Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 10-13 Şubat 2025 tarihleri arasında Malezya, Endonezya ve Pakistan'ı kapsayan ziyareti, Türkiye'nin Asya bölgesiyle ilişkilerini derinleştirme stratejisinin önemli bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Erdoğan’ın ziyaretinde en dikkat çeken duraklardan biri Endonezya oldu. 75 yıllık diplomatik ilişkilerin kutlandığı bu yıl, Türkiye ve Endonezya arasındaki stratejik iş birliğinin güçlendirilmesi açısından önemli bir dönüm noktası niteliği taşıyor. İki ülke liderleri, tarihi bağlara vurgu yaparak ilişkilerin 16. yüzyıla kadar uzandığını belirtti. Osmanlı Devleti'nin Endonezya'daki Müslüman topluluklara yönelik ilgisi, Batavya’da 1881 yılında açılan Osmanlı Başkonsolosluğu ile somut bir şekilde kendini göstermişti. Bugün ise iki ülke, geçmişten gelen bu bağları ekonomik ve diplomatik alanda daha ileri taşımak için adımlar atıyor.

Türkiye’nin Cakarta Büyükelçisi Prof. Dr. Talip Küçükcan “Yeniden Asya Açılımı Bağlamında Türkiye-Endonezya Stratejik İlişkileri” başlıklı yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaret sonrasında iki ülkeyi değerlendirdi.

Büyükelçi Küçükcan, İslam Ülkeleri Akademisyenler ve Yazarlar Birliği (AYBİR) için kaleme aldığı makalesinde şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye’nin uluslararası görünürlüğü ve etkisi son yıllarda açtığı büyükelçilikler, temsilcilikler, bölgesel ve küresel örgütlere üyelikleri ile gittikçe artıyor. Dış politikada Afrika, Güney Amerika, Avrasya ve Balkanlar açılımı yanında 2017 yılında ilan edilen Yeniden Asya açılımı ile Türkiye, dünyada en geniş diplomatik temsil ağına sahip olan ülkeler sıralamasında üçüncülüğe yükselmiş durumda. Bu durum Türkiye’nin dünyanın bütün bölgelerini yakından takip ettiğine, diplomatik ve ekonomik etki alanlarını genişletmeye çalıştığına işaret ediyor.

Jeo-politik ve jeo-ekonomik güç dengelerinde yaşanan dönüşümleri yakından takip eden Türkiye, bir taraftan ortaya çıkan yeni gelişmelere ayak uyduran ve diğer yandan da yeni sınamalara karşı etkili politikalar belirlemede hızla hareket eden bir ülke konumunda. Çok kutuplu dünyada küresel güç dengeleri değişirken, içinden geçilen bu çalkantılı dönemde Türkiye’nin bağımsız ve milli bir dış politika çizgisi takip edebilmesinin gerisinde yatan başlıca sebepler arasında dış politikada geleneksel ittifakların belirlediği tercih ve kalıpları aşabilme güç ve yeteneği yatmaktadır.

Dış politikaya ilişkin karar alma süreçlerindeki söz konusu otonomi bir taraftan vizyoner siyasete, diğer taraftan da Türkiye’nin sahip olduğu, biriktirdiği ve geliştirdiği ince ve sert güç unsurlarına dayanmaktadır. Türkiye’nin Yeniden Asya açılımı da küresel güç dengelerindeki dönüşümler ve yeni fırsat alanlarının değerlendirilmesi çerçevesinde ele alınmalıdır.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çok sayıda bakan ve kurum başkanı ile 10-13 Şubat 2025 tarihlerinde Malezya, Endonezya ve Pakistan’ı içine alan ziyareti, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik ilişkilerinde Asya bölgesinin artan özgür ağırlığına işaret eden; NATO, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ile stratejik ilişkilerini koparmadan dünyanın yükselen bölgesi ile temasları güçlendiren bir hamledir.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın yukarıda zikredilen üç ülkeyi kapsayan ziyareti, her ülke ayrı ayrı ele alınarak yapılmalıdır. Zira Türkiye’nin Malezya, Endonezya ve Pakistan ile siyasi, diplomatik ve ekonomik ilişkileri birbirinden farklılıklar arz etmektedir. Biz bu yazıda Sayın Erdoğan’ın, bu yıl diplomatik ilişkilerimizin başlangıcının 75. yılını kutladığımız Endonezya’ya ziyaretini, yaptığı temasları ve bu ziyaretin sonuçlarını değerlendireceğiz.

TARİHİ ARKA PLAN VE YENİDEN ASYA GİRİŞİMİ

Her ne kadar Türkiye ve Endonezya diplomatik ilişkileri 75 yıllık bir geçmişe sahip olsa da, Türkler ve Endonezyalılar arasındaki ilişkilerin çok daha gerilere giden köklü ve tarihi bir geçmişi var. Zaten bu gerçeğe hem Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, hem de Endonezya Cumhurbaşkanı Sayın Prabowo Subianto konuşmalarında değinerek aslında ilişkilerin 16. yüzyıla kadar uzandığına işaret etti. Cumhurbaşkanlarının Türkler ve Endonezyalıların tarihi ve toplumsal hafızasına yaptığı göndermeler önemli zira özellikle Endonezya takımadalarındaki sultanlıklar ile Osmanlı Türkleri arasında düzenli haberleşmeler olduğu, Osmanlı Devleti’nin Asya bölgesindeki Müslümanlara ilişkin konuları takip ettiğini arşiv belgelerinde görebiliyoruz. Öyle ki Osmanlı Devleti, Hollanda sömürge idaresi altında bulunan Endonezya Müslümanlarının içinde bulundukları durumu takip etmek ve haklarını savunmak için Batavya’da (bugünkü başkent Cakarta) 1881-1882’de bir başkonsolosluk açarak buraya önce bir fahri konsolos sonra da asli bir başkonsolos ataması yapmıştır. Osmanlı Devleti’nin kayıtlarında gerek Açe Sultanlığı ile yapılan yazışmalar, gerekse buradan diğer bölgelere ilişkin gelişme ve gözlemleri içeren yazışmalar oldukça iyi muhafaza edilmiştir. Batavya Başkonsolosluğu 1923 yılına kadar açık kalmış ve faaliyetlerini sürdürmüştür.

Endonezya bağımsızlığını kazanana kadar kurumsal temsil ve ilişkilerde kesinti yaşanmıştır. Türkiye, Endonezya’nın bağımsızlığının BM’de onaylanması ile Endonezya’yı 29 Aralık 1949'da tanıdığını ilan ederek 1950'de diplomatik ilişkiler kurmuş ve Cakarta'daki Türkiye Büyükelçiliğini 10 Nisan 1957 tarihinde açmıştır.

Türkiye ve Endonezya ilişkilerinin güçlü bir tarihi zemini olmasına karşın Türk dış politikasının uzun yıllar ülkenin yakın coğrafyası ve Batı ile ilişkilerin güçlendirilmesine yoğunlaştığını, bunda kısmen zamanın şartlarının etkili olduğu, kısmen de Asya, Afrika ve Güney Amerika’daki gelişmelerin yakın takip edilememesinin etkili olduğu iddia edilebilir. Ancak yukarıda işaret edildiği gibi son yıllardaki jeo-politik dönüşümler Türkiye’de de dikkatlerin bu bölgelere yoğunlaşmasına yol açmıştır. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın Endonezya ziyaretini yukarıda işaret edilen tarihi arka plan ve Yeniden Asya girişimi bağlamında değerlendirmek daha isabetli olacaktır.

İKİLİ İLİŞKİLERDE YENİ DÖNEM: STRATEJİK İŞBİRLİĞİ

Türkiye ve Endonezya G20, İslam İşbirliği Teşkilatı, MİKTA, D8 ve BM platformlarında beraber yer alan iki ülke olarak 2022 yılında Bali’de gerçekleştirilen G20 Zirvesi sırasında ikili ilişkileri yeni bir çerçeveye oturtmaya karar vermiş ve bu amaçla Türkiye-Endonezya Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSK)  kurulmasına karar verilmiştir. Türkiye-Endonezya Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin ilk toplantısı Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın Endonezya ziyareti sırasında 12 Şubat 2025 tarihinde Bogor’da gerçekleştirilmiştir.

2022 yılında Bali’de yapılan zirve ziyareti bir kenara bırakılırsa, ki bu toplantının yapısı gereği bu zirvede kapsamlı ikili müzakereler yapılmamıştır, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan en son 2015 yılında Endonezya’ya ikili temaslar için gelmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın on yıl sonra bu kez Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısı için gerçekleştirdiği ziyaret ikili ilişkilere yeni bir boyut katmıştır. Ziyareti sonrasında bir gazeteciye verdiği mülakatta Sayın Erdoğan, siyasi hayatı boyunca karşılaştığı en görkemli karşılama törenine şahitlik ettiğini, bundan sonraki siyasi hayatında da benzeri görkemle bir daha karşılanacağını tahmin etmediğini ifade etmiştir.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve Türk Heyetine gösterilen sıcak karşılama Endonezya tarafının Türkiye ile ilişkilere verdiği önemin göstergesi olarak kaydedilmiş, ikili ilişkilerin artık yüksek düzeyli stratejik bir derinliğe ulaştığı değerlendirmesi yapılmıştır. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısı sonrasında yapılan açıklamalar, devletlerarası imzalanan anlaşmalar ve kamu/özel sektör şirketlerince imzalanan mutabakat zabıtları da Türkiye ve Endonezya ilişkilerinin yeni bir döneme girdiğine işaret ediyor.

STRATEJİK İŞBİRLİĞİNİN SONUÇLARI

Türkiye açısından bakıldığında 280 milyonluk nüfusu ile dünyanın en kalabalık dördüncü, İslam dünyasının ise en kalabalık ülkesi, her yıl %5’e varan ekonomik büyümesi ve yılda 40 milyara dolara yakın ticaret fazlalığı ve hammadde zenginliği ile de dikkatleri üzerine çeken, bunlara ilaveten ASEAN üyesi ülkeler içinde en büyük askeri ve ekonomik ağırlığa sahip olan Endonezya iliş ilişkilerin Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği boyutuna ulaşması son derece önemlidir. Türkiye’nin Yeniden Asya açılımı ile de uyumludur. Türkiye Endonezya ile kuracağı güçlü ilişkiler ile ticaret başta olmak üzere ASEAN ülkelerine açılma imkanı elde etmiş olacak, Endonezya’daki Türk girişimci ve yatırımcıların katkıları ile Güney Doğu Asya’daki görünürlüğü artacaktır.

Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısının Endonezya açısından değerlendirildiğinde bu ülkenin de önemli ölçüde kazanımlar elde edeceği değerlendirmesi yapılmaktadır. Endonezya bir taraftan Avrupa ve Asya arasında köprü olan Türkiye ile yakın ilişkiler tesis ederek Avrupa’ya açılma fırsatı yakalamış olacak, diğer yandan da özellikle savunma sanayii, sağlık sektörü, yenilebilir enerji, konut, altyapı ve inşaat sektörlerindeki Türkiye’nin deneyim ve birikimlerinden yararlanma imkanını elde etmiş olacak. Bütün bunlara ilave olarak iki ülke arasındaki yıllık ticaret hacminin 10 milyar dolara çıkarılması için gerekli adımların atılmasına yönelik irade beyanı da ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesinin stratejik işbirliğinin önemli bir unsuru olduğuna ve her iki ülkenin de bundan ciddi kazanımları olacağına işaret etmektedir.

Yukarıda işaret edilen ilişki alanları ve kesişen çıkar boyutları açılarından bakıldığında Türkiye ve Endonezya arasında kurulan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği her iki ülke açısından da kazan kazan sonucu doğuracaktır. Diğer yandan iki ülkenin bölgesel ve küresel sorun ve krizlere ilişkin tutumlarındaki örtüşme, kurulan işbirlikleri ve dayanışma ile mazlum toplumların savunulmasında Türkiye ve Endonezya’nın daha etkili ve yapıcı rol oynamasına zemin hazırlayacaktır. Örneğin küresel yönetişimin artık değişmesi gerektiği konusunda iki ülkenin bir araya gelerek daha güçlü bir sesle bu talebi gündeme taşıyabileceğini, bunun benzer görüşteki diğer ülkeler için de teşvik edici ve cesaretlendirici etkileri olacağını varsaymak mümkün. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın dünya beşten büyüktür sözü ile işaret ettiği BM Güvenlik Konseyi’nin reforme edilmesine yönelik çağrısı her geçen gün daha fazla destek almaktadır. Endonezya’nın küresel yönetişim (global governance) kurumları ve biçimlerinin değişimine yönelik taleplerinin Türkiye’nin beklentileri ile örtüştüğünden hareketle her iki ülkenin arayışlarının daha fazla yankı yapacağını beklemek mümkündür.

Filistin meselesinin çözümü başta olmak üzere bölgesel sorunların çözümüne yönelik olarak da Türkiye ve Endonezya’nın ortak bir duruşu olduğu gözlemlenmektedir. Cumhurbaşkanları Sayın Erdoğan ve Sayın Subianto konuşmalarında iki devletli çözüm çerçevesinde 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasının tek çözüm yolu olduğunun altını çizmiştir. Diğer yandan her iki lider de Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması,  Suriye halkının iradesini yansıtan barışçıl ve kapsayıcı bir geçiş sürecine destek verilmesi, mültecilerin güvenli bir şekilde geri dönüşlerinin kolaylaştırılması ve bölgedeki terörizmin ortadan kaldırılması için uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesine işaret etmiştir.

Türkiye ile Endonezya arasında köklü bir tarihi zemin üzerine kurulan ilişkiler Yeniden Asya girişimi bağlamında Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın Endonezya temasları ile daha da güçlenmiş ve her iki ülke için de yeni fırsat alanlarının doğmasını sağlamıştır. Aynı şekilde Endonezya tarafının ikili ilişkilerin derinleşmesine ilişkin istek ve çabaları önümüzdeki yıllarda kapsamı genişleyecek yeni işbirliği alanlarının ortaya çıkacağına işaret etmektedir.”

Kaynak: HABER MERKEZİ