Cibalili Deniz Taciri Mehmet Reis 16 Ocak 2024 Salı gününü Haliç kenarında bir sabahçı kahvesinde tefekkürle karşılarken çocukluğunun hatıra defterine şu cümleleri karalıyordu:
“Cağaloğlu olağan günlerinden birini yaşıyor… Henüz küçük bir çocuk olan Cibalili Mehmet, Babıâli Caddesi’nden aşağıya doğru koşarak avazı çıktığı kadar “Yazıyooooor, bombalandı, yazıyoooor…” diye bağırıyor. Bağırdıkça koşuyor, koştukça ellindeki Son Gazetesi’ni satıyor… Nefes nefese Kapalıçarşı’nın Kuru Kahveci Mehmet Efendi’nin dükkânına bakan kapısındaki mahşerî kalabalığın içine daldığında elindeki 100 gazetenin tamamını satmış bulunuyor...
100 gazeteyi 40 dakikada satan sekiz yaşındaki tüccar namzedi Mehmet bu alışverişten günde 15 lira net para kazanıyor… “O zaman bir futbol topu, meşin top 45 liraydı. Ve bu çok büyük bir paraydı. Üç günde bir futbol topu alabilecek para kazanıyordum, cebimiz para görüyordu hani… Hayatımın en güzel yıllarıydı… Cibali Okulu’nun birincisiydim…”
Her sabah besmeleyle açılır dükkânımız
Kahveci esnafı, Molla Halit, Deniz Taciri’ne “Her sabah besmeleyle açılır dükkânımız/Hazret-i Şâzeyî’dir pîrimiz üstâdımız” diyerek yeni bir çay daha ikram ederken “çocukluğunu biliriz evelallah biraz gezip gördüğün yerleri, mesela Roma’yı anlatsan” dediğinde Bakara Sûresi’nin “Sizler kitabı okuduğunuz halde insanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?” meâlindeki 44’üncü âyet-i kerîmesini okudu ve sonrasında gönlü dil olup konuşmaya başladı:
Aklımızı kullanacağız!
“Halit abi, aklımızı kullanacağız. Yeryüzü için. Bir hakikat.. Sev, sevme Hakikat bu. Akıl olacak. Ancak vicdan (merhamet) olmayacak.
“Roma” dedin. Roma hakkında ne yazılmışsa, en ufacık bir kırıntı mahiyetide olsa oa topluyorum...son on senedir..
Akıllı insan, akıllı şirket ve akıllı devlet tarihten ibret alandır, tecrübeleri baştacı edendir. İyi olanı arayıp bulan, adapte eden, kullanan ve faydalanandır. İşte Roma...
Sevgili İbrahim Kalın bu konuda iyidir..
***
Roma’da çocuklar doğduğunda süt anneye verilirdi.
***
Roma’da aristokrat ailelerde çocuklar yedi yaşına geldiğinde henüz güneş dogmadan önce
aile reisi (pater famılas) ile beraber işe giderek hayatı ve hakikati deneyimleyerek öğrenirdi.
***
Roma ordu kurmaz; zengin, aristokrat atlı sınıf kendi lejyonunu kurarak silah, ikmal, iaşe masraflarını kendi cebinden öderdi.
***
Roma’da eyaletlere ataması yapılan valiye maaş ödenmez, vali maaşını kendi bölgesinden kazanırdı.
***
Roma’da vergi toplama işi özel kişilere verilirdi. Genellikle bu konuda suistimaller yaşanır,
sudan bahaneler ile gasp, mala çökme olurdu. Roma işte!
***
Roma’da vergi toplayıcı ihaleyle işi alırdı. Eğer, halkı canından bezdirirse. Dengeyi kuramaz ise rüşvet ayyuka çıkarsa bu durumda senato nezdinde soruşturma başlatılırdı. (Osmanlı Âyân Meclisi misali)
Roma’da lihikmetin pek çok soruşturmanın üzeri rüşvetle örtülürdü.
***
Roma’da eyaletlere yönetici ve vali atamalarının anahtar kelimeleri birinci dönemde borç ödeme, ikinci dönemde zenginleşme ve üçüncü dönemde de soruşturma dosyaları için rüşvet biriktirmeydi.
***
Roma mahkemelerinde yargıçların sağında ve solunda ellerinde demir çubuk ve baltalarla bekleyen yakın korumalar olurdu. Bunun Osmanlı’daki karşılığı Solarlar birliğiydi.
