Paris İklim Anlaşması’nın akibeti

Abone Ol

Metropoller girişimi Urban 20 ilk kez G20 zirvesinden önce düzenlendi. G20 zirvesi için liderler 30 Kasım ile 1 Aralık tarihlerinde Buenos Aires te buluşacaklar. Büyük belediyeler buluşmasında New York, Paris, Berlin, Hamburg Londra, Amsterdam, Roma, Madrid, Pekin, Tokyo, Seul, Cakarta, Meksiko, Sao Paulo ve ev sahibi Buenos Aires temsil edildi. G20 üyelerinden Rusya ve Türkiye den buluşmaya katılan olmadı. Dünyanın 34 büyük kentinin belediye başkanları G20 devlet ve hükümet başkanlarına iklim değişikliğine karşı daha fazla mücadele etme çağrısı yaptı.

Arjantin in başkenti Buenos Aires teki Urban 20 Konferansı nın kapanış bildirisinde Paris İklim Anlaşması nın eksiksiz ve en kısa zamanda uygulanması gerektiği belirtildi. Sanayi ülkeleriyle gençsanayi ülkelerinden oluşan G20 den fosil yakıt kullanımına son verilmesi için şehir yönetimleriyle işbirliği yapmaları talep edildi. Paris`te hükümetler iklim değişikliğiyle mücadele için gerekli olan içeriğin büyük kısmının eksik olduğu bir anlaşma yaptılar. Bu anlaşma sonrası ciddi bir yol alamamış olmaları dünyada endişe yaratıyor. Bildiğiniz üzere ABD Başkanı Donald Trump, seçim kampanyası döneminde verdiği taahhüdü hayata geçirerek, Paris İklim Anlaşması ndan ülkesinin imzasını çekmeye karar verdi. Bu kararla birlikte dünya liderleri ABD Başkanı`na adeta ateş püskürdü. Trump, kararının gerekçesini anlaşmanın ABD nin dezavantajına olması ve diğer ülkelere ABD ye karşı ekonomik avantaj sağlaması olarak açıkladı.

Bu karardan hem anlaşma hem de dünya zarar görecek. Trump ın bu kararının, Paris Anlaşması nda belirlenen küresel sıcaklık artışını 2 Santigrat derecenin altında tutma hedefinin yerine getirilmesini çok daha zorlaştıracağını söylemek mümkün. ABD nin dünya genelindeki karbon emisyonlarının yaklaşık yüzde 15 ini tek başına üretmesinin yanı sıra gelişmekte olan ülkelerin de artan sıcaklıklarla mücadele etme çabalarının en önemli mali ve teknolojik destekçileri arasında yer alıyordu. Bir de işin moral yönü var. ABD bu kararla birlikte küresel ısınmayla mücadelenin liderliğini yapmaktan da vazgeçiyor olması, diplomatik çabalara sekte vuracak.

Paris Anlaşması nın imzalanmasına neden olan en önemli etken ABD ile Çin arasındaki diyalog olmuştu. Dönemin Başkanı Obama ve Çin Devlet Başkanı Şi Jinping, dünyanın en ufak ada devletlerinden Avrupa Birliği (AB) gibi örgütlerine kadar birçok ülkenin katılımıyla bir ortak zemin oluşturmayı başarmış ve bir 'ulvi amaçlar koalisyonu' kurmuştu. Çin defalarca Paris anlaşması kapsamındaki taahhütlerini yerine getireceğini söyledi. Kanada ve Meksika nın da iklim değişikliğiyle mücadele için küresel ölçekte yürütülen mücadelenin Amerika kıtasındaki en önemli aktörleri. Paris Anlaşması na taraf olmayan ülkeler İklim değişikliğini durdurmayı hedefleyen Paris Anlaşması na 179 ülke taraf oldu. Taraf olmