Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
İbrahim Ethem Gören
İbrahim Ethem Gören

Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı’nı Kim İhyâ Edecek?

Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı, yarım asrı aşan bir süredir bu milletin gündeminde olan, fakat bir türlü liyakatli bir adımla ihyâ edilemeyen mühim bir hatıra/hafıza mekânı olarak karşımızda duruyor. 1970’lerden itibaren Nafi Baba ailesinin mensuplarıyla Âli ve Süheyla Artemel’in başlattığı gönüllü seferberlik; Boğaziçi Üniversitesi’nin kimi hamiyetperver  hocalarının ve yabancı ilim adamlarının zaman zaman bu gayrete iştirak edişi; bir türlü kulüp statüsü verilmeyen Boğaziçi Üniversitesi Şehitlik Araştırmaları Topluluğu BÜŞAT, unutulan protokoller, akim kalan projeler ve yitip giden fırsatlar… Bütün bunlar, bir tekkenin değil, fetih ruhunun, irfan yolunun, millet hafızasının nasıl ağır ağır sessizliğe terk edildiğinin hazin nişâneleridir.

Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı’nın ihyâsı, neredeyse yarım asrı aşan bir zamandır bu milletin gündeminde… Altı asırlık hatıra irfan mekânının ayağa kaldırılması için 1970’lerden itibaren Nafi Baba ailesinin bazı mensuplarıyla Âli ve Süheyla Artemel gönüllü bir seferberlik başlatmış; bu sürece zaman zaman Boğaziçi Üniversitesi’nin bazı hocaları ile yabancı ilim adamları da bu ahenkli gayrete dâhil olmuşlardır. Ne var ki, bunca emek ve ısrar, somut bir neticeye kavuşamamış; yıllar, unutulmuş dosyalar ve kaybolmuş protokoller şeklinde akıp gitmiştir.

Atilla Koç’un Kültür Bakanı olduğu dönemde, bakanlık makamında imzalanan ve Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Ayşe Soysal ile Prof. Süheyla Artemel’in de taraf olduğu protokolün Topkapı Sarayı’nın has odalarında “unutuluvermesi” hafızalarda buruk bir hatıra olarak duruyor. İstanbul 2010 Kültür Başkenti sürecinde hazırlanan restorasyon projeleri ve Şehitlik Dergâhı için ayrılan fon ise “yorgan gittikten sonra kavga bitti” misali akim kalmış bir başka hamle…

Bugün hâlâ soruyoruz: Şehitlik Dergâhı’nı Kim ihyâ Edecek?
Şüheda Kuyusu’na, Nafi Baba Tekkesi’ne selâm olsun! Ceddimizin ervahına Fatihalar okuyalım; zira elimizden gelen bugün için bu… İstanbul ve Türkiye’nin sahiplerinin ise “Hû Hakk Dost” diyerek mezar kitabelerindeki hakikati ne zaman okuyacağını bekleyip göreceğiz!

Nafi Baba Tekkesi’nin, hazirenin ve Şüheda Kuyusu’nun artık gecikmeye tahammülü olmayan bir şekilde ihyâ edilmesi gerekiyor. Diğer yandan, tarihî mezarlığın olduğu gibi korunması ve yeni Metin Erksan örnekliğinde olduğu gibi yeni definlere açılmaması; adalet ve hakkaniyet üzere hareket edilmesi elzem bir başka husus…

Ne hazindir ki, Tekke’de doğan, büyüyen, Robert Kolej ve Boğaziçi Üniversitesi’ne unutulmaz hizmetler eden Âli Artemel merhum bile Nafi Baba haziresine defnedilememişti. Oysa haziredeki mezar taşları 2001’e kadar defin yapıldığını söylüyor. Yolunu bulan Nafi Baba’nın yanına gidiyor anlaşılan!

O, Âli Artemel ki, bugün Boğaziçi Üniversitesi’ne kimsenin hatırlamadığı geniş arazileri kazandırmıştı: Kilyos’taki arazi, Uçaksavar’daki sahaların bulunduğu alan, BÜMED’in arkasındaki Osmanlı Bostanı, Rumelihisarı kampusu, Alibeyköy lojmanları, Kandilli kampusu… Yaradılış gayesini unutmayan insanlardan geriye eser kalıyor. Ruhu şâd olsun.

