Ayırma beni senden, seni benden biz olalım, birlikte güzel, güçlü olduğumuzun farkında olalım.

1923'ten 2023'e Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşına geldi, bir asrı devirdi.

Bu yolculukta değişmeyen tek gerçek var: Türkiye dünyanın ilgi odağıdır, çağının vicdanıdır. Türk milleti, söz konusu ülkesi olduğunda her koşulda bir ve gür sesini dünyaya duyurur, duyurmaya da devam edecektir.

Selçuklu'dan Osmanlı'ya Osmanlı'dan bugüne miras kalan tarih hepimizin tarihidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Milli Mücadele tarihi hepimizindir.

29 Ekim Pazar sabahı erken saatlerde İstanbul'un farklı farklı semtlerinde özlediğim çocukluk yıllarımızın şenliklerini buldum. Okul bahçeleri, meydanlar, caddeler elinde Türk bayrakları ile heyecanla bir tarafa yetişmeye çalışan insanların coşkusu ile doluydu.

Kiminin saçının bandanasında bayrağımızın al rengi, kiminin eşarbındaydı. Giyimi, düşünüş şekli, inancı, ne olursa olsun siyaset, ideoloji üstü tek ortak aşk vatan, bayraktı ve bu kutsal topraklarda aynı bayrağın gölgesinde duygular aynı coşkudaydı.

Yakın coğrafyamızdaki savaşlar, dünyayı sarsan salgın ardından, depremi, seli, orman yangını ne yorgunluklar taşıdı bağrında bu millet. Birbirine yardım eli uzatırken inancını, şeklini, ideolojisini sorgulamadı. Nice zorlukları birlikte göğüsledi. Yorgun yüreği ile göğüslemeye devam ediyor. İçinde birikenleri, özlemlerini, umudunu haykırdı 100'üncü yılını kutlarken.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin umudu, gücü, geleceği milleti; milletin geleceğinin teminatı devletidir.

Dolmabahçe Sarayı'ndan Topkapı Sarayı'na Boğaz'dan teknelere kadar sahilleri doldurup taşıran, karış karış yurdumuzun dört bir tarafını tepeden tırnağa bayraklarla donatan milletimizin coşkusu Avrupa'dan, dünyadan takip edilirken bu coşkunun altında Gazze'deki soykırıma tepki, gözdağı vardı belki de.

Bu koşullarda, çeşitli yollardan içimize atılmaya çalışılan nifak tohumlarına bu topraklarda tutmuyor, yormayın şu ülkenin güzel insanlarını demek istiyorum.

Bu yürekli millet ne zaman nerede nasıl tepki vereceğini bilir, askeri, polisi, tüm kurumları ile devletinin arkasındadır.

100'üncü yılı doldurduğumuz günün ertesinde bize düşen konuşmak değil, daha çok çalışmak, üretmek, Türkiye Cumhuriyeti tarihi adına kalıcı eserler bırakmaktır.

El ele, omuz omuza, hoşgörüyle, birlik ve beraberlik içinde her zorluğu aşıp, bilimde, ilimde, kültürde daha ileri seviyede, ferah, huzurlu nice 100 yıllara canım, kutsalım Türkiye'm.