Şiirin ve hüznün şehri Kahramanmaraş!

Abone Ol

Memleketimiz 6 Şubat 2023 Pazar günü Kahramanmaraş`ın önce Pazarcık ilçesinde 7.7 büyüklüğünde, akabinde de Elbistan ilçesinde 7.6 ölçekli depremlerle sarsıldı.&nbsp Asrın felaketi` şeklinde tarif ve tavsif edilen depremler Kahramanmaraş ile birlikte Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Elazığ, Adıyaman, Malatya ve Hatay`da büyük yıkımlara yol açtı. 27 Şubat itibarıyla AFAD depremlerde can kaybını 44.218 olarak açıklarken deprem bölgesinden 528 bin 146 kişinin tahliye edildiğini duyurdu.&nbsp

Depremin ardından AFAD ve Kızılay başta olmak üzere birçok ekip deprem bölgesine akın etti. AFAD, PAK, JAK, JÖAK, DİSAK, Sahil Güvenlik, DAK, AKUT, Güven, İtfaiye, Tahlisiye, MEB, STK`lar ile uluslararası arama kurtarma personelinden oluşan ve sayıları binlerle ifade edilen arama kurtarma personeli mezk&ucirc r illerde görev yaptı. Halen pek çok il ve ilçede enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor;

Önce refik, sonra tarik;

&Acirc fet bölgesinde hemen herkesin yapacağı pek çok iş ve hizmet süreci var. Biz de İyilik Sağlık Vakfı olarak, hasta depremzede kardeşlerimize destek olmak amacıyla Önce refik, sonra tarik` diyerek Sırlı Süleyman Efendi ile birlikte 11 gün sürecek birinci faz hizmet sürecimiz için depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş`a doğru yola çıktık; Bölgenin ihtiyaçları ve gelen taleplere istinaden kuzine soba, kışlık giysiler ve kuru gıda yüklü tırımızı takip ederek Kahramanmaraş yoluna revân olduk.&nbsp

Göksun`da gök ekini biçilmiş.

Kahramanmaraş`ın muştucusu Göksun`a vardığımızda gök ekini biçilmişçesine binaların yan yattığını, temelleri üzerine yıkıldığını, halkın topyek&ucirc n mâtem içerisinde olduğunu gördük.&nbsp

Göksun`u Kahramanmaraş`a bağlayan tünellerin olduğu güzergâha Edebiyat Yolu` denilerek 11 tünele 7 Güzel adamla birlikte Maraşlı` şehirli meşhur şair, yazar ve düşünce adamlarının isimleri verilmiş.

'Ölümden değil dirilişten yanayım'

1414 metre uzunluğundaki Sezai Karakoçtünelinden geçerken Sırlı Süleyman Efendi, mütemadiyen merhum Diriliş Şairi`nin 'Ben ağıt yazmayı sevmem/Ölümden değil dirilişten yanayım/Ölümden değil ölüm sonrasından yana/Ağıt yazmaktan değil mevlüt yazmaktan yana' mısralarını vird edindi!

Ve Kahramanmaraş;

Yol boyunca her bir kilometrede hüzün ilmek ilmek çoğalırken nihayet Kahramanmaraş`a vardığımızda müezzinler akşam ezanını okuyordu. Kahramanmaraş`ta pek çok STK`nın desteklediği, vakfımızın da hâdimi olduğu lojistik merkezinde geceledik.&nbsp


Koton Mensucat, Kahramanmaraş üretim tesislerini STK ların deprem hizmetlerine açtı

Haddizatında burası bir tekstil fabrikası. Aynı zamanda Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası`nın başkanı olan müessesenin sahibi Mustafa Buluntu Bey fabrika tesislerini STK`lara açmış. Bu mekânda onlarca gönüllü bir taraftan günde 20 bin kişiye sıcak yemek pişiriyor, diğer taraftan yardım tırlarıyla gelen kuru gıda malzemeleri lojistik merkezinin deposuna alınıp ayrıştırılarak paketleniyor ve günde binlerce depremzedenin çadırına aş oluyor.&nbsp

Kahramanmaraş`a AFAD ve Kızılay`la birlikte STK`lar tarafından benzer şekilde pek çok lojistik destek merkezi oluşturulmuş. El ve gönül birliğiyle bir yandan yemekler pişiriliyor, diğer taraftan Kahramanmaraş`ın mahalle ve köylerine dağıtıma çıkılıyor. Böylelikle &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp -önceden tesbiti yapılan- sıcak yemekler, kumanyalar, sobalar, elektrikli ısıtıcılar, battaniyeler, hijyenik malzemeler ve kışlık kıyafetler yerli yerine ulaştırılıyor.&nbsp

Ü mmet-i Muhammed in başı sağ olsun.

