Uraloğlu, Antalya'nın Serik ilçesi Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde yapay zeka teknolojilerinin havacılık sektöründeki etkilerini değerlendirmek amacıyla düzenlenen AI In The Sky: A Unified Approach with ICAO (Gökyüzünde Yapay Zeka: ICAO ile Birleşik Bir Yaklaşım) etkinliğinin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 4 saat uçuş süresiyle 1,5 milyar insanın yaşadığı lokasyona sahip olduğunu belirtti.

Uraloğlu, Türkiye'nin 4 saatlik uçuş ile 51,2 trilyon dolar gayrisafi milli hasılaya sahip 67 ülkenin merkezinde avantajlı ve muhteşem bir lokasyona sahip olduğu bilgisini paylaştı.

Turkcell mobil uygulaması yenilendi Turkcell mobil uygulaması yenilendi

Türkiye'nin bu avantajlı konumunun potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için havacılık alanında çok büyük yatırımlar gerçekleştirdiklerini belirten Uraloğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde "Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak" hedefiyle hareket ederek Türkiye'yi dünyanın en geniş uçuş ağına sahip ülkelerinden birine dönüştürdüklerini ifade etti.

İç hatlarda 58 noktaya, dış hatlarda ise 131 ülkede 347 farklı noktaya hava yolu ile ulaştıklarını dile getiren Uraloğlu, Türk Hava Yolları'nın, gelecek aylarda İstanbul-Sao Paolo- Santiago ve İstanbul-Kuala Lumpur-Sydney hatlarında yeni seferlere başlayacağını vurguladı.

Türkiye'nin yolcu sayısının bu yıl sonunda 236 milyonun, 2025 yılında da 250 milyonun üstüne çıkacağını öngördüklerini aktaran Uraloğlu, son 22 yılda 32 yeni havalimanı inşa ettiklerini kaydetti.

Havacılık sektörünün, küreselleşmenin en önemli aktörlerinden olduğuna dikkati çeken Uraloğlu, "Havacılığın, bir ulaşım modu olmaktan öte ülkelerin ekonomik ve kültürel gelişiminde önemli bir rol oynayan ve sınırları aşan bir köprü olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu sektör, teknolojinin hızla geliştiği bir çağda, sürekli dönüşüme uğramakta ve rekabet de buna paralel olarak artmaktadır.
Genç, modern ve verimli uçak filolarına sahip olmak, havayollarının rekabette bir adım öne geçmesini sağlayan en önemli faktörlerden biridir." diye konuştu.

"Havacılıkta yapay zeka ve büyük veri teknolojilerini değerlendirmek zorundayız"

Kalıcı rekabet için sürekli olarak yenilikçi çözümler üretmek zorunda olduklarına işaret eden Uraloğlu, "Havacılıkta yapay zeka ve büyük veri teknolojilerini değerlendirmek zorundayız. Zaten dijital teknolojilerin en çok uygulamaya geçtiği ve kullanımının sürekli arttığı sektör havacılık sektörü olmuştur. İlk otomatik bagaj sıralama sistemleri 1990'larda ortaya çıkmış, 2000'li yılların başından bu yana, e‑biletler kağıt biletlerin yerini alırken, biniş kartları mobil ortama taşındı. Gerçek zamanlı bagaj takipleri uygulanmaya başladı." ifadesini kullandı.

Yapay zekanın bugün geldiği noktanın havacılık sektörünü derinden etkilediğini anlatan Uraloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yapay zekanın havacılığa getirdiği en büyük değişimlerden biri olan otonom uçuş sistemleri sayesinde pilot hataları minimuma indirildi. Havacılık sektöründeki tüm şirketler yapay zeka destekli sistemlerle işletme maliyetlerini ve genel giderlerini düşürebiliyorlar. Bunun üzerinde çalışan birçok firma var. Yani aslında yapay zeka konusunda yapay olan hiçbir şey yok. Gayet somut, başarılı ve pozitif katkıları olduğunu görüyoruz. Yapay zeka sayesinde uçakların bakım süreçleri optimize edilecek, olası arızalar önceden tespit edilecek. Büyük veri analizi ile hava trafiği yönetimi daha verimli hale getirilecek ve kazaların önüne geçilecektir. Yine büyük veri analizi ile yolcu davranışları analiz edilerek, daha kişiselleştirilmiş hizmetler sunulacaktır."

Uraloğlu, yapay zeka destekli bakım sistemleri sayesinde de uçakların ömrünün uzatılacağını ve bakım maliyetlerinin düşürüleceğinin altını çizerek, yapay zeka ve büyük veri sayesinde hava trafiği yönetiminin daha çevre dostu hale getirileceğini, emisyonların azaltılacağını ve sürdürülebilir bir havacılık sektörü inşa edileceğini kaydetti.

