Tebrizli Şems, Mevlâna Celâleddin-i Rumî `ye 'fazla okumamasını, okumanın sânihatını kapatacağını' söylemişti. Bu bilgi Eflâkî Dede`nin Menakıb-ül Arifin adlı, Mevlâna ve çevresinin geniş hayat hikâyelerini toplayıp bir arada verdiği kitabında bulunuyor.
Tebrizli Şems hazretlerine ait bir anekdotu Eflâkî Dede, anlatıyor: 'Bir gün vezir Nasıreddin hankâhında büyük bir merasim vardı. Bir zata şeyhlik rütbesi vereceklerdi. Bütün ulemâ, meşâyih (âlimler, şeyhler), ürefâ, füzelâ, ümerâ (ârifler, fâzıllar, emî rler-kumandanlar) orada hazır idiler. Her biri, muhtelif ilim ve fenlerde sözler söylüyor ve tatlı musahabelerde bulunuyorlardı. Bir köşede murakabeye dalmış olan Şems-i Tebrizî , birdenbire kalktı ve onlara: Ne zamana kadar şundan bundan rivayet edip övünecek ve atsız eğere binip, erlerin meydanında koşacaksınız? İçinizde 'kalbim bana Rabbimden şu haberi veriyor' diyecek yok mu?Ne zamana kadar, başkalarının asası ile ayakta yürüyeceksiniz?' dedi, sonra da (hadisten, tefsirden, hikmetten v.s.`den naklen söylediğimiz sözler, o zamanda yaşayan ve her biri kendi akranı arasında erlik makamında oturan erlerin sözleridir. Onlar, kendilerine gelen haberlerden anlatırlardı. Madem ki, bu asrın erleri sizsiniz o halde, sizin sırlarınız ve sözleriniz nerede?) dedi. İşte bu Şems, Mevlâna hazretlerine doğrudan bir etki yapması niyazı içerisinde yukarıdaki müthiş sözü söylemiştir. Dikkat et, okumak (fazlası) sânihatını kapamasın?
Şimdi köşe yazarı bir muziplik yapıyor ve bu kelimenin anlamını merak edenleri sözlüklere göndermek istiyor!
Tarihçi Ziya Nur`a göre Mevlâna`ya bu sözü, Şems`in 'nasıl bir hakikat ikazcısı olduğunu haber vermektedir.' (Mevlevî lik ve Hz. Mevlâna)
O sürecin bitimlerinde, Mevlâna büyük eserlerini vermeye başladı. Şiir, Mevlâna`da kuvveden fiile çıkıyor. Hüsameddin Çelebi şiir söylemesini rica ediyor, sonuç:26 bin beyitlik Mesnevî . Parantez içi: Bütün eserlerini okumalı, Mesnevî ile yetinmemeli. İngilizler Shakespeare`i tam okurlar.
1910`lar Londrasında bir grup gençşair 'Şairde çok okumanın, şiiri öldürücü bir etki yapabileceğini' tartışıyorlardı: Richard Aldington, Ezra Pound, T.E. Hulme...
Okumaya konan bu ihtiyat ilginçbir düşünmenin yolunu açar. Günlük hayatımızda böyle bir darlanmalarımız olmaz değil. Eser vermek güveni ile ilgili...
Modernist ilâhiyatçıların çoğu, televizyonlarda yıllardır Hz. Peygamberin Hadislerine olan ilgiyi kağşatmaya mı uğraşırlar? Bilerekse ihanet, gafletse kimlere kapıldıkları meselesi.
Hadise, peygamberin ağzından çıkış ânının heyecanıyla bakmalı. Müsteşriklerin atmosferini şirk koşmak akademisyenleri steril hâle düşürmüştür diyelim. Alınmaları gerekenler de alınsınlar tabiî . Şems`inki Mevlâna`ya özel. Peygamberimizin: 'İlim Çin`de bile olsa alınız' sözü, İslâm kültür ve medeniyetinin hareket noktası. OKUMAYA DEĞİŞİK BAKIŞ