“Yalan değil dinmedi şu bağrımın sargısı / Bilirim ölüm haktır, Yaradan'ın çatışmaları / Sen gideli bu hayat çekmiyor doğrusu / Balkonunda çiçekler açtı yine annecim.”
Bu dizeleri okurken içinde bir hüzün hissetmek elde değil. Gökan Öztürk’ün içdünyasındaki acıyı ve ölüm kavramına olan inancını bu oldukça dokunaklı dizilerde görmek mümkündür.
Gökan Öztürk, içindeki ağrının dinmediğini ifade ederek içindeki acının ne kadar büyük olduğunu vurguluyor. Aynı zamanda ölümün hak olduğunu da söylüyor. Öztürk’ün annesinin öldüğünü son dizelerindeki 'Balkonunda çiçekler açtı yine annecim`ifadesinde oldukça dokunaklı bir duygu yükü okuyuşuna aktarılıyor.
Bu dizeler bize insanın yaşamının boyutları karşısında nasıl mücadele ettikleri ve kayıplardan sonra nasıl hayata tutunmaya çalıştığını gösteriyor.
“Bir anne karnında büyüdüm önce / Yağmur, kar demeden gezdim dünyayı / Kalın düşünmedim, düşüncem ince / Tepeden tırnağa süzdüm dünyayı.”
“Makama, şöhrete, yoktu gayretim / Senelerdir can dostlara hasretim / Zalime yem oldu kemiğim etim/ Garipler aşkına ezdim dünyayı.”
Gökan Öztürk’ün, “Dünyalık Şiir” şiirin genel teması, hayatın ve insanın yalnızlığıdır. Öztürk, hayatın insanlığına rağmen ince düşünce ve sabırla hayatı yolculuğuna devam etmektedir. Şöhret ve para gibi dünyevi değerlere önem vermez, dostluk ve sevgi gibi insani değerlerin önemini vurgular.
Öztürk, hayattaki birçok zorlukla karşılaşmış, acı çekmiş ve yalnız kalmıştır. Ancak, tüm zorluklara rağmen hayatın güzelliklerine inanmaya devam ediyor ve kendine bir yol çiziyor. Şiirin son mısraları, şairin artık dünyanın çizgilerine dayanamayıp, onu kendi içinde bozduğunu ifade etmektedir.
“Yüreğime ben değil de, sen asıl / Bilmem daha nasıl sürer bu fasıl / Aşk; cesaret kararlılık velhâsıl Cesaretin yoksa eğer bırak yar!..”
“Demedi Deme” şiirinde şair, bu dizelerle, aşk cesareti, kararlılık ve fedakârlık sınıflarını ifade ediyor. Şair, aşkına yanan bir ateş olduğunu ve eğer bu ateşin sönmeyecekse, cesaret ve kararlılıkla devam etmek gerektiğini söylüyor. Aşkın, sadece sevgiyi dile getirmekle değil, aynı zamanda birden fazla fedakârlık yapmakla da ilgili olduğunu vurguluyor. Son olarak, şair, aşkla zayıf yürekler için biraz fazla olabileceğini, bu nedenle cesareti olmayanların vazgeçmesi gerektiğini belirtiyor.
“Bir terazi her sevdayı tartıyor / Sensizlik mi ciğerimi yırtıyor! / Sen geleli tebessümüm artıyor/ Sen gideli, hasretinden öldüm oy!..”
“Sensizlik Türküsü” şiirinden aldığım bu dizlerde şair, sevginin özlemi, ayrılığın acısı ve aşk gücü gibi konular işleniyor. Bu tür hislerin doğal olduğunu ve birçok insanın bu tür duyguları yaşadığını okuyucuya hatırlatıyor.
'Sana tutulduğum yeni söyleyerek / Hiçyalnız bırakma beni söyleyerek / 'Bana seni gerek seni'' söyleyerek / Yunus gibi görüyorsan ne güzel.'
Şairin en sevdiğim şiirlerinden biri olan “Ne Güzel” şiirinin romantik bir tonu vardır ve aşk, umut, sadakat, sevgi ve inançlar gibi temalar işlenmektedir.
'Sana tutulduğum yeni söyleyerek`ifadesi, şairin sevgisinin yeni olduğuna ve bu sevgiyi ifade etmek istediğine işaret ediyor. 'Hiçyalnız bırakma beni söyleyerek`ifadesiyle ise, sevgilisinin kendisini yalnız bırakmaması ve onun yanında olması gerektiğini ifade ediyor. 'Bana seni gerek seni'' söyleyerek`ifadesi, şairin sevgilisine olan bağlılığını ve onun olmazsa olmazı olduğunu belirtiyor. 'Yunus gibi görüyorsan ne güzel`ifadesi ise, Yunus Emre'nin aşk ve sevgi üzerine yazdığı şiirlerin etkisinden bahsederek, sevgilisinin de aşkın gücünü anladığını ve onunla aynı frekansta olduğunu ifade ediyor.
