İbn-i Sî nâ asırlar öncesinden sağlık olmak sırrını şöyle veriyor: 'Tıp ilmini iki satırda topluyorum. Yediğin vakit az ye, yedikten sonra da dört-beş saat hiçbir şey yeme. Şifa hazımdadır. Nefse ve mideye en yorucu hal, yemek üzerine yemek yemektir.'
Medya takip ve raporlama ajansı PRNet, dünyadaki obez ülkeler sıralamasını konu alan araştırmayı inceledi. Dünya Sağlık Örgütü 2018 Avrupa Sağlık Raporu verilerindeki bilgilere göre Türkiye, Avrupa'daki en obez insanlarının yaşadığı ülke olarak kayıtlara geçti.
Bu haber ürkütücü!
Maalesef Türkiye hızla şişmanlıyor! Böyle hızla 2030 yılında Türkiye'nin yüzde 40'ı obez kabul edilecek. Çocukluk çağında yapılan hatalar, kişinin tüm kilo dengesini alt üst ediyor. Yüksek karbonhidratlı yiyecekler, bağımlılık yapıyor. İsteseniz de bırakamıyorsunuz! Üstüne bir de hareketsiz yaşam eklenince, obez bir nesil büyüyor.
Biliyorsunuz Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 1997 yılında yaptığı açıklama ile obezitenin bir hastalık olduğunu tüm dünyaya ilan etti. Hal çaresi bulamazsak, yakın bir zamanda ülkemizin yüzde 40'ı hastalıklı bir nesil olacak.
Araştırmayı incelediğimizde en çarpıcı bölüm ise çocuklarla ilgili. Maalesef, obezite ülkemizde en çocukluklara kadar indi. Bu yüzden çağın hastalığı haline geldi ve her yıl giderek artıyor. 2030`lu yıllarda obezitenin toplumun yüzde 40`ına yayılacak olmasının en büyük sebebi ise çocukluk çağı obezitesidir. Televizyon ve bilgisayar bağımlısı çocuklarımız en yakındaki okullara bile servisle gidiyor. Yüksek kalorili çikolata, bisküvi şeker ve meyve suları içerdiği yüksek kalori nedeniyle çocuk sağlığını tehdit ediyor.
Çocuklarımız yoğun karbonhidratlı ve yağlı yemekler ile hamburger ve pizza gibi yiyecekleri tercih ediyorlar. Onlara sebze yemeğini sevdiremiyoruz. Çikolata, şeker, cips gibi zararlı gıdaları her gün yemezlerse kendilerinde bir eksiklik hissediyorlar.
Yine yerlerinden kalkmadan saatlerce televizyon izleyip, bilgisayarda vakit geçirebiliyorlar.
Çare bizde aslında
Daha çok Batı ülkelerini tehdit ettiğini zannettiğimiz obezitenin artık bizim için de ciddi bir tehlike olduğunu söyleyebiliriz. Oysa ki kültürümüzde ve dinimizde çok yemenin zararlarını anlatan çok güzel sözler var ve yine kanaatkar olmayı tavsiye eden yüzlerce atasözünü hatırlıyoruz.
Yaşamın üçaltın kuralı şunlardır az ye, az söyle, az incit. (Nizami)
Dertlerin başı mide, devaların başı perhizdir. (La Edri)
Nice lokmalar vardır ki, sahiplerini bir saatlik lezzet için o kişiyi hayatı boyunca yemek lezzetinden mahrum etmişlerdir. (Arap Atasözü)
Az yiyen az uyur, çok yiyen güç uyur. (Atasözü)
Şişmanlıktan kaçının. Çünkü şişmanlık vücudu bozar, hastalık getirir. İbadete karşı insanı tembelleştirir. (Hz. Ömer)
Açlık ilaçların padişahıdır. Açlığı canla gönülle benimse onu hor görme. (Hz. Mevlana)
Açlık ilaçtır, hastalık ise üst üste yemektir. (Haris bin Kelde)
Yemekten sonra mutlaka yürüyün, velev ki bir metre olsa bile. (Lokman Hekim)
Zararlı şeyden az yemek, faydalı şeyden çok yemekten daha iyidir. (Hipokrat)
Mideyi taşıyan ayaklar değil, ayakları taşıyan midedir. (Cervantes)
Kemale erenler, ancak midelerine gireni kontrol etmekle kemale ermişlerdir. (İbrahim bin Ethem)
Çok yeme, iştahın gelmeyince yemek yeme. (Lokman Hekim)
Yemede, içmede orta yola riayet etmeyenler, kendilerinin düşmanıdır. (Hz. Ali r.a)
Çok yiyenin aklı zayıf, kalbi katı, hisleri kaba, vücudu anormal, sıhhati bozuk ve ömrü kısadır. (S. Kaptanağası)
Eğer insan yalnız yemekle yaşasaydı, çok yiyenler daha çok yaşardı. (Nizami)
Nefsine uyma, yemeği az ye ki seni sırtında taşısın, eğer çok yersen, sen yemeği sırtında taşırsın. (Atasözü)
İnsanın düşmanı karnıdır. (Atasözü)
Nice yemekler vardır ki, yiyeni yemiştir. (Hukema)
Oysa yine Peygamber Efendimiz, Hadî s-i şerî flerinde, insanları çok yemenin zararları konusunda uyarıyor:
'-Benim ashabım, iyice acıkmadan yemez. Yedikleri zamanda tıka basa yemezler daha iştahları varken sofradan kalkarlar.'
'Mide hastalıkların evidir.Tedavinin özü ise perhizdir.'
'Âdemoğlu, mideden daha şerli bir kap doldurmaz. Âdemoğluna belini doğrultacak birkaç lokmacık yeterlidir. Ancak ille de -mideyi dolduracaksa- bari onu üçe ayırsın: Üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de nefesine!..'
'Ümmetim hakkında en çok şu hususlardan korkuyorum: Şişmanlık, uykuya düşkünlük, tembellik ve iman zayıflığı!'
Son nokta:
'Sizin Allâh'a en sevimli olanınız, az yiyip içen ve bedence hafif olanınızdır.'