Geçenlerde, Üsküdar sahilinde bu amcayla karşılaştık.
Çocuklarla şöyle bir hayalimiz vardı; bir gün bütün uçan balonları satın alıp, sonra da sahilde onları birer birer gökyüzüne bırakmak ve öylece izlemek.
Akşam saatiydi, bu kez hayal koşturacak zaman değildi. Bari bir fotoğraf çekinelim diye düşündüm, kırmızı kalpli uçan balonlarla. Amca ücretli deyiverince biran vazgeçtim.
İstediği çok değildi makul bir şey söyledi fakat o an küçük bir çocuk gibi, tenezzül etmek istemedim, vazgeçtim.
İnsan hayalleri için isterse çok büyük bedeller öder, o ayrı bir konu...Sonra neden vazgeçtiğimi düşününce içimdeki çocuk şunları söyledi; bir hayali gerçekleştirmek için para istenmesi, o an için çocuk ruhuma aykırı geldi. İçimde yaşadığım masumiyet dolu sevinç için çok soğuk bir yaklaşımdı.
Balon satan amcadan bu kadar pedagojik hassasiyet beklemek ütopya olur diyeceğim ama en çok da balon ve simit satan, ekmeğini taştan çıkaran insanlar anlarmış gibi geliyor bir çocuk kalbini, yürekleri daha sıcakmış gibi geliyor. Böyle düşündüğüm için, bir fotoğrafa para istenmesi zoruma gitmişti belki de.
Bu konuyu sorgulamamıştık esasında, bugün aynı amcanın resmi karşıma çıkınca, biran kendime sormak istedim, neden vazgeçtim diye?
Amca ekmeğinin derdinde, senin hayalini aynı çocuksu anlayışla karşılayacak durumda değil elbet. Sorsan öyledir de zaten, küçükken bir balonu dahi olmamıştır, baloncu amcanın.
O da küçükken olmasını istediği balonları, şimdi sımsıkı tutuyor elinde. Sadece görüntüsünün bile bir bedeli olduğunu düşünüyor, biliyor.
Çünkü İstanbul'a gelip o kırmızı kalpli balonları Üsküdar sahilinde satarak ekmeğini kazanmak; onun da ödediği bedelle eş değer elbet.
Baloncu amca beni anlamamış olsa da, galiba ben onu anlıyorum. ?✨?✨?
Haziran 2023
Türkan SEZER