Yalova

Yalova Termal Kaplıcaları binlerce yıldır insanlığa şifa dağıtıyor

Yalova’nın kaplıcalarıyla ünlü Termal ilçesi, şifalı sularıyla yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekiyor.

Abone Ol

Roma, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinin şifa merkezi olan Termal Kaplıcaları’nda kış mevsimine girilmesiyle birlikte hareketli günler yaşanıyor. İlçede faaliyet gösteren Sağlık Bakanlığına ait Yalova Termal Kaplıcaları İşletmesi’ni ziyaret eden turistler şifalı sulardan yararlanırken, Türkiye’nin ilk ağaç müzesi olan Atatürk Arboretumu’nun doğa güzelliğine de hayran kalıyorlar.

Yalova Termal Kaplıcaları İşletme Müdürü Mehmed Burhan Topsöğüt, kaplıca suyunun 1911 yılında İtalya’nın başkenti Roma’da gerçekleştirilen yarışmada en şifalı kaplıca suyu seçildiğini hatırlattı. Dünyada bu madalyaya sahip tek kaplıcanın Termal olduğunu ifade eden Topsöğüt, "Bizim suyun en önemli özelliklerinden birisi de içilebilir olması" dedi.

Doğası ziyaretçileri büyülüyor

Topsöğüt, Türkiye’nin ilk arboretumunun kaplıcalar içinde Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulduğunu belirterek, "Suyun dışında bizim doğamız çok önemli. Atatürk’ün ağaç sevgisinden dolayı birçok ülkeye mektuplar gönderiliyor ve o mektupların karşılığı buraya her ülke bir fide, fidan gönderiyor. Japonya’dan, Kuzey Amerika’dan gelen ağaçlarımız da var. Çalışmalardan sonra doğal bir arboretum oluşuyor. Bölgemiz zaten 1. derece arkeolojik sit, 1. derece doğal sit ve 1. derece tarihi sit alanı. Bölgemizin bazı yerleri 3. seviye olarak geçiyor. Bu da Türkiye’de tek" diye konuştu.

Krallar, sultanlar Termal’de şifa aradı

Roma, Bizans dönemlerinde krallar ve kraliçeler tarafından kullanılan Osmanlı’da ise sultanların şifa aradığı kaplıcalar, Atatürk tarafından da Cumhuriyet yıllarında sıkça kullanıldı. İngiltere Kralı’ndan İran Şahı’na birçok devlet büyüğünün ağırlandığı Termal Kaplıcaları binlerce yıldır insanlığın şifa aradığı bir merkez oldu. Müdür Topsöğüt, İstanbul, Bursa ve Kocaeli gibi büyük şehirlere 1 saat uzaklıkta olan kaplıcaların yerli turistlerin ilgisini çektiğini ifade etti. Topsöğüt, Ortadoğu ülkelerinin yanı sıra Rusya, Ukrayna ve Doğu Avrupa ülkelerinden de yabancı misafirleri ağırladıklarını kaydetti.

Topsöğüt, kışın özellikle sıcak havuz keyfi için kaplıcaların tercih edildiğini söyledi. Topsöğüt, 33-35 derece civarında sıcaklığa düşürülen havuzun yanı sıra Kurşunlu ve Sultan Hamamı’nın da turistler tarafından sıkça kullanıldığını anlattı. Kaplıcaların şifalı sularının özelliklerinden bahseden Topsöğüt, "Suyun ilk çıktığı noktada nefes kürümüz var. Buharı özellikle ciğerlerimize çekiyoruz. Belli solunum hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor. Ayak suyumuz var. Derenin içinde soğuk suyun çıktığı yerde aynı anda çıkar. Sıcak su 65 dereceyle çıktığı için normalde ayağımızı sokmamız çok zor ama dağdan gelen soğuk suyla birleştiği noktalarda ayakları sokabiliyoruz. Özellikle ayak rahatsızlıklarında, bazı mantar, cilt hastalıklarında iyi geldiği söyleniyor. Daha sonra göz suyumuz var. Göz kenarına damlatıldığında bazı göz hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor. Mide suyumuz var. İçtiğimiz zaman bazı mide rahatsızlıklarına iyi geliyor" ifadesini kullandı.