İçinde bulunduğumuz koronavirüs günleri de elbette gelip geçecektir. Birkaçay sonra bugünler de unutulacaktır. Unutulmayacak olanlar yaşanan acılar, hikâyeler, deneyimler, tecrübelerdir.
O yüzden bir eğitimci olarak, bir öğretmen olarak, bir öğrenci olarak bugünleri olabildiğince verimli, deneyimlerle dolu, yeni şeylerin öğrenildiği günler olarak geçirmeye gayret etmeliyiz.
Evinde bütün gün oturup sıkılmak yerine günlerine, gönüllerine öğrencilerini, derslerini, eğitim aşkını, öğrenci sevgisini dolduran binlerce öğretmen var bugünlerde. Elindeki bütün imkânları kullanarak öğrencilerine uzaktan eğitim sistemiyle ders veren, evindeki masayı, dolabı yazı tahtası yapan televizyonu, telefonu canlı ders aracı haline getiren öğretmenlerin hakkı ödenemez.
Çok kısa bir zaman içinde senkronize dersi, online dersi, canlı ders platformlarını hızlı bir şekilde öğrenip öğrencilerinin gündemlerine taşıyan binlerce fedakar öğretmene teşekkür etmemiz gerekir.
Bu süreçbittiğinde onların ellerinde bir hayli 'iyi ki'leri olacak.
İyi ki uzaktan eğitimi denemişim.
İyi ki canlı dersler vermişim.
İyi ki öğrencilerimle yakın iletişim halinde olmuşum.
İyi ki canlı ders platformlarını kullanmışım.
İyi ki velilerimle sürekli iletişim halinde kalıp öğrencilerimin evde eğitim almalarına destek olmuşum.
İyi ki onlara masal videosu çekip göndermişim.
İyi ki öğrencilerimle evde yemek yapma etkinliği yapmışım.
İyi ki kitap okuma, şiir okuma etkinliği yapmışım.
İyi ki Youtube kanalı açıp ders videolarımı öğrencilerime ulaştırmışım.
İyi ki;
İyi ki;
İyi ki;
Diğer türlü elimizde bir hayli 'keşke'ler olacaktır.
Unutmayalım bu zor günler sona erdiğinde dünya, eski dünya olmayacak.
Her şey değişecek.
Eğitim, eski eğitim olmayacak.
Okul, eski okul olmayacak.
En önemlisi de öğrenci eski öğrenci olmayacak.
O yüzden bizler de eski öğretmen olarak kalamayız, kalmamalıyız.
'Ama şöyle, ama böyle; ' diyerek bahanelerin ardına gizlenmeyelim. Değişime ayak uydurup yeni nesil eğitimin öncüsü olabiliriz.
Eğitim treni hızla gidiyor. Binmek için acele etmeliyiz. Yarın geçkalabiliriz. Bütün fırsatları kaçırabiliriz.
S. Johnson`un meşhur eseri, 'Peynirimi Kim Kaptı?'  değişimi anlatır. Kitaptaki dört kahramandan birisinin adı Koklarca`dır. Şartların değiştiğini çok önceden sezip kendisini yeni durumlara hızlı adapte ettiği için, değişimin kokusunu çok önceden aldığı için adı Koklarca`dır. Değişime direnenlerin adı ise Mırın ile Kırın`dır. Okumayanlara bu kitabı şiddetle tavsiye ederim. Değişimi masal tadında anlatan etkileyici bir kitaptır. Tam da bugünlerde yaşanan hızlı değişimi idrak etmek için okunmalıdır.
Son aylarda yaşanan korona virüs salgını eğitimde de çok büyük değişimlere sebep oluyor. Bu süreçsona erdiğinde bunu çok daha iyi anlayacağız.
Aşağıda okuyacağınız satırlar bir döneme tanıklık etmesi anlamında önemledir. Her biri uzaktan eğitim döneminde bir kahraman olan, değişimi önceden hissedip önlem alan, kendisini yeni duruma çok hızlı adapte eden kırk civarında öncü öğretmenin uzaktan eğitim dönemiyle ilgili deneyimlerinden çıkarılan ortak sonuçlardır.
- Uzaktan eğitim dönemine çok hazırlıksız yakalandık. Kısa bir belirsizliğin ardından çok hızlı bir şekilde sürece uyum sağlandı.
- Yeni durum, uzaktan eğitim teknolojileri, canlı ders platformları, akıllı ders içerikleri öncelikle birçok öğretmende bir tedirginliğe, strese, gerginliğe sebep oldu. Demo dersler, alıştırmalar, ilk bağlantılar derken süreci kontrol altına almayı başardılar.
- Veliler bu süreçte en belirleyici kişiler oldular. Sürecin başında onlar da çok gerildi. Uyum sağladıkça, öğretmenlerle iletişimleri güçlendikçe, uzaktan eğitimin dilini çözdükçe velilerimiz de rahatladılar.
- Öğrenciler önce bir boşlukta kaldılar. Tam tatil moduna giriyorlardı ki uzaktan eğitimle birlikte neye uğradıklarını şaşırdılar. EBA TV, canlı dersler, soru çözme, kitap okuma, ödevler, Khan Akademi, online deneme derken linkler yağmur gibi yağmaya başladı. Tek bir farkla, başlarında öğretmen yerine anne babaları vardı.
- İlk canlı derslerden sonra herkeste bir rahatlama olduğu anlaşılıyor. Zamanla çok daha ilginç, dikkat çekici, etkinlikli dersler yapılmaya başlandığını öğreniyoruz.
- Öğrencilerle canlı bağlantı kurmak, onların sesini duymak, yüzlerini görmek tüm öğretmenlere iyi gelmiş. Aynı zamanda öğretmenlerinin sesini duyan, görüntüsünü gören öğrenci de sürece daha hızlı adapte olmuş.
- Sürecin başında bir tane canlı ders platformunu kullanmakta bile zorluk yaşayan öğretmenler iki hafta içinde bu alanda ne kadar program varsa nerdeyse hepsini kullanır duruma gelmişler.
- Uzaktan eğitim sürecine, canlı ders platformlarına en hızlı uyum sağlayan grubun öğrenciler olduğu gözlenmiş. Onların teknoloji çağı çocukları olmasının bu süreçte işe yaradığı anlaşılıyor.
- Geleneksel eğitimde, sınıflarda sıkılan, derste tam olarak varlık gösteremeyen, dikkat sorunu yaşayan öğrencilerin uzaktan eğitimde tamamen dersten koptuğu, ilgisiz kaldığı, derslere bile girmediği gözlemlenmiştir. Her yerde olduğu gibi burada da istisnalar olabilir. Olumlu anlamda öğretmenlerini şaşırtan birkaçöğrencinin varlığı da uzaktan eğitimin güzel taraflarından biri diyelim.
- Uzaktan eğitim süreci uzadıkça okula, sınıfa, yüz yüze eğitime duyulan özlem belirgin bir şekilde artmış gözüküyor. Süreçuzadıkça özlemin daha da artacağından hiçkimse şüphe etmesin. Şimdiden 'ben okulumu özledim, ben öğrencilerimi özledim, ben onların yaramazlıklarını bile özledim' sözlerini duymaya başladık.
- Daha önce ne kadar büyük nimetlere sahip olduğumuzu bu süreçte herkes bir kez daha anlamış olduk.
- Uzaktan eğitim döneminde öğretim alanında başarılı olunsa bile eğitim alanında başarılı olunamayacağı, çocuklara dokunmanın, göz teması kurmanın, onlarla el ele, diz dize olmanın yerini hiçbir şeyin alamayacağı bir kez daha görülmüştür.
- Süreçnormale döndüğünde uzaktan eğitim döneminde elde edilen bazı kazanımların yüz yüze eğitimle senkronize bir şekilde kullanılmaya devam edeceği anlaşılmaktadır.