İsrail'in UCM'ye müdahalesinin soruşturulması için Hollanda makamlarına çağrı İsrail'in UCM'ye müdahalesinin soruşturulması için Hollanda makamlarına çağrı

Muhalif kaynaklara göre rejim saflarında üst düzey askerler ve bürokratlar muhaliflerle iletişim kurmaya başladı. Şam’dan konuşan bir Suriye Halk Meclisi üyesi, Baas rejiminin ana kadrosunun başkentten ayrıldığını ve rejimin artık Şam ile sınırlı bir alanda sıkıştığını ifade etti. Aynı yetkili, rejimin Halep’teki başarısızlığının domino etkisi yarattığını, siyaset, ordu ve bürokrasideki çözülmenin hızlandığını dile getirdi.

Türkiye gazetesinden Yılmaz Belgin’in haberine göre, rejimin farklı senaryolar üzerinde çalıştığını belirten yetkili, "Esad’ı feda ederek geçici bir hükûmet kurmak, federatif bir sistem oluşturmak ya da daha demokratik bir yönetim yapısı inşa etmek gibi seçenekler değerlendiriliyor. Ancak umut çok zayıf. Halep’i kaybettik, İdlib’i alamadık. Eğer Hama da düşerse Esad koltuğunu koruyamaz. Direnirse de iç çatışma kaçınılmaz olur" dedi.

TÜRKİYE’NİN ROLÜ VE BÖLGESEL DENGELER

Suriyeli araştırmacı Bekir Atacan, Halep’in muhalifler tarafından kontrol altına alınmasının Esad rejiminin çöküşünün başlangıcı olduğunu vurguladı. “Esad’ın artık Şam dışındaki birçok bölgeyle bağlantısı kesildi. Humus ve Hama’yı bile kaybetme riski var. Bu durum, İsrail, ABD, PKK ve Körfez ülkelerinin planlarını da şekillendiriyor. Türkiye, bu süreçte Suriye’nin geleceğini belirleyecek bir aktör olmalı” dedi.

Atacan, Türkiye’nin kapsayıcı bir yönetim modeli geliştirmesi gerektiğini belirtti: “Dürzi, İsmaili, Kürt, Türkmen, Nusayri, Ermeni ve Arap topluluklarını kapsayan bir yönetim yapısı oluşturulmalı. Bu yapı, Esad sonrası oluşacak boşluğu hızla doldurmalı. Eğer bu süreç iyi yönetilmezse PKK ve İsrail gibi aktörler kaosu kendi çıkarları için kullanabilir.”

GECİKME LÜKSÜ YOK

Uzmanlar, Esad sonrası dönemde Türkiye’nin uluslararası arenada liderlik etmesinin önemine dikkat çekiyor. Özellikle Şam’ın düşüşüyle bölgedeki boşluğu dolduracak bir yönetim modelinin olmaması, Suriye’nin parçalanma riskini artırabilir. Türkiye'nin bu değişime hazırlıksız yakalanması durumunda, İran’ın yeniden etkili bir güç olarak sahaya inebileceği ve bölgedeki mevcut dengelerin daha da karmaşık bir hale gelebileceği belirtiliyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