Güvenlik, enerji, ticaret projelerimiz var..
Sürdürülebilir bir bağ oluştursak Afrika Birliği tarafından 2008’de Stratejik Ortak olarak tanımlanan ülkemiz önünüzdeki yıllard ivme yakalar.
Biz karşılıklı saygı ve çıkar temelinde ilerlersek yansıma alırız.
Afrika ülkelerinin kendi öncelik ve gereksinimleri temelinde insani, sosyal ve ekonomik kalkınmalarına odaklandık.
Biz Afrika’da barış ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunmayı istiyoruz.
Eğitim, gençlik ve kadın gelişimi, tarım ve sağlık önemli alanlar.
2000’li yılların başından bu yana Afrika açılımını sürdüren Türkiye, birçoğu az gelişmiş ülkelerden oluşan Afrika’da öncelikle ekonomik işbirliği, ticaret ve yatırıma odaklandı. 45 milyar dolar olan ticaret hacmi daha da artabilir.
Ülkemiz 20 ülkeyle hidrokarbon kaynakları ve madencilik alanlarında işbirliği yapıyor.
Ve askeri savunma işbirlikleri.
Askeri eğitim veren ve askeri ekipman satan Türkiye, özellikle Batı Afrika’da artan “terör” sorununa karşı bölge ülkelerine “terörle mücadele konsepti” aşılıyor.
Nijer, Mali ve Çad gibi ülkeler özellikle radarımızda.
Türkiye, çatışmalar yaşayan istikrarsız Afrika’ya savunma sanayi ürünleri ihracı yapalım. Burası iyi bir pazar.
Türkiye’nin birçok Afrika ülkesine insansız silahlı hava araçları (SİHA) sattığı biliniyor. Türk SİHA’ları sayesinde Burkina Faso’nun ayrılıkçılara karşı alan hakimiyetini yüzde 30’dan yüzde 65’e çıkarttı.
Türkiye’nin sömürgeci bir geçmişi yok. Bu nedenle bir adım öndeyiz.
Eşitlikçi yaklaşıyoruz.
Bizden saygı görüyorlar.
“Afrikalı sorunlara Afrikalı çözümler” ilkesiyle hareket ediyoruz.
Çin’in kıtada yarattığı borç baskısı veya Rusya’nın Wagner paralı askerlerinin varlığıyla karşıt saygın duruşu var.
Türkiye Afrikalı dostlarımızın hassasiyetlerine en büyük saygıyı gösteren ülke.
Evet, eller cepte dolu giderken; Cibuti’deki konferansta da Moritanya, Angola, Kongo Cumhuriyeti, Gana, Komorlar Birliği, Güney Sudan, Çad, Cibuti, Ekvator Ginesi, Libya, Nijerya, Zimbabve, Zambiya ve Mısır buluştu.