. Ama yazma sonradan başladı. Tabi bilhassa çalıştığım dönemlerden beni tanıyanlar şaşırıyor. Dağıtım bürosunda ve reklam bölümünde çalışmış biri ne ara başımıza yazar oldu diye…
İnsan yoğun okumalar yapınca sanırım bir müddet sonra bir şeyler yazma ihtiyacı duyuyor. Ben genç arkadaşlara da bunu diyorum; okuyun, bol bol okuyun. Bir gün o duygu dolup taşacak ve sizi yazmaya teşvik edecek.
Tabi bazıları genç yaşta başlıyor. Allah vergisi bir kabiliyeti olanlar var. Onlara gıpta ile bakıyor ve takdir ediyorum. Ama esas usul testiyi dolduracaksın.
Benim yazma düşüncem köyümün barajın suları altında kalmasıyla başladı.Bafra’nın en eski ve en büyük köyüydü Bengü. Türklerin bu coğrafyaya gelişiyle başlayan bir tarihi var. Medrese geleneği olan bir köy. Babam son medrese mezunlarından. Bu köy Altınkaya Barajı sularının altında kalınca, köy halkı Türkiye’nin dört bir yanına dağıldı. İnsanlar bir birlerinden kopmaya başladı. İstedim ki bu kadim köyün tarihini, kültürünü kayda geçireyim.
İlk romanım 'Irmağın Kıyısındaki Köy Bengü' işte böyle doğdu. Çocukluğumdan beri dinlediğim büyüklerime ait hikâyeleri romanlaştırıp sundum.1914-24 yılları arasında yaşanan seferberlik yıllarını, Rusya’da esir düşen ve köyümüzde Rumlara karşı çetecilik yapan dedelerimizin üzerinden anlattım. Yani 100 öncesinin olaylarını, yaşam şekillerini, adetlerini, acılarını, sevinçlerini yazdım.

Beğenildi. Takdir edildi ve teşvik edildim.
Ve 5 yıl sonra 'Öğlen Karanlığı' romanım geldi.
1930-40’lı yılların yokluğunu, dini baskılarını, yeni cumhuriyet kadrolarının oluşturulması adına yapılan insan kıyımını yine gerçek hikâyeler üzerinden romanlaştırdım.
Şu ana kadar gelen tepkiler olumlu. Okurlarım, gerek anlatım dilini, gerekse yaşanan olayların yansıtılmasını başarılı buldular. Bu da bir yazarın duyabileceği en güzel iltifatlardır.
D.Eker: Başka çalışmalar olacak mı?
O Baylan: Allah ömür verdikçe olacak... Üçüncü kitap inşallah 70’li yılların o kaotik ortamına nasıl sürüklendiğimizi, çatışmalarda nasıl kullanıldığımızı, Türkiye’nin istihbaratların at oynattığı bir laboratuvar haline nasıl geldiğini anlatmaya çalışacağım.
Tabii Selefi akımların nasıl siyasallar eliyle ülkeye sokulduğunu da anlatacağım. Bizzat şahit olduğum dönem olduğu için daha rahat kaleme alacağımı düşünüyorum.
D.Eker: Kitabı edinmek isteyenler nasıl ulaşacaklar?
O.Baylan: KTB yayınlarından çıktı kitabımız. Dönem malum, 3 kişinin bir araya gelmeye korktuğu bir zaman. Dağıtım şirketine vermedik. Kendi imkânlarımızla ulaştırmaya çalışıyoruz.
Okuyucularımız, KTB yayınlarının kendi sitesinden, ADEMDER Derneği’nden ya da benim sosyal medya hesaplarımdan bana ulaşarak kitabı alabilirler. Benden alanlar imzalı olarak kütüphanelerine koyma şansı elde edebiliyorlar.
D.Eker: Teşekkür eder başarılarınızın devamını dileriz.
O. Baylan: Gazetenizin sayfalarında bana yer verdiğimiz için çok teşekkür ederim.   İTTİFAK