Son 2 yılda araç fiyatlarındaki aşırı dalgalanmalar, akaryakıt fiyatlarındaki artışlar ve medyanın da gündeminde olan stokçuluk faaliyetlerinden ötürü otomotiv piyasası şaşaalı günlerinden bir hayli uzaklaşarak belirsizliğe evrildi. Önceleri kredi ya da birikimlerle bir şekilde öyle ya da böyle satın alınabilen otomobiller, salgın döneminde yaşanan çip krizleri, üretim sıkıntısı ve savaş ortamından ötürü bazı kesimler için gerçekleşmesi imkansız bir hayale dönüştü.

Tam da bu dönemde uluslararası piyasaların etkisiyle oluşan akaryakıt fiyatlarındaki hızlı tırmanış ise fosil yakıt kullanan otomobil sahiplerini fazlasıyla üzdü. Bazı otomobil bayileri ve galerilerin özellikle sıfır otomobilleri ellerinde tutarak fiyatlar yükseldikten sonra piyasaya sunma alışkanlıkları da bu dönemde gelişti. Kullanıcılar ise araç satın almak için bekledikleri bu dönemde çeşitli alternatif arayışlarına yöneldi.

Türkiye kendi otomobilini üretmek için elektrikli araç teknolojisini tercih edince TOGG sayesinde bu segment araçlara kullanıcıların bakışları da olumlu yönde değişti. Ha çıktı, ha çıkacak derken yollarda artık sıklıkla TOGG görmeye başladıktan sonra özellikle uzak doğu menşeili elektrikli otomobiller piyasada geri dönülemez bir etkiye neden oldu.
2024 yılına gireceğimiz şu son dönemde Türkiye’de elektrikli otomobillerin gelecek vizyonu oldukça umut vaat edici bir hâl aldı. Elektrikli otomobillerin sürdürülebilirlik, enerji verimliliği ve düşük karbon emisyonları gibi avantajları, sürücülerin ve hükûmetin bu teknolojiye olan ilgisini günden güne artırdı. Türkiye'nin enerji dönüşümüne paralel olarak elektrikli otomobillerin kullanımının artmasıyla, çevre dostu bir ulaşım sistemi kurma vizyonu da bir hayli güçleniyor.

TOGG'un, Türkiye'deki elektrikli otomobil piyasasına etkisi büyük bir dönüşümü tetiklerken yerli otomobil markası olma hedefiyle yola çıktığı için de bu alandaki yerli üretimi teşvik etmekte ve teknoloji transferini desteklemektedir. Ayrıca, TOGG'un pazara sunduğu elektrikli otomobiller, gelişmiş teknolojileri ve rekabetçi fiyatlarıyla tüketiciler üzerinde olumlu bir etki bıraktığından dolayı bu durum, Türkiye'nin elektrikli otomobil pazarındaki rekabet gücünü artırıyor ve hemen hemen her konuda yerli üretimi teşvik ediyor.

Türkiye'de elektrikli otomobillerin geleceği sadece araçların üretimiyle değil, aynı zamanda şarj altyapısının geliştirilmesiyle de ilgili bir durum. Artık birçok alışveriş merkezinde ve şehirler arası yollardaki mola istasyonlarında sıklıkla rastladığımız şarj istasyonlarının sayısı her geçen gün biraz daha çoğalırken 2024 yılında da ülkemizin çeşitli bölgelerinde yaygın şarj istasyonları ağı kurulması bekleniyor. Kullanıcıların bu teknoloji hakkındaki en büyük tereddütlerinden biri ancak bu ağların yeterli boyuta gelmesiyle bertaraf edilebilir.

Tahminimce 2024 yılından başlayarak Türkiye'de elektrikli otomobillere geçiş birçok ülkeye göre daha da hızlı gerçekleşebilir. Bunda hükûmetin aldığı destek kararları ve akaryakıt fiyatlarındaki belirsizliğin etkisi oldukça yüksek. TOGG'un liderliğindeki yerli otomobil üretimi de ülkemizin sürdürülebilir ulaşım geleceğini şekillendirmede kilit bir rol oynayacaktır. Hatta yepyeni başka yerli otomobil markalarımız da yavaş yavaş piyasaya çıkıp bu arenada devlerle kapışma yarışına girecektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir babayiğit arayışının neticesi olarak ortaya çıkan TOGG’un ardından onlarca babayiğit belki de sırasını bekliyor. Kim bilir, belki insansız hava araçlarında elde ettiğimiz uluslararası başarı, elektrikli otomobillerde de gözlerimizi yaşartacak boyuta ulaşır.