Ramazan Kur’an, namaz, oruç, zekât, yardımlaşma ve fakir u fukarayla, garib u gurebayla hemhâl olma, duygudaşlık kurma mevsimi… Ramazan, fikir ve şükür ayı; hidayet rehberi Kur’an-ı Kerîm ayı…
Mütevekkil gönüller on bir ay boyunca bekler kutlu rahmet mevsimini... Müminler aylar öncesinden duaya başlar: “Allah’ım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl, bizi Ramazan’a kavuştur.”
Makbul dua dilde kalmaz, sadra, gönle, ruha, hâle sirayet eder… Ramazan’a kavuşmak için hazırlık yapılır... Namaz ve sabırla istikamet istenir. Nafile oruçla, tesbîhâtla, zikirle, tövbe ile nefis terbiyesi yapılır, böylelikle rûhî bir arınma yaşanır, gönüller ferahlanır. Çünkü “Her kim, Ramazan ayının gelmesi ile sevinir ve ferahlanır ise, Allah onun vücudunu Cehenneme haram kılar.”
Ramazan ayı, akleden, fikreden, şükreden, sabreden insanlar için hidayet vesilesidir… Hidayet, muhatabını şüphesiz Allah’a ulaştırır… Apaçık deliller, Hakk’ın bâtıldan ayılmasına rehberlik eder…
Ramazan beklenen bir aydır… Oruç ayını hemen herkes bir şekilde ümit ve hasretle bekler… Ramazan rahmet ayıdır, rahmet ve gufran ayı… Ramazan manevi temizlik ayıdır… Kutlu oruç mevsiminde tövbe kapıları ardına kadar açılır. Tövbe, arınma her zaman mümkün… Ama Ramazan’da insanın ruhu daha berrak bir hale gelir, şeytanlar bağlanır, nefisle mücadelede oruç kalkan olur. İftar, sahur, seher ve teheccüd vakitlerinde alınlar secde mahallerine mıhlanır… Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan’da kirpikler nedâmet gözyaşlarıyla yıkanır böylelikle manevi arınma mümkün olur… Çünkü “Günahından tövbe eden hiç günah işlememiş gibidir.”
Sanatkârlar Çamlıca’da buluştu!
Ramazan-ı Şerif iftar sofralarıyla da gönülleri telif eder. İftar sofraları eş, dost akrabaların yanı sıra konu komşuyu ve uzun zamandan beri birbirlerini göremeyen ahbabı, yârânı bir araya getirir. İçinden hakikatli sohbetler geçen geniş iftar sofralarında eskilerin “el kalbi min’el-kalbi ile’l-kalbi sebîlâ” dediği tarzda kalpten kalbe yol kurulur. Çünkü kalpten kalbe yol vardır!
Böyle bir sofranın kurulmasına bizleri hâdim kılan Cenab-ı Hakk’a nâmütenâhi şükürler olsun. İşte böylesi bir sofra; Yıldız Holding’in Sanatkâr Dostları İftar Programı 12 Mart 2025 Çarşamba günü Yıldız Holding’in Çamlıca’daki genel merkezinde kuruldu.
Yıldız Holding'in Sanatkâr Dostları İftar Programına hüsn-i hat, tezhip, ebru, cild, minyatür, kalemişi, katı', naht, çini, seramik, çömlek, ahşap oyma, sedef kakma, tesbih, mücevher tasarımı, kaligrafi, mûsıki, rölyef, keçe, simsırma, kitre bebek ve hiyel mütehassıslığı (İslâm Bilim Tarihi âletleri yapım ve restorasyon uzmanlığı) gibi yirmi iki farklı sanat ve zanaat dallarının mahir temsilcileri katıldı.
İftar öncesinde de sanatkârlarımız Yıldız Holding'in Çamlıca yerleşkesinde Ramazan-ı Şerif ayı etkinlikleri kapsamında hazırlanan “Gelenekten Geleceğe Kadın Sanatçılar”, Kadim Köklerin İzinde” ve “İstanbul Mushafı” sergilerini ziyaret etti.
Yıldız Holding'in Sanatkâr Dostları İftar Programımıza Geleneksel İslâm Türk Sanatlarımızın üstadlarının ve "Kâbil-i irşâd olan üstâd olur üstâddan" fehvasınca üstad olmuş onlarca sanatkârımızın iştirakleriyle Ramazan-ı Şerif ayının bereketini Yıldız Holding'in iftar sofrasında paylaştık.
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Ali Ülker’in, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Pladis ve Godiva Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Murat Ülker’in ev sahipliğinde hakikatli ustaların katılımlarıyla düzenlediğimiz sanatkâr iftarında, mûsıkî üstadı, İstanbul Sebahattin Zaim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Öncel gönül diliyle Vâkıa Sûresi’nden cennet âyetlerini okudu.
(…) Üçüncü zümre “sâbikûn”; dünyada hayırlı işlerde öne geçenlerdir ki, onlar âhirette mükâfatda da öne geçeceklerdir. İşte bunlar “mukarrabûn”; Allah’a en yakın kullardır. Nimetlerle dopdolu cennetlerde olacaklardır. Onların çoğu öncekilerden, birazı da sonrakilerden! Mücevherlerle işlenip süslenmiş ve yan yana dizilmiş tahtlar üzerine kurulurlar. Orada birbirlerine muhabbetle bakarak karşılıklı otururlar. Etraflarında hiç yaşlanmayan gençler hizmet için âdeta pervâne olur (…)”
Mezkûr sûre-i celîlerin arz ettiğimiz 10 ilâ 17’nci âyetlerini dinlerken evvelemirde Ramazan-ı Şerif hilâlinin üzerimize düştüğü, rahmetin nur olup yağdığı günlerde Cenab-ı Hakk'ın irciî emrine ittiba eden kıymetli büyüğümüz, Reisülhattatin Hasan Çelebi hocamıza rahmet niyaz ettik. Muhterem hocamızın ruhu için Fatihalar okuduk.