Şiirin kenti, şairlerin mahşeri Kahramanmaraş`a büyük bir hüzün hâkim... Rabbim vefât eden kardeşlerimize rahmet eylesin, yaralılara Şâf&icirc ismiyle tecelli buyursun, yakınlarını kaybedenlere sabr-ı cemil ihsan buyursun. Milletimizin başı sağ olsun. &Acirc min; Şimdiki zaman âfet bölgesi halkının yanında, yakınında olma, yaralarını el ve gönül birliğiyle sarma zamanı... Herkesin imkân ve kabiliyeti nispetinde üzerine düşen görev ve sorumlulukları var.&nbsp Milletimizin Ü mmet-i Muhammed in başı sağ olsun.


Osmanlı Yörükleri İnsani Yardım Derneği gönüllüleri

Büyük Anadolu kıtası hayırda yarışıyor.

&Acirc fet bölgesinde Büyük Anadolu kıtası`, hayırda yarışmak İslam şiarındandır` fehvasınca koşturuyor. Lojistik merkezimiz özelinde Hayırlı İşler Derneği, Verdiğin Senindir Derneği, Hilal-i Ummah Humanitarian Relief Organization, Kur`an`a Hizmet Vakfı, Osmanlı Yörükleri İnsani Yardım Derneği, Nebevi Nesil Vakfı, Sadaka Gölgesi İnsani Yardım Derneği, İyilik Sağlık Vakfı ilh. kurucu, yönetici ve gönüllüleri yirmi dört saat boyunca depremzede kardeşlerimizin yaralarının bir an önce sarılması için gayret gösteriyor.&nbsp

Sahada yoğun hizmet çabası;

AFAD ve Türk Kızılay`ı başta olmak üzere İstanbul ve Anadolu merkezli onlarca STK ve hemen yer yerde hizmetlerine şahit olduğumuz İHH ve Beşir Derneği, Kahramanmaraş ve ilçelerinde sahada yoğun bir hizmet çabasında iken Sırlı bu kez Bahaeddin Karakoç`tan ses veriyor:&nbsp

(; )

Dost yoluna bütün varımız sebil
Verdikçe dolar bizim boş testilerimiz
Duru sabah pınarımda kuş uyanışlı
Ve sevda bakışlı halimizi bilenler bilir
Havuzlara sığmaz dağıtımız iksir

(; )

Kahramanmaraş soğuk, çok soğuk;

Deprem felaketi kış ikliminin Anadolu`da hükümfermâ olduğu günlerde yaşandı. Depremin ilk günlerinde özellikle yüksek kesimlerdeki ilçe, belde ve köylere yoğun kar yağışı, tipi ve heyelan nedeniyle ulaşılamadı.&nbsp

Kahramanmaraş soğuk, çok soğuk; Soğuk, çadırlara fazlaca sirayet ediyor. Kadınlar ve çocuklar sobaların, elektrikli ısıtıcıların etrafında battaniyelere sarılarak gün geçirmeye çalışıyor. Devlet ve millet el ele tutuşarak AFAD`ın kurduğu çadırkentlere, evlerinin önüne çadır kuran vatandaşlarımıza ve köylerde kurulan çadırlara sıcak yemek servis ediliyor.&nbsp

Deprem en çok yaşlıları, kadınları, çocukları ve dahi hastaları etkiliyor.

Deprem en çok yaşlıları, kadınları, çocukları ve dahi hastaları etkiliyor. Yaşlılar, kadınlar ve çocuklar zorlu çadır şartlarına intibak etmeye çalışırken hastanelerde ilk tedavilerinin ardından taburcu edilen hastaların bir kısmı çadırlarda, ailelerinin yanında kalmayı tercih ediyor.&nbsp

Kahramanmaraş ve ilçelerinde çadırkentleri ziyaret ederek AFAD üzerinden ulaştığımız depremzedelerin acil medikal malzeme gereksinimlerini bölgedeki medikal firmalar nezdinde temin ederek depremzede hastalarımıza ulaştırıyoruz. Tekerlekli sandalyede yaşamlarını sürdürenlerin, yürüme güçlüğü çekenlerin, kronik hastalıkları olan kardeşlerimizin özel ihtiyaçlarını çadırlarda karşılamaları için ne gerekiyorsa biiznillah karşılıyoruz.

Köylerden soba talebi

Kahramanmaraş`ta köyleri dolaşıyoruz. Köylerde de yıkım söz konusu. Evler umumiyetle tek katlı. Evlerin önüne çadır kurulmuş. Artçı sarsıntılar devam etse de köylüler hasarlı evlerinin mutfaklarını kullanmak ve günlük kişisel bakım ihtiyaçları için hanelerine giriyor. Çadırlar konaklama amacıyla kullanılıyor. Her evde bir kaçsoba var. Köy halkının birçoğu evdeki sobalarını çadırlara kurarken bazılarının ise evinin önündeki çadırları için ayrıca soba talebi iletiyor.