***
Roma’da konsüller/senato üyeleri ordularının harcamalarını seferlerden, savaş ganimetlerinden ve eyalet gelirlerinden pay ile karşılardı.
***
Roma’da her yıl seçim yapılırdı, Sıradan halk sadece trıbunus seçebilir, tribunslaer, patricia atlı sınıfı seçebilir, atlı sınıf da senatoyu seçerdi.
Seçim süresinde gök gürlemesi, yıldırım/şimşek çakması vuku bulursa seçim ertelenirdi.
Roma’da seçmene ziyafet ve rüşvet vermek genel kaideydi. Bu yüzden seçilen borç batağında olurdu.
***
Roma’da emekli asker veteranlara mağlub ettiği bölge insanının toprağı dağıtılırdı.
Toprağı işlemek, üretim yapmak, çok sıkı kanunlar ile zapt u rapt altına alınmıştı.
Emekli veteran asker isterse toprağını kiraya verebilirdi. Bununla birlikte yine de üretimden sorumluydu. Aksi takdirde toprak elinden alınır ve yargılanırdı.
***
Roma’da saray hizmetçisi köleler hadım edilirdi.
***
Roma’da en ağır suç savaştan kaçmak, lejyon kartalını kaptırmaktı. Savaştan kaçan general veya asker, hızlıca infaz edilirdi.
Roma’da savaş meydanında ölmek büyük onur idi.
(Günümüz ABD senatosunda başkan daima sağ omuz başında Roma kartalı ile kürsüye gelir!)
***
Roma her yenilgiden bir şey öğrenirdi. Kaç defa mağlup olsa da bıkıp usanmadan tekrar tekrar aynı düşmanın üzerine gider nihayetinde mutlaka yenerdi.
İzmit’te Pontuslu kral Mithrades yenildi. Seksen bin Romalı katledildi.
İmparator Sulla savaş meydanına tekrar tekrar döndü ame herhangi bir netice elde edemedi. Sonraki Konsül Pompeus tekrar döndü Anadolu’ya. Giresun, Trabzon, Artvin Elbruz dağmavaşlarında rakibini kovaladı ve Mitrades’in kellesini aldı!
***
Roma, dışarıdan bakıldığında sert, kaba, küstah, üst perdeden görünür olmakla birlikte haddizatında esnekti. Roma birçok savaşta onurlu bir anlaşmayı yeğledi.
***
Roma, denizden ve gemiden anlamazdı. Kartaca tarafından büyük hezimetlere uğrayarak (MÖ 2/3.yy) gemi yapımını ve deniz savaş taktiklerini ögğendi.
***
Roma demek yol demekti. Roma’da yol yapım işlerini İliryalılar (Arnavut, Yunan-Balkan) yapardı.
Roma’da yol işi bir sanat idi. Taşlar döşenirken 3 bin yıl düşünülürdü.
Roma da yol yapımı savaş meydanlarına askeri hızlı sevk etmek ve vergiyi hızlıca toplamak için de önemliydi.
***
Roma işgal edeceği topraklara “ferahlık, rahatlık götürüyorum” şeklinde PR çalışması yapardı.
***
Roma demek her an hareket, çekişme, çatışma ve stratejik hamle demekti.
Roma demek takım kurma, katliam, vahşet ve dışarıda savaş demekti.
Roma demek, Roma dışındaki dünyayı soymak demekti.
Roma’da, Doğu demek para demekti; altını bol topraklar demekti.
Güneş doğudan yükselir (Roma atasözü)
***
Osmanlı bir kaç konu dışında Roma'nın merhamet eklenmiş halidir. Bununla birlikte Osmanlı daha ılımlı ve daha vicdanlıdır, Bununla birlikte Osmanlı daha adaletlidir
Halit Baba, kelâmın başında aklını kullan mı demiştik! Osmanlı aklını kullanarak Roma sistemini örnek almıştır.
***
Roma, Kurd’un genlerine ve hayatta kalma tarzına benzer yaşamıştır.
Roma kurulduktan bin yıl sonra başka bir coğrafyaya göçerek hayatiyetini devam ettirmiştir. Hâsılı Roma yönetmeye devam etmektedir.
Ez cümle “aklını kullanmak iyidir.”
İbrahim Ethem Gören/16.01.2024 Yazı No: 561