Sakal-ı Şerif

Eshab-ı kiram, Resulullah Efendimizin her tıraş olduğu zaman etrafında dolanır mübarek sakalının veya saçının telleri daha yere düşmeden kaparlardı...

Abone Ol

Peygamber Efendimizin mübarek sakallarına "Sakal-ı Şerif" denirdi. Müslümanlar "Lıhye-i Saadet" ve "Lıhye-i Şerif" diye de bilinen Sakal-ı Şerifleri bereketlenmek için saklarlardı. Peygamber Efendimize âşık olan Eshab-ı kiram'ın O'nun hatırası olarak sakladıkları bu emanetleri günümüze kadar gelmiştir. Dünyanın birçok yerine dağılan Sakal-ı Şerif'lerden ülkemizde bin 818 adet bulunuyor. Bunların 422'si İstanbul'da, 153'ü Bursa'da, 98'i İzmir'de, 87'si Yozgat'ta, 83'ü Balıkesir'de diğer kalan kısmı ise Türkiye'nin farklı şehirlerinde muhafaza ediliyor.

TARAKLARI HEP YANINDAYDI

Peygamber Efendimiz hem saçı hem de sakalının bakımı hususunda hassas idi. Yanlarında her zaman eksik etmediği eşyalar arasında ayna ve tarak da vardı. Hazret-i Peygamber saç ve sakalını ya kendisi makasla kısaltır veya kısalttırırdı. Resulullah Efendimize âşık olan arkadaşları (Eshab-ı kiram) O'nun her tıraş olduğu zaman etrafında dolanır mübarek saçının ve sakalının telleri daha yere düşmeden kaparlardı. Sakal-ı Şerif'lerin bu kadar çok olması aslında şu mânâya gelebilir; Resûlullah Efendimizin mübarek sakalından veya saçlarından hiçbir tanesi yere düşmemiş, hep saklanmış ki bu kadar fazla Sakal-ı Şerif elimizde bulunuyor.

Peygamber Efendimiz Hudeybiye Gazası'nda Hıraş bin Ümeyye, Veda Haccı'nda ise Ma'mer el-Adeviyye bin Ebu Süfyan tarafından tıraş edildiler. Normal zamanlarda Peygamber Efendimizi tıraş eden birçok berber oldu. Resûlullah tıraş olduktan sonra saçlarının ve sakallarının Eshab-ı Kiram'a dağıtılmasına izin verdiler. Resullullah Efendimiz yine bir gün tıraş olduktan sonra sakallarını Ebu Talha (radıyallahü anh)'a verdi. Halid Bin Velid Hazretleri, Hazreti Ebu Talha'dan Peygamber Efendimize ait saç ve sakaldan bir tutam alarak bir muhafaza yaptırarak vefatına kadar bunu yanında taşımıştı. Harblerdeki büyük cesaret ve düşmanı hep bozguna uğratmasının sırrının bu mübarek kılların olduğunu söylerdi.


HUSUSİ MUHAFAZALAR YAPILDI

Elinde Sakal-ı Şerif bulunduranlar, bu emanete kıymetli ve görkemli husûsi muhafazalar yaptırırlar. Sakal-ı Şerifler genellikle iki ucu balmumu ile kapatılmış silindir şeklindeki şişelerde muhafaza edilir. Bu muhafazaların kenarları altın çerçeveli veya zümrüt olanları da mevcuttur. Bazıları da kırk kat bohça ile sarılarak özel bir kutuya konur onu da bir sandukaya konularak yüksek bir yerde muhafaza edilir.

SIR GİBİ SAKLANDI

Sakal-ı Şeriflerin önemli bir kısmı muhafaza eden ailelerin elinden kaybolup gitti. Bazıları da kaybolur korkusuyla, kimsecikler bilmesin diye sır gibi saklandı. Onlar da öldükten sonra bohçalar içinde muhafaza edilen Sakal-ı Şerifler bilmeden de olsa sıradan bir bez gibi dağıtıldı.


Günümüzde Sakal-ı Şerifler ellerinde bulunduranlardan rica edilerek husûsi zamanlarda camilerde ziyarete sunuluyor. Ziyarette, Sakal-ı Şerif salevatlar eşliğinde bulunduğu yerden alınarak mihrabın önünde veya emanet olarak alan kişi tarafından nbsp;tutulur. Daha sonra herkes tek sıra halinde ellerini bağlayarak edep ve huşu ile selavatlar getirerek ziyaretini yapar. Daha sonra Sakal-ı Şerif öpülüp tekrar bohçasına saygı ile konulur.