Söz uçuyor, yazı kalıyor! İnsan ölüyor, kendinden sonra eserleri kalıyor. Bereketli ömründe binlerce levha kaleme alan Hasan Çelebi Hocamızın sadaka-i câriyeleri özelinde İstanbul’da Sultanahmet, Hırka-i Şerif, Bayezid ve Büyük Çamlıca camilerinin yazıları evvelemirde hatırımıza geliyor. Bu meyanda talebelerini de unutmamak lazım gelir. Milletlerarası alanda en fazla icâzet veren hattat olan Hasan Çelebi’nin ülkemiz başta olmak üzere dünyanın hemen her coğrafyasında hüsn-i sanatını öğreten talebeleri bulunuyor. Yıldız Holding’in Sanatkâr Dostları iftarında Hasan Çelebi hocamızın talebelerinden Abdullah Gün, Ayten Tiryaki, Ebru Ersoy, Betül Utku, Ferhat Kurlu, Cemali Gündoğdu ve Erhan Bektaş, üstadlarına hayır dualarda bulundu.
Sanat, insanı insan yapan bütün ruh güzelliklerinin hayata, eşyaya ve eşyanın takdimine yansımasıdır.
Yıldız Holding'in Sanatkâr Dostları İftar Programımız, hayatımızı yaşanılır kılan devr-i kadîm ve devr-i cedîd ustalarına ihtiram beyanındadır. Bu cümleden olarak sanatı ve zanaatı “insanı değerli kılan, insanı insan yapan bütün ruh güzelliklerinin hayata, eşyaya ve eşyanın takdimine yansımasıdır.” şeklinde tanımlıyoruz.
İnsan ahsen-i takvîm üzere yaratılmıştır. Yani en güzel kıvamda... Onun için güzel görür, güzel söyler ve güzel eyler.
Önce sanatkârların gönüllerine, gözlerine, ellerine çarpar güzellikler; ustalar ikliminde, kabiliyetle, emekle, azimle, gayretle ve sabırla tanışır, yoğrulur, ardından sanata, zanaata, esere dönüşür.
O zaman biz, usta bir el tarafından çekilmiş, edalı bir celî sülüs elifin önünde dalıp gideriz.
Bir selâtîn camiinin kubbe ve kuşak yazılarındaki sülüs istiflere dikkatlice baktığımızda ezkârı ilahiyi işitiriz.
Bir safkana vurulacak eyerin koşum takımlarının bakır kakmalarında ruhumuzun ışıltılarını görürüz.
Bir tezhibin paftalarında dağılıp karışır gideriz ötelere ve ötelerin ötesine.
Bir çininin turkuazına karılıp pişeriz ateşlerde.
En esrarlı renk olmayı hayâl ederiz bir nakkaşın fırçasında.
Bir tesbih ustasının habbeleriyle yıllarca sürecek çilelerin sabrına çekiliriz.
Bir mûsikî ustasının nefesinde, bir sazendenin mızrabında ağlamaya dururuz bazen.
Hâsılı ustalar bizi ilmek ilmek dokurken aynı zamanda güzelliklerle donatır. Ustalarla biz, mesleği, sanatı ve hayatı kuşanırız.
Böylesi mülahazalarla Çamlıca’daki sanatkâr iftarı, yeni bir neslin, yeni bir kuşağın estetik varoluşunda payları bulunan ustalara saygı duruşudur, mânevî bir el öpme merasimidir.
Mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır!
Sözün bu yerinde öz sanatlarımızın hakikatli sanatkârlarını müesseselerinin iftar sofrasında bir araya getiren Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker ve Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Pladis ve Godiva Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker nezdinde etkinliğimize hizmetleri sebkat eden tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum.
İttifak gazetemiz üzerinden bir teşekkürü de İstanbul’dan, Ankara'dan, Kastamonu’dan, Çanakkale'den, Düzce'den ve Kocaeli'den Çamlıca’ya gelerek iftar soframızı şenlendiren sanatkârlarımıza takdim ediyorum.
İbrahim Ethem Gören/14.03.2025 Yazı No: 656
Fotoğraf-1: Uğur Taşatan, Faruk Eratlı, Veysel Kucuras, Abdullah Aydemir, Uğur Derman, Mahmut Şahin, Cihangir Aşurov
Fotoğraf-2: Prof. Dr. Faruk Taşkale, Prof. Dr. Çiçek Derman, Prof. Dr. Uğur Derman
Fotoğraf-3: Zeynep Özler, Ali Ülker, İbrahim Ethem Gören, Murat Ülker, Günseli Kato, Dürdane Ünver, Fatma Kesgün
Fotoğraf-4: Özlem Gören, İbrahim Ethem Gören, Murat Ülker
Görsel 5-6: Yıldız Holding’in Sanatkâr Dostları İftar Programı katılımcılarına takdim edilen Kur’ân-ı Kerim’den Sûreler ve Dualar Risâlesi. Risâle yazıları: Hâfız Osman, Fatma Zehra Ülker