Rıza Tamer ve tarihteki Züleyha

Bu kez size farklı bir açıdan yaklaşacağım.
İnsan kalbi çok değerli.
Kalp yapalım kalp kırmayalım.
Ancak bu kadar basit değil biraz daha detayına bakalım.
Dünyalara sığmayan bir tek kalbe Sığan O’nun Aşkı yıllar sonra ilginç bir ilişkide yeniden belirdi.

Hazreti Yusuf’a büyük aşk taşıyan ancak yaratıcısını bulduktan sonra kalbinde Yusuf’a yer bırakmayan Züleyha kitaplara geçen eserlere konu olan bir öykü sahibiydi.
Onun dünyalar güzeli ve yakışıklısı olarak yaratılan Hazreti Yusuf’a olan sevgisi aşkı zaman içinde Yusuf’un Yaratıcını bulmasına Götürdü Züleyha’yı.
Gözleri açıldığında bile kalp gözü artık Allah’a dönüktü.
2025 senesinde yıldız olma hayalleriyle başladığı televizyon STARlığı merdivenlerinden zaman içinde aşağı itilen Rıza Tamer tam bu sırada neredeyse Züleyha’nın sahip olduğu bir aşkı yaşamaya başlıyordu.
Öyle bir aşktı ki adeta gözü kör eli bağlı boğazı kurumuş ve kalbi Pırpır atıyordu.
Bugün benden sonra isimli şarkıyla yeniden şöhreti yakalayan Şarkıcı Rıza Tamer’in sözleri ve tanımlamaları ile devam ediyoruz.
Samimi açıklamalar yapan ve yıldızlık hayalleri sokakta yatıp kalkmaya kadar sahipsiz ve itilmiş bir hale dönüşen hayata bir kadının aşkıyla tutunmaya çalışırken eşinin vazgeçmesi ile savrulan bir karakter oldu. Bu öyküyü kendi ağzından çeşitli vesilelerle dinlerken herkesin merak ettiği soru soruldu ve dedi ki artık bu saatten sonra ölümüne neredeyse aşık olduğum kişi bana dönse artık ne fayda.
Onun aşkının yerine çoktan ilahi aşkı koydum.
Evet inişlerin ve çıkışların düşüşlerin ve yükselişlerin insan hayatında kahkahaların ve ağlamalar gülmeler ve hüzünlenmelerin bir arada olduğu ve hatta neredeyse kutsal kitapta anlatılan nebilerin hayatlarını yaşamadan herhalde kimse Gözünü kapamayacak.
Aynen Züleyha hanım Bir erkeğe aşkı Zamanla onu mükemmel yaratana nasıl döndüyse, O şarkıcının bestekarın acı sözleri yazıp çalıp söyleyen Rıza’nın da bitmez tükenmez çekicilikle sevdiği kadına olan Aşkı artık sokaklardan kalbine yerleşerek o güzel insanı yaratana çevrilmişti.
İstanbul’un sokakları adeta Zavira zindanı ya da Memphis sokakları haline gelmiş, Züleyha’nın reddisiyle Rıza’nın reddisi tek noktada buluşmuştu.
Yani bedenle çekilen acılar unutularak ruhun hakimiyetine aynı anda girme fiili diyelim.
İnsan maddimbeden ve manevi ruh 2lemi ile yaratıldı ve ruhun terbiyesi ile vücudun uyumu zamanla kazanılabildi, beden öldü mü ruh canlanır, ölmeden ölme halidir. Rıza’yı da google okuyup youtube’da dinlerseniz, ben öldüm, ölüyüm zaten der ve ruhunun uyanışına işaret eder.
İşte böyledir kalbin değeri.
Ancak çok büyük tutkuyla sevenlerin anlayacağı bir yöne bakar.
Kalp gözü gerçekten Açılır ve tüm sebeplerin nedenlerin gerçeklerin güzelliklerin sahibine yönelir.
Bu yöneliş çağdaş yaşamda böyle dile getirilir.
Ne demiş üstat Rıza:
“Sonunda kalp nakli de yaptılar sana
Ne oldu beni gözü gibi seven o kadına?
Eline bi’ şey geçti mi bari düşmanımla saf tutunca?
Yazdın, çizdin, oynadın, bastın damarıma
Kuklan değilim, oyuncak değilim
Bi’ ben değilim, seni tanıyan herkes haklı
Ölünüm, delinim, çağırsan gelirim
Anla, be, seninim, sevme, özürlü kalp, yasaklı…
Yıldız yatağından kalkar bu aşkı duysa
Ne canlar verdim, neyine yetmiyorsa
Gün gelip de kader hesabını sorsa
Çek cezanı, senin aşktan anladığın buysa
Benden sonra kimse değerini biçemez.”
Rüzgârın savurduğu sokaklarda geçen sahipsiz insanların ve dahi yerde gökte bulduğu O yüce Kelama sahip çıkanların, Bir kalbe tek aşk sığdıranların, gördüğü ışıktır o…