"İRADE" yazılımı Dalaman Havalimanı'nda kullanılmaya başlanacak

Yapay zeka ve büyük veri teknolojilerinin havacılık sektörü için büyük bir dönüm noktası olduğuna inandığına değinen Uraloğlu, şöyle devam etti:

"Bu teknolojilere yatırım yapmanın da küresel rekabette daha güçlü bir konuma gelmemiz açısından ülkelerimize katkı sağlayacağını düşünüyorum. Siber güvenlik noktasında en çok önem verdiğimiz husus yazılımdan cihaz üretimine yerlilik ve milliliktir. Tamamen yerli ve milli olarak geliştirdiğimiz 'Avcı, Azad, Kasırga, Atmaca ve Kule' adlı yapay zeka uygulamalarımız ile ülkemizin siber güvenliğini sağlıyoruz. Uçuş operasyonlarında yerli ve milli olarak geliştirdiğimiz yazılım ve cihazlarımızı kullanıyoruz. Örneğin interaktif radar analiz ve data ekranımız kısa adıyla 'İRADE' ile ilgili havalimanına ait güncel meteorolojik veriler, atış bilgisi, notamlar, aip ve radar görüntülerini tek ekranda toplayıp kullanıcıya sunan bir sistem kurduk. İrade yazılımını, İstanbul Atatürk ve Çukurova havalimanlarında kullanmaya başlayarak havacılık alanında yeni bir dönemi başlattık. İlk yerli ve milli hava trafik görüntüleme yazılımımız sayesinde dışa bağımlılıktan kurtularak yerli teknoloji ürünlerinin önünü açtık. Önümüzdeki günlerde Dalaman Havalimanı'nda kullanmaya başlayacağız."

Uraloğlu, Türkiye'nin ilk yerli ve milli sivil gözetim radarı "MGR"yi de Gaziantep Havalimanı'na kurduklarını ve aralık ayında aktifleştirerek kullanmaya başlayacaklarını belirtti.

Hava trafik yönetimi alanında yerli ve milli imkanlarla geliştirilen çok amaçlı radar ekranı "Çare" sistemini de gerçek zamanlı uçuş verilerini harita üzerinde sergileyerek, hava trafiğinin etkin bir biçimde yönetilmesini sağladıklarını anlatan Uraloğlu, sistemin Türkiye'de 40'dan fazla havalimanında hizmet verdiğini, ayrıca Azerbaycan'da da hizmete başladığını vurguladı.

Uraloğlu, Fod tespit radarı, kuş tespit radarı, uçuş bilgi sistemi, Ais portal uygulaması, uçuş izle uygulaması, öngörüsel siber saldırı önleme sistemi, coğrafi tabancı dijital bilgi platformu yazılımı, dijital atış sistemi gibi uçuş operasyonlarında kullandıkları yerli ve milli teknolojilerle yenilikçi adımlar atmaya devam ettiklerini dile getirdi.

"Modelimiz aynı zamanda insan hatasını minimize ediyor"

Sivil havacılık alanında dijitalleşme odağında "Kurumsal Dönüşüm Modeli (KDM)" adlı yeni bir sivil havacılık modeli oluşturduklarına dikkati çeken Uraloğlu, şunları kaydetti:

"Bu model sadece emniyet ve verimlilik sağlamakla kalmıyor sektörde sürdürülebilir bir dönüşümü ileri teknolojilerle desteklenen bir altyapı aracılığıyla mümkün kılıyor. Bir havacılık otoritesinin ihtiyaç duyabileceği tüm dijital altyapıyı, yapay zeka ve büyük veri ile birleştirerek sunuyor. ICAO regülasyonlarına uygun şekilde geliştirilen bu sistemde eğitimler şeffaf, takip edilebilir ve bağımsız bir ölçüm mekanizmasına dayanıyor. Böylece hem eğitimin kalitesi artıyor, hem de katılımcılar için çok daha etkin bir öğrenme ortamı sağlanıyor. Modelimiz aynı zamanda insan hatasını minimize ediyor. Modelimiz proaktif ve dinamik bir iş süreci yönetimi de sağlamaktadır. Büyük veri altyapısı, gerçek zamanlı analizlerle, potansiyel risklerin önceden tespit edilmesine olanak tanıyor."

Dijitalleşme ve veri entegrasyonunun en somut örneklerinden birinin de OLS/CNS yazılımları olduğuna değinen Uraloğlu, yazılımın havaalanı çevresinde emniyeti sağlamak için engel kısıtlama yüzeyleri ve yapı kısıtlama alanları haritalarının hazırlanmasını hızlandırdığını ve yüksek doğrulukla sonuçlar sunduğunu aktardı.

İHA takip ve trafik yönetim sisteminin hava trafiğinde veri odaklı karar almayı sağladığını söyleyen Uraloğlu, "Otonom ticari taşımacılık ve drone kullanımı süreçlerini hızlandırarak, operasyonel verimliliği üst seviyeye çıkartıyor. Dinamik dronebanlar, şehirlerarası otonom İHA uçuşları ve uçuş kayıtlarının gerçek zamanlı olarak izlenebilmesi sayesinde güvenlik en üst düzeyde sağlanıyor." ifadesini kullandı.

Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO) Genel Sekreteri Juan Carlos Salazar'ın da katıldığı etkinlik, 14 Kasım'da sona erecek.

Kaynak: aa