21. yüzyılda Kızıldenizi daha çok konuşacağız.
Güneyde Aden Körfezi.
Yanında Babülmendep Boğazı.
Kuzeyde Süveyş Kanalı ve Akdeniz’i birbirine bağlayan Kızıldeniz,
Uluslararası Aktörlerin gözü burada.
Ekonomik ve askerî angajmanını artıyor.
Çekişmeler, Kızıldeniz üzerindeki gerilimi artırdı.
Askerî üs kurma çabalarını ön plana çıktı.
Batı yakasında Mısır, Sudan, Eritre, Cibuti ve Somali var.
Doğu yakasında Suudi Arabistan ve Yemen.
Petrol taşımacılığı en ucuza bu güzergâhtan geçiyor.
Dünya ticaretinin %25’ini oluşturan deniz taşımacılığına ev sahipliği yapıyor.
Kızıldeniz havzası, kültürel ve dinî bir köprü. Her yıl hac görevini yerine getirmek isteyen Afrikalı Müslümanlar, Sudan’ın SevakinAdası üzerinden Mekke’ye ulaşmakta.
Türkiyemizin Sevakin de üssü var.
Türkiye, sahip olduğu tarihsel, dinî ve kültürel bağların yanı sıra bölgenin ekonomik potansiyeli ve jeopolitik öneminin farkına varmak suretiyle Kızıldeniz’e yönelik adımlarını hızlandırdı.
Somali ve Etiyopya gibi Afrika boynuzu olarak adlandırılan bölgedeki ülkelerle önemli ilişkiler geliştirildi.
2017’de Somali’ye en büyük denizaşırı askerî üssünü kurdu.
Sevakin adası yeniden restore edilmek üzere 99 yıllığına Türkiye’ye tahsis edildi.
“Afrika Açılımı” hayata geçirildi.
Daha çok insani diplomasi ve kalkınma yardımlarıyla Afrika Açılımı ilerliyor.
Kızıldeniz’deki güç mücadelesi içinde Türkiye, neo-kolonyal dürtülerden uzak, kapsayıcı ve kazan-kazan ilişkisinin ön planda tutulduğu bir yaklaşım benimsedi..
Batı ise iç işlerine müdahale etmekte ve kendi çıkarlarına göre dizayn etme stratejisinde bölgeyi.
Bir diğer yaklaşım, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan’ın başını çektiği Körfez bloku.
Son olarak, “Bir Kuşak Bir Yol” projesi kapsamında Sudan, Cibuti ve Etiyopya’da önemli altyapı, liman ve demir yolu yatırımları bulunan Çin var.
Biz farklıyız.
2011 ve 2017 yıllarında ortaya çıkan “Somali açlık krizi” Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı(TİKA), Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Kızılay ve Diyanet İşleri gibi kurumların oluşturduğu mekanizmaların hayata geçirilmesiyle çok kısa zaman içinde Somali’ye önemli yardımlar ulaştırılması ve yaşanan insani kriz ciddi ölçüde engellenmesi ile sonuçlandı.
Diplomatik kanalları güçlendiriyoryz.
Afrika’daki konsolosluk sayısı 12’den 50 lere, Türk Hava Yolları (THY) uçak destinasyon noktası 4’ten 60’a ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) iş konseyleri 6’dan 50lere çıkarıldı.
Bu bölgelerdeki siyasi ve kültürel etkimiz itibarlı bir konuma geldi.
Kızıldeniz ve Doğu Afrika’daki Türkiye varlığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye Yüzyılı” vizyonu bağlamında ilerlemekte…
Bütünleştirici, kutuplaşmalardan uzak ve kapsayıcı bir karakter var
Yani Türkiye’nin Afrika’da kimlik siyaseti yerine birlik siyaseti güzel bir döneme öncülük ediyor..