`height=

Çanakkale Onsekiz Mart Ü niversitesi, Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Uğur TÜ RKMEN ile yaptığımız söyleşiye devam ediyoruz; .

AY: Afyon`da kuruluşunda emek verdiğiniz 'Müzik Müzesi`nin isminin Kültür Bakanlığı`nın uyarısı ile Koleksiyon' olarak değiştirildiğini yazmışsınız. Müze ile koleksiyon arasında ne farkı Var?

TÜ RKMEN: Müze statüsü kazanabilmek için ciddi bir mevzuat var. Bu mevzuattaki tüm detaylar şu anda yerine getirilmeye çalışıyor. Bu süreçtamamlanıncaya kadar koleksiyon demek daha doğru olacak. 

AY: Afyon`da size destek veren iş insanları ve en önemli isim İbrahim Alimoğlu gibi bir sanatsever vardı. Çanakkale`de böyle gizli kalmış isimler tespit ettiniz mi?

TÜ RKMEN: Her ilde var. Önemli olan proje odaklı iletişim kurmak. Biz, doğrudan maddi destek değil, projelerimize ortak arıyoruz. Çanakkale`de de hangi projeyi sunsak karşılık bulduk. Etkinlik kitapçığını incelerseniz sizin de dikkatinizi çekecektir.  Bu kadar çeşitlilikte, ulusal ve uluslararası nitelikteki etkinlikleri mutlaka paydaşlarımızın desteği ile yapıyoruz. 

AY: Konservatuvarın donanımlı bir binası var mı? Çanakkale Valiliği`nin ve Rektörünüz Prof.Dr. Sedat MURAT öncülüğünde, yeni bir bina için çalışmalar olduğunu duyuyoruz; Özel  değilse anlatabilir misiniz?

TÜ RKMEN: Özel değil. Şu anki şartlarımız güzel ama, yeterli değil. Öğrencilerimizle her görüşmemizde onların tüm ihtiyaçlarını gidermek için hep beraber çalışıyoruz. Araçgereç, oda, sınıf  her türlü ayrıntı kullanışlılıkları düşünülerek planlanıyor. Bununla birlikte yeni bir binaya ihtiyacımız var. Çünkü her geçen büyüyor, gelişiyoruz. Sayın Valimiz, Belediye Başkanımız destek veriyorlar. Sanatı seven bir Rektörümüz var ve bina konusunda sürekli bizlerle iletişim halinde. Yer konusunda üçyöneticimiz de hem fikir oldular. Konservatuvar ailesi olarak yapı işleri ile birlikte hazırladığımız yeni bina projemizi ve detaylarını çok beğendiler. Bu kadar güzel bir ortamda, umarım güzel bir sonuçalınır

AY: Balıkesir Sempozyumu`nda da yine dile getirildi. 2022`ye girdik ama,  Müziğin sorunları çözülmüyor! Neden?

TÜ RKMEN: 'Her hak kendi sahibi tarafından aranır ve alınır' Çok hızla gelişen, değişen, büyüyen bir ülkeyiz. Çok çalışmalıyız. Çok üretmeliyiz. Çok daha fazla bir araya gelmeliyiz. Farklı fikirlere saygı duymalı, eninde sonunda bir karar verip hep beraber bu kararın savunucuları olmalıyız. Haklarımızı kendimiz için istemiyoruz ve aramıyoruz ki?  Önce ailelerin sonra da devletin emanet ettiği gençlerin geleceği için çalışıyoruz. Onların hakları var. Her şeyden önce istihdam sorunları var. Eğitimcilerimizin de problemleri var. 

Bu arada sorunların çözümüne yönelik hiççalışma yok diyemeyiz. Bu konuda emeği geçenlere canı gönülden teşekkür ederiz. Ben hep ümitli olmuşumdur. Şikâyete ve enseyi karartmaya gerek yok.  Bize katkı sağlayan tüm dostlara, meslektaşlarımıza bizi Ü AK` da ve YÖK`te temsil eden tüm yöneticilerimize destek olmalı, her daim yanlarında olmalıyız. İnanıyorum ki onların yükü bizlerden daha fazla. Bazen bir Konservatuvarı yönetirken zorlandığımız oluyor. Kolay değil tüm ülkenin sanat sorunlarına çözüm bulabilmek. 

AY: Konservatuvarların kurulması ve müzik akademisyenlerinin unvan alması ile, yıllardır şikâyet edilen 'Türk müziği çalgılarının metodu yok' söylemi sona erdi mi? Ermediyse neden?

TÜ RKMEN: Türk müziği çalgılarına yönelik üretimlerin azlığı her daim dikkat çeker ama keman, viyola, çello, trompet, piyano, gitar, kontrbas, klarinet, flüt gibi sayısız çalgı içinde yeterli üretimlerin olmadığı gerçeği gözlerden kaçar.  Bu sorun tüm çalgı eğitimimizde var. Türk müziği çalgı ailesinin kanımca en büyük sorunu çocuk ve gençlere yönelik üretimlerin (kitap, repertuar vb) azlığı. Batı müziği çalgı eğitiminde ise en büyük eksiklik kendi icracı ve eğiticilerimizin üretimlerinin (kitap, repertuar vb) azlığı. Her iki alanın ortak eksikliği ise eğitime yönelik özgün eserlerin 'yeterince' üretilmemiş olması. Örnekleri var, yok değil. Ama yeterli görmediğimi belirtmek isterim. 

Bir örnek vermek gerekirse Çanakkale Zaferindeki yaşanmışlıkları betimleyen '10 Hikâye 10 Beste 10 Saz' Projesi bu eksikliği bir nebze gidermek amacıyla gerçekleşti. Proje için yola çıkarken Çanakkale Zaferinde yaşanmış olan 10 hikâye, 10 besteci tarafından Türk ve Batı müziği sazları ile kurulacak olan bir topluluk için bestelensin ve mümkünse bu eserler bir eğitim aracı olarak da kullanılabilsin diye düşündük. İki değerli Çanakkaleli müzik insanı keman sanatçımız ve akademisyen Sayın Cihat Aşkın ve Müzikolog Sayın Ersin Antep proje danışmanlıklarını kabul ettiler.

Hasan Uçarsu, Tolga Taviş, Mesruh Savaş, Evrim Demirel, Eray Altınbüken, Yusuf İzzettin Mesçi, Hasan Barış Gemici, Gizem Alever ve Can Aksel Akın projeye besteci olarak katıldılar. 

Eserler Troya Kültür Yolu Festivali kapsamında 22 Eylül 2022`de ülkemizin seçkin icracılarının desteğiyle ilk kez seyirci ile buluştu. 

Bestecilerimiz, icracılarımız, danışmanlarımız, projenin başından sonuna dek şu sözleri sık sık tekrar ettiler. Özgün, alana katkı sağlayıcı, repertuara yenilikler getiren, eğitim aracı ve alanı olarak da kullanılabilecek birleştirici bir proje oldu. 

Yakın bir zamanda belgeseli, konser kaydı ilgililerle paylaşılacak. Notalarında yer aldığı kitap tüm ülke konservatuvarlarına ücretsiz olarak gönderilecek. Yeni ve özgün eserler hem repertuara hem de eğitim alanına katkı sağlayacak. 

Bu ve benzeri projeler yeni ve özgün kitapların, metotların yayınlanmasına, yeni ve özgün toplulukların kurulmasına katkı sağlayacaktır. Bu eserlerden bazıları, belki tamamı akademik yükselmelerde değerlendirilmeye başlar. 

AY: Şu anda 49 Konservatuar var. Ben önce Bölge Konservatuarlarının kurulmasını, bunların 'yeterli kadroya' ulaştıktan sonra illere dağılmasını düşünenlerdendim. Sizin bu konuda görüşünüzü alabilir miyiz?

TÜ RKMEN: Farklı düşünüyoruz. Konservatuvar sayısı çok değil. Sadece Afyon Kocatepe Ü niversitesinin yaptıklarına bakınız lütfen. Ve sadece bir tek soruyu burada da dile getirmek isterim. Afyon ili için konservatuvarın yaptığı üretimleri ülke genelinde hangi büyük şehir veya bölge konservatuvarı 'Afyon için' yapabilirdi? Afyon özelinde o kadar güzel çalışmalar yapıyorlar ki, bence örnek alınmalı. 

Çanakkale Onsekiz Mart Ü niversitesi Devlet Konservatuvarı olarak da 'çevreden evrene' ilkesini çok önemsiyoruz. Önce  il, sonra bölge bize baktığında kendilerinden bir şeyler bulsun istiyoruz.  

Çocuk ve gençlik koroları kurduk. Çocuk ve gençlik orkestrası kurduk. Çoğunluğu bu ilden ve bölgeden ilgi gören yarı zamanlı sertifika programını açtık ve yetenekli öğrencileri kazandık, ilin ve bölgenin dezavantajlı grupları için çalışıyoruz, her yıl il müzik öğretmenleri ile buluşuyoruz, ilin ve bölgenin tüm müzik insanları-toplulukları ile yakın iletilişim halindeyiz. THM, TSM, Müzik Öğretmeni, Çalgı Yapımcı, Tasavvuf Müziği gibi alanlarla ilgili kişi ve kurumlar ile iletişim halindeyiz. Müzik yapılan mekanlar, evler, geleneksel tüm topluluklar konservatuvarla çok ciddi çalışmalar içinde. Akademik Orkestra yanında Senfoni Orkestrasının da temelleri atılmaya başlandı; Ve daha nice çalışmalar. 

O kadar yapılacak iş var ki?

Ü niversiteler dolayısı ile konservatuvarlara yüklenen üçgörev var

(1) Nitelikli eğitim öğretim vermek,

  (2) Bilimsel yayın ve araştırma yapmak, 

(3) Topluma katkı sağlamak. 

Sadece nitelikli eğitim öğretimde kalan bir konservatuarı yeterli görmüyorum. Ayrıca bize yüklenen bir görev daha var.  Kültürün akışkanlığı sürecine doğru ve ehil olarak yardımcı olmak. 

Bu arada yeterli kadro hiçbir zaman olmayacak? Derslerin bire bir yapıldığı bir eğitim öğretim sürecini yaşıyoruz. Bununla birlikte elbette planlı, programlı olmasını öneririz. Bu nedenle kadro tamamlansın öyle konservatuvar açalım düşüncesi pek akla yatkın gelmiyor. 

AY: 'Müziğin Sosyal Psikolojisi' isimli eserinizi de çok beğenmiştim. İnşallah okuyanı bol olmuştur. Burada yazılarımın linkin vermek isterim;

Uğur Türkmen Hocamızın 'Müziğin Sosyal Psikolojisi' kitabı; (1)

https://www.ittifakgazetesi.com/ugur-turkmen-hocamizin-muzigin-sosyal-psikolojisi-kitabi-1-m2716.html

Müzikte Algı, Olaylara Anlam Verebilme Sürecidir; (2)

https://www.ittifakgazetesi.com/muzikte-algi-olaylara-anlam-verebilme-surecidir-2-m2717.html

TÜ RKMEN: Bu eserde, Müzikle ilgilenen herkese farklı bir kapı açmaya çalıştım;

AY: Tüm Eğitim Fakültelerinde, öğrencilerin 'dört yıl sonraki çıktılar' alınmıyor. Dolayısı ile başarılı/başarısız program/eğitmen konusunda ilerleme sağlanamıyor. Çıktıların yararına inanıyor musunuz?

TÜ RKMEN: Bu sorun konservatuvarlarda da var. Verimiz yok. Bence önümüzdeki dönemlerde yapılması gereken en önemli hedeflerden biri bu olmalı? Mezunlarımız nerede çalışıyor? Sadece bu soru değil birçok soru ve sorun için çok ciddi verilere ve analizlerine ihtiyacımız var. 

AY: Konservatuvarların YÖK sistemi içinde özgür olamadığı ve unvan alma isteği nedeni ile üretimin/projenin azaldığı şikayetleri var. Ne dersiniz? 

TÜ RKMEN: Aynı fikirde değilim.  Ü lke genelinde çok güzel çalışan, üreten, konservatuvarlar ve arkadaşlarımız var.  Bu tartışmalardan da mümkün olduğunca uzak durmaya çalışıyorum. 

Bugün ne durumdayız? 

Ne yapabiliriz? 

Soruları üzerinde yoğunlaşmak daha anlamlı geliyor. 

AY: Eklemek istediğiniz bir konu var mı?

TÜ RKMEN: Konservatuvarımız akademik ve idari personeli oldukça nitelikli. Çanakkale özelinde ve ülke genelinde bizimle çalışmak isteyen tüm kişi ve kurumları ilimizde ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyarız. 

AY: Teşekkür ederiz; .

TÜ RKMEN: Değer verdiğiniz için ben teşekkür ederim.