Bütün olarak dize, sevgi ve bağlılığın gücüne işaret etmektedir. Şair, sevgilisinin kendisine karşılık vermesini istemektedir ve onun yanında olmasını istemektedir. Şairin Yunus Emre'ye atıfta bulunarak, sevgisinin derinliği ve anlamının farkında olan bir kişi ile birlikte olmak istediği anlaşılıyor.
“Sevmek hakkı, hor görme bu fakiri / Sular gibi taşırırsın Şair'i / Ve giderken son yazdığım şiiri / Ömür boyu sakla sakla beni an!”
“Beni An” şiirinden aldığım bu dizeler, bir şairin hayatını, sanatını ve eserlerinin önemini vurgulamaktadır. Şair, kendi hayatının sonunda yazdığı son şiirin saklanmasını ve kendisinin hatırlanmasını istemektedir. Ayrıca, insanların birbirlerini küçümsememesi gerektiği ve herkesin sevgiye layık olduğu mesajı da verilmektedir.
'Sanma adın yüreğimden düşürdüm / Yüreğimde önce vardın, önce sen / Ben sadece hasretinden üşürdüm / Benim için düşündün mü ince sen.'
“Bendeki Sen” şiirinden aldığım bu dizeler, aşk ve özlem temalarını işleyen duygusal bir şiirdir. Şiirin ilk mısrası 'Sanma adın yüreğimden düşürdüm`ile başlar ve burada şairin sevgilisinin ismini unuttuğu ya da artık sevgilisinin isminin yüreğinde yer etmediği şeklinde bir algı oluşabilir. Ancak, ikinci mısra 'Yüreğimde önce vardın, önce sen`ile bu algı değişir ve şairin sevgilisinin isminin hala yüreğinde olduğu, hatta orada her zaman olduğu vurgulanır.
Üçüncü mısra 'Ben sadece hasretinden üşürdüm`ile şairin sevgilisiyle ayrı kaldığı ve onu çok özlediği belirtilir. Dördüncü mısra 'Benim için düşündün mü ince sen`ise, sevgilinin şairin özlemini hissettiğini ve onun için endişelendiğini gösterir.
Şiirin dili oldukça yalın ve duygusal bir anlatım tarzıyla yazılmıştır. İki sevgili arasındaki özlem ve bağlılık, şairin ifadelerinde oldukça yoğun bir şekilde hissedilir. Ayrıca, şiirin sonunda kullanılan 'ince sen`ifadesi, sevgilinin şefkatli ve düşünceli bir kişi olduğunu vurgular. Bu şiir Gökan Öztürk’ün, sevgi ve özlem dolu duyguları yalın bir dille ifade eden duygusal bir şiirdir.
Gökan Öztürk, Senden Yadigâr Kaldı şiir kitabında 150 şiirini okuyucusuna ulaştırıyor, rastgele seçtiğim ve incelemeye çalıştığım şiirlerin yansıra “Kudüs’e Mektup”, “Kahpe İsrail”, “Ahir Zaman”, “Ağam’a Mektup”, “Para” ve kitabın son bölümünde de ünlü şair ve yazarlara yazdığı mektup şiirleri var. “Karakoç’a Mektup 1” şiirinden bir dizeyi de yorumlayıp yazıma son vereyim.
Türklük, Müslümanlık ruhu çürümüş / Çoğumuzu makam hırsı bürümüş / Cahillik zirvede kalmış yürümüş / Aptallığın izi varmış Üstad’ım”
Şiirde, Türk toplumunun sorunlarına dikkat çekilirken, yukarıdaki dize de bu sorunların nedenleri ve etkileri hakkında bir değerlendirme yapılıyor.
Dizede 'Türklük, Müslümanlık ruhu çürümüş`ifadesi, Türk toplumunun milli ve manevi değerlerinin kaybedildiğini, 'Çoğumuzu makam hırsı bürümüş`ifadesi, insanların kariyer hırsı nedeniyle değerlerini ve insanlıklarını kaybettiklerini, 'Cahillik zirvede kalmış yürümüş`ifadesi, eğitim ve bilgi eksikliğinin toplumun büyük bir kısmında var olduğunu ve 'Aptallığın izi varmış Üstad’ım” ifadesi ise, toplumun düşüncesiz ve yüzeysel bir şekilde hareket ettiğine, fikirlerinin yetersizliğine ve kararlarının doğru olmadığına işaret ediyor.
Bütün olarak dize, Türk toplumunun sorunlarının farkındalığını artırmak için yazılmış bir dizedir. Şair, toplumun milli ve manevi değerlerine olan kayıplarına, makam hırsının insanları nasıl kötü yönlendirdiğine, eğitim eksikliğinin ne kadar büyük bir sorun olduğuna ve toplumun kararlarının aptalca olduğuna dikkat çekmektedir. Şiirin genel tonu eleştirel olmakla birlikte, çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemektedir ve insanları daha iyi bir yöne doğru hareket etmeye teşvik etmektedir.