Geceyi yazdım, sana yolladım.
Gündüzü yürüdüm, sana bıraktım.
Aynaya baktım, hep seni gördüm
Karşımdaki sandalye sözde boştu,
Ama ben seninle, hep konuştum.
Kahvemi içerken, seninleydi sohbetim
Sorular yağarken zihnime, cevaplarımda sen vardın.
Bir yaşamak vardı, adı düşüp kalkmak.
Bir de hayat.
Samimiyetten kurulu köşklerin olduğu,
Durdukça, özledikçe,
Yandıkça, ağladıkça,
Koşup geldiğim.
Sevgi pınarlarının akıp durduğu.
Sır tutan, dualarla mühürlenmiş mektupları,
Kanat çırparak sana getiren kuşların olduğu;
Merhamet yüklü bulutların, "hadi bakalım, biz yürüyoruz, yola devam" dediği
Mavi bir gökyüzü vardı.
Gece ise ışık ışık,
Seni anlatan şiirlerin olduğu bir kitap.
Bazen okur, bazen dinlerim.
Ne de olsa, iki türlü de anlatılan Sensin.
Koşulsuz seven,
Yargılamadan dinleyen,
Yakınlığı ile anlatan.
Beni her halimle kucaklayıp,
Bir adım öteye, daha güzele taşıyan değil misin?
Bu hayatta, hâl böyleyken;
Ben diye bir şey kalır mı?
Kalmalı mı?
Ben dediğim bir şey olursa,
Onun adı ayrılık olmaz mı?
Sen doluyken her yer, ben desem;
Bu rüyadan uyanmak olur.
Dağlar, denizler yol iken; önüne çıkan engel olur. Gökyüzü bakmaz yüzüme,
Yıldızlar mahzun olur.
S en de bulmak kendimi, senin en büyük muhataplığındır.
Ben eksiğim, sen tamsın.
Sana revan olan gönlüm,
Hayatı, saltanatı, sende bulur.
21 Ağustos 23TKafkasS✨✍️