Maraş ateşler içinde

Kahramanmaraş`ta deprem yıkımı belli bölgelerde yoğunlaşıyor.

Şehrin bina stoğunun geneli ayakta... Kahramanmaraş`ta deprem yıkımı belli bölgelerde, özellikle stat çevresindeki gevşek zeminli arazide yoğunlaşıyor. Kahramanmaraş`taki deprem kayıplarının kâhir ekseriyeti burada.&nbsp


Değişen ve Gelişen Dulkadiroğlu..

Dulkadiroğlu`nda büyük yıkım.

Kahramanmaraş`ta en büyük deprem yıkımı merkez Dulkadiroğlu ilçesinde gerçekleşirken 250 bin nüfuslu ilçede binlerce depremzede garik-i rahmet oldu. Asrın felâketinde Dulkadiroğlu Belediyesi de kan kaybetti. Belediyenin, Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Murat Akkurt ile birlikte 11 personeli depremde vefât etti.&nbsp

Ebrar Sitesi, 9`uncu gün;

Kahramanmaraş`ta 12 Şubat Stadı`nın hemen yakınında bulunan 10 katlı, 8 bloktan oluşan ve her katında 4 dairenin bulunduğu Ebrar Sitesi yüzlerce kişiye mezar oldu. Sayıları bini aşkın site sakini 6 Şubatta saatler 04:17`yi gösterirken depremin ilk anlarında 8 saniyede yerle bir olan devasa yapıların altında kaldı.&nbsp


Kahramanmaraş Ebrar Sitesi enkazı

Bir akşam vakti;

Bir akşam vakti; Depremin üzerinden 9 gün geçmiş. Ebrar sitesinin enkazında arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Enkaz altındaki yakınlarından hayırlı haberler almak isteyen kardeşlerimizle birlikte &ndash dilimiz duada- kurtarma çalışmalarını takip ederken sobaya dönüştürülmüş bir varilin etrafında ısınmaya çalışıyoruz. Bölgede yoğun bir ceset kokusu hâkim; Enkazın altındaki cesetler kokmaya başlamış maalesef. Bu esnada önce 8 yaşında isimsiz bir kız çocuğunun cansız bedeni önümüzden geçiyor. Kızımızın kimsesi kalmamış, bekleyeni ve ağlayanı yok maalesef bizlerden başka!&nbsp


Şehirden bir yıkım görüntüsü

'Yusuf, Yusuf`um!'

Derken, 12 yaşındaki Yusuf, Ebrar kuyusundan gözyaşlarıyla çıkartılırken annesinin 'Yusuf, Yusuf`um!' feryadı Ahır dağında yankı buluyor: Yusuf, Yusuf`um!

'Ahır dağı, Kahır dağı oldu!'

Öte taraftan Sırlı Süleyman Efendi, evvelemirde 'Ahır dağı, Kahır dağı oldu!' dedikten sonra, saniyen Sezai Karakoç`un Balkon şiirini dillendiriyor:

Çocuk düşerse ölür çünkü balkon
Ölümün cesur körfezidir evlerde
Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların
Anneler anneler elleri balkonların demirinde

İçimde ve evlerde balkon
Bir tabut kadar yer tutar
Çamaşırlarınızı asarsınız hazır kefen
Şezlongunuza uzanın ölü

Gelecek zamanlarda
Ölüleri balkonlara gömecekler
İnsan rahat etmeyecek
Öldükten sonra da

Bana sormayın böyle nereye
Koşa koşa gidiyorum
Alnından öpmeye gidiyorum
Evleri balkonsuz yapan mimarları

'İnsan rahat etmeyecek/Öldükten sonra da'

'İnsan rahat etmeyecek/Öldükten sonra da' cümlesini kuran şairimiz yerden göğe kadar haklı. Cesetler paramparça. Dönerek yıkılan Ebrar sitesinde dairesi 6`ıncı katta bulunan orta yaşlı bir kadının vücudunun yarısı enkazın üçüncü katından, diğer yarısı ise zemin katından çıkarılıyor!


Kapıçam mezarlığından br enstantane

Kapıçam Mezarlığı

Kahramanmaraş Kapıçam mezarlığında fenâ âleminden bekâ yurduna açılan kapıdan her gün yüzlerce depremzede kardeşimiz adım atıyor. Unutulan ölüm gerçeğini naftalin kokulu kefen bezleri hatırlatıyor.

Ayaklarımız bizi kimsesiz mevtaların kimsesi olmak üzere Kapıçam kabristanlığına götürüyor.&nbsp

Yakın zaman öncesine kadar tabiat parkı fonksiyonu gören, adından mülhem genççam ağaçlarıyla müzeyyen, yüzlerce dönümlük arazi üzerinde uzayıp giden Kapıçam mezarlığı, Kahramanmaraş`ta deprem gecesinde sevdikleriyle birlikte uzandıkları uykudan ölümle uyanan, birbirlerini hiçtanımamış binlerce mevtaya ev sahipliği yapıyor.&nbsp

Cenaze araçları deprem mağdurlarını şehrin orta yerinden birbiri ardına Kapıçam`a yetiştirirken ced&icirc d mezarlık`ta zamanla yarışılıyor. Buraya gelen merhum ve merhumelerin bir kısmı maalesef kimsesiz. Kimsesiz mevtaların ceset torbalarını otopsi mahalline taşıyoruz. Burada adli tıp uzmanları cenazelerin fotoğraflarını çekip DNA testi için parmak uçlarından&nbsp numune alıyor. Kimsesiz ölüler mezarlıkta 24 saat bekletildikten sonra yakınları gelmezse tutanakla defnediliyor.&nbsp

İnsan ölüsünün kokusuna 7-8 kat maske kâfi gelmiyor.

Depremin ilk anlarında enkaz altında can verenlerin çıkarılma süreleri uzadıkça cesetler maalesef kokuyor. İnsan ölüsünün kokusuna 7-8 kat maske kâfi gelmiyor. Kokmuş cesetleri defne hazırlamak memleketimizin dört bir tarafından gelen din görevlileri için çok kolay bir ameliye değil!


Merhumenin ruhu için el-Fatiha

Kapıçam`da ölüm gerçek, gasil hükm&icirc ! &nbsp

Kapıçam`da ölüm gerçek, gasil hükm&icirc !&nbsp Her gün yüzlerce mevta teyemmümle gaslediliyor. Malum olduğu üzere cenazeleri yıkayacak suyun bulunamaması, mevtaları suyla yıkayanlara hastalık bulaşacak olması ve dahi suyun temas edeceği cesetlerin dağılma endişesi vb. durumlarında mevtalara teyemmüm aldırılır. Bu minval üzere Kapıçam`da cenazeler ceset torbaları üzerinden teyeyyümle defne hazırlanıyor.&nbsp

'KM 5912'

5-6 kişilik hazirunla namazları kılınan mevtalar toplu mezarlara defnedilirken başuçlarına Kahramanmaraş deprem mevtası sadedinden misallerden bir misal olmak üzere 'KM 5912' ibaresi yazılıyor. Burada binlerce taze ölü ve bir o kadar da canlı hüzün var. Akrabalar yan yana defnediliyor. Mezarlıkta Türk depremzedelerin yanısıra birbiri ardına Suriyeliler de uzayıp gidiyor.

'Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günahtan dolayı öldürüldüğü sorulduğu zaman!'&nbsp

Kapıçam`da yakınlarını kaybedenlere taziyede bulunarak deprem mağduru merhum ve merhumeler için Kur`ân-ı Ker&icirc m tilavet ediyoruz. Hakikatli medrese talebesi Osman Efendi`yi pür dikkat dinliyoruz: 'Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günahtan dolayı öldürüldüğü sorulduğu zaman!'&nbsp

'Gözde Apartmanı, 13-16 yaşlarında, kız çocuğu'

Bu esnada otopsi mahalline park eden bir cenaze aracına yönelerek ceset torbasının üzerinde 'Gözde Apartmanı, 13-16 yaşlarında, kız çocuğu' notuyla gelen bir evladımızı taşıyoruz. Kimsesi kalmamış, kızımıza kimse olan herkes ölmüş. Fotoğrafını çekip DNA numunesi alıyorlar. Bu sahneye tanıklık eden hemen herkesin kirpikleri gözbebeklerinden taşıp gelen seli perdeleyemiyor! Hafız Osman Tekvir Suresi`nin 8`inci ayet-i kerimesini bir kez daha okuyor: 'Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günahtan dolayı öldürüldüğü sorulduğu zaman!'&nbsp


Kahramanmaraş Kapıçam mezarlığı

'Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır!'

Sırlı Süleyman Efendi ani bir hareketle yönünü şiirin ve hüznün şehri Kahramanmaraş`ı çevreleyen ve depremin devasa şahidi Ahır dağlarına çevirdikten sonra dilini damağına dayadı ve gönlü dil olup yine Sezai Karakoç`tan, bu kez takdimli-tehirli okumaya başladı:&nbsp

(; )

Ü lkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yâr vardır
Yoktan da vardan da öte bir Var vardır

(; )

Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında

Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da

Sevgili&nbsp
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

(; )

-DEVAM EDECEK-

İbrahim Ethem Gören-Yazı No: 471