Dün görülen duruşmada sanıklar savunmalarına devam etti. Günün en çarpıcı itirafı tutuklu hemşire Hasan Basri Gök’ten geldi. Bütün hemşirelere epikrizlere yardım ettikleri için para verildiğini itiraf eden Gök, “Kimse hayrına bir şey yapmıyordu. Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) para almak için yatışlar uzatılıyordu.” dedi.

Tutuklu hemşire Deniz Korkmaz ise hem hastaneden hem de Fırat Sarı’dan para aldığını söyledi. Hemşire Hüseyin Günerhan da artan doz ilaçları, ödemenin karşılamadığı yabancı hastalar için biriktirdiklerini itiraf etti. Davanın üçüncü duruşması bugün saat 10.15'te başladı. Duruşma salonundan son gelişmeleri NTV’den Melike Şahin ve Osman Terkan aktardı.

Nasuh Mahruki’ye tutuklama talebi Nasuh Mahruki’ye tutuklama talebi

Davanın ilk iki gününde altı tutuklu sanık savunma yaptı.

Bugünkü oturum sanık hemşire Cansu Akyıldırım’ın savunmasıyla başladı.

Akyıldırım, “Suçlamaları kabul etmiyorum. Ben maaşlı çalışanım. Bir maddi çıkarım olmadı.” dedi.

Yenidoğan Çetesi davasında üçüncü celse başladı.

Bakırköy Adliyesi konferans salonunda görülen duruşmanın bugünkü oturumunda 22’si tutuklu 47 sanık ve tarafların avukatları hazır bulundu.

HEMŞİRELERDEN ART ARDA İTİRAFLAR

Yenidoğan Çetesi davasının ikinci günü çarpıcı itiraflara sahne oldu.

Sanıklardan hemşire Hasan Basri Gök savunma yaptı.

Tapelere yansıyan sözleri için “Çirkin bir cümle. Bebeğin sürekli kalbi durup geri getiriliyordu, o yüzden böyle konuştum” dedi.

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifade veren Gök, çetenin karanlık yüzünü anlattı.

“Sağlam bebeğin sevki mümkün değil. Çok uzun süre bekletildiği için akciğerleri de kötüleşiyordu. Entübe edip gönderiliyordu.” diyen Gök, “Serdar Yüksel, bebek sevki yapıp karşılığında para alıyordu. Fırat Sarı parayı yollamamı söyledi, yolladım. SGK'dan fazla para alıyorlardı. Bunun için yatışlar uzatılıyordu.” itirafında bulundu.

Gök, “Epikrize yardım ettiği için bütün hemşirelere para veriliyordu. Kimse hayrına bir şey yapmıyordu.” diye konuştu.

"O SÖZ KURTLAR VADİSİ REPLİĞİYDİ"

Duruşmada bir Kurtar Vadisi diyaloğu da yaşandı.

Hemşire Deniz Korkmaz’a, “Devleti soymak milleti soymaktan şereflidir.” cümlesini kurduğu hatırlatılınca, repliği Kurtlar Vadisi dizisinden aldığını söyledi.

“Hastane hastaları satılan bir eşya gibi görüp sadece para almak için kullanıyordu.” diyen Korkmaz, “Bu zihniyette olan insanların bunları yapması kaçınılmazdı. Hastaların yoğun bakım süreçlerinde malzemeden tasarruf etmeye çalışıyorlardı. Bu insanları ben CİMER'e şikayet ettim.” şeklinde konuştu.

İLAÇ BİRİKTİRME İTİRAFI

Hemşire Hüseyin Günerhan da davada çarpıcı bir itirafta bulundu.

Örgüt iddiasını reddedip, suçsuz olduğunu savunan Günerhan, “Biz artan doz ilaçları ödemenin karşılamadığı hastalar için yabancı hastalar için biriktiriyoruz.” dedi.

Reyap Hastanesi’nde çalıştığı dönemde Fırat Sarı ile tanıştığını iddia eden Günerhan, “Ağabeyim de Reyap Acil’de çalışıyordu. Reyap’ta nöbet tutarak çalışmaya başladım. Burada kimseyi korumak için konuşmayacağım, doğruları söyleyeceğim.” dedi.

Kaynak: HABER MERKEZİ