Boğaziçi Üniversitesi’nin efsanevî hocalarından, değerli arkadaşım Mehmet Nafi Artemel defalarca Şehitlik Dergâhı’nı anlatmıştı. Tekkenin dervişleriyle, mandırasıyla, bağlarıyla,  dönemin Rumelihisarı köyüne nasıl hizmet ettiğini; Rumelihisarı halkının aşure için Nafi Baba’ya, keşkek için Halim Paşa’ya gidişini tebessümle nakletmişti.

Aile, Asırlardır Rumelihisarı’nda yaşıyor…
Bugün o irfanı, Prof. Süheyla Artemel’in oğlu Dr. Mehmet Nafi Artemel temsil ediyor. Rumelihisarı’ndaki Osmanlı 260 yıllık Bağdâdî evi, tasavvuf terbiyesinin yaşayan bir misali… Arşivlerde yer alan silsile ise, Şeyh Bedreddin’den başlayıp Nafi Baba’ya, Nüzhet Baba’ya uzanan bir irfan yolunu gösteriyor. Nafi Baba Camii —öğrencilerin “merkez kampüs camii” diye andığı— hâlâ bu hatırayı yaşatıyor.

Nafi Baba, 50 yıl boyunca Şehitlik Tekkesi’nin çerağını uyandırmış; 1912 Haziranında irtihal etmiş; mezar kitabesine düşülen tarih kıtası hâlâ onun ruhaniyetini fısıldıyor: Yüzü ak, alnı açık gitti Cenbâb-ı Nafi.

Ailenin bilinen ilk ceddi Şeyh Bedreddin, Hz. Hüseyin (ra) neslinden bir seyyid… 1451’de fetih yolunda şehid oluşu, Rumelihisarı’ndaki Şehitliğin kıymetini gösteriyor. “Serdengeçti Ağası” mezar taşı, fetih müjdesinin ilk adımlarının bu tepelerde atıldığını hatırlatıyor.

Nafi Baba Tekkesi’nin Bayramîlikten Bektaşiliğe uzanan yolunu, Osmanlı ordusunun manevi damarını, Mahmut Baba’nın Beşiktaş İlim Cemiyeti’ndeki öncü rolünü, tekkenin İstanbul’un irfan iklimindeki yerini yine Mehmet Nafi Hoca’dan öğreniyoruz.

Robert Kolej’in kuruluşunda tekkenin rızası, dervişlerle Cyrus Hamlin’in yağmur duasına çıkışı, Hamlin’in mektuplarına düşen şaşkınlık… Tüm bunlar Nafi Baba Tekkesi’nin İstanbul’un eğitim hafızasında bile nasıl bir yer tuttuğunun delilleri…

Yine de bugün baktığımızda, Şehitlik Dergâhı’nın bir hazine gibi ortada durduğu ama sahipsiz bırakıldığı aşikâr…

Bir zamanların ilim ve hikmet ocağı çöplüğe dönmüş. İmadvârî nesta’lik kitabeler ayaklar altında… Paşaların, seyyidlerin, mollaların taşları parçalanmış. Osmanlı armalı mezarlar kırık dökük…

Milletin Yurdu Tarihtir!

Mustafa Özel’in “Milletin yurdu tarihtir” sözünü hatırlayıp soruyoruz:
Tarihini umursamayan milletlerin yurdu neresidir?

Nafi Baba Tekkesi, İstanbul’un Avrupa yakasındaki ilk dergâh; Dua Tepesi’nde Fatih’in otağının kurulduğu, fetih duasının yapıldığı yer… Fatih tarafından bizzat aileye verilen geniş arazi, özel mülk statüsündeyken tekkenin eşyalarının Vakıflarca toplanışı; tekkenin 1940’larda bakımsızlıktan yıkılışı; Cafer Baba’nın orada yaşadığı yıllar; Âli Artemel’in tekkede dünyaya gelişi… Hepsi bir tarihin sessiz ağıtı.

Tekke bir zamanlar Rıza Tevfik’ten Profesör Traugott Fuchs’a kadar onlarca ilim ve sanat erbabına kapılarını açmıştı. Bugün ise Rumelihisarı’nın kalbinde, Şüheda Kuyusu’na yaslanmış hâlde kendi talihine ağlıyor…

Haziredeki serin serviler altında insana fenâ ve bekâ dersleri veren bu mekân, her taşında irfanı haykırıyor. Fakat duyan kim?

Bu sabah Nafi Baba’yı ziyaret eden gözler, taşları sökülmüş kabrin yerinden oynamış mermerini, mahzun Şüheda Kuyusu’nu gördüğünde sadece bir manzaraya değil, bir ihmal tarihine bakıyor.

Zira burası, İstanbul’un fethinin ilk şehitleri… Osmanlı’nın ilk toplu şehitliği…
Bir milletin hafızası…

Bugün hâlâ sorulması gereken soru aynı: Şehitlik Dergâhı’nı kim ihyâ edecek?

Ve cevabı bekleyen tarih, hiç olmadığı kadar müphem!

KAYNAKÇA

Gören, İ. E. (2012, 19 Nisan). Rumelihisarı’nın silüeti bozuluyor. Dünya Bülteni Haber Portalı.

Gören, İ. E. (2013, 28 Haziran). Diren Şehitlik Dergâhı. Son Devir Haber Portalı.

Gören, İ. E. (2013, 8 Eylül). Kaldırım demek, medeniyet ve estetik demek. Dünya Bizim Haber Portalı.

Gören, İ. E. (2014, Temmuz). Zamanın durduğu yerde belgeseli: Bektaşi Nafi Baba Tekkesi.

Gören, İ. E. (2015, Aralık 18). Merkez kampus dekanı. Son Devir Haber Portalı.

Gören, İ. E. (2015). İstanbul’un fethinin manevi mirası: Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı. 1453 İstanbul Kültür ve Sanat Dergisi, (22), 72.

Gören, İ. E. (2016, 14 Mayıs). Nafi Baba’dan bir nefes “Hu”. Sondevir Haber Portalı.

Gören, İ. E. (2018, 2 Ağustos). Hamlin’den Brunson’a iyi adamlar!. İttifak Gazetesi Haber Portalı.

FOTOĞRAFLAR

Fotoğraf-1: Şehitlik Dergahı 1900’lü yılların başı. İbrahim Ethem Gören Arşivi.

Fotoğraf-2: Yazarımız İbrahim Ethem Gören, Boğaziçi Üniversitesi’nin II Nolu Kurucular Kurulu Üyesi Prof. Dr. Süheyla Artemel ile, 2012 (V. 2018).

Fotoğraf-3: Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı’nın meşhur postnişini Muhammed Abdünnafi Baba’nın bugün yerinde olmayan mezar kitâbesi. İbrahim Ethem Gören Arşivi.

Fotoğraf-4: Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı 1970’li yıllar. İbrahim Ethem Gören Arşivi.

Fotoğraf-5: Yazarımız İbrahim Ethem Gören, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Nafi Artemel ile., 2013.

Fotoğraf-6: Şehitlik Dergahı’nın mütemmim cüzlerinden Dua Tepesi bir zamanlar şehitlikti. “Dua” anahtar kelimesinden hoşlanmayan torunları buranın ismini ne hikmetse Doğa Tepe olarak değiştirdi! Kime gâm!

Fotoğraf-7: 1862 tarihli Osmanlı Rumehihisarı haritası. İbrahim Ethem Gören Arşivi.

Fotoğraf-8: Yazarımız İbrahim Ethem Gören, Rumelihisarı Şehitlik Dergâhı’nda İBB nezdinde gerçekleştirilmekte olan jeoradar çalışmalarına rehberlik ederken. 2014

 

İbrahim Ethem Gören – 5 Aralık 2025

 

YORUMLAR

2 adet yorum var

  1. Emeği geçenlerden Allah(cc) razı olsun. Süheyla Artemel hocamızın kabri nur, mekanı cennet olsun. Bir vakitte Hak Teala bize de Makam-ı Şüheda’nın etrafını saran otları yolup temizleyerek oraya bir günlük hizmette bulunmayı nasip eylemişti, elhamdülillah.

  2. Ibrahim Edhem Gören Beyefendi yine çok isabet ve vukuf ile Nafi Baba Şehitlik Dergâhı’nın hal-i pür melâlini anlatıp ilgililere uyarısını çok güzel yerine getirmiş.
    Dileyelim bir hareket yaratır. Dualarımız ve dileklerimiz hep o yönde.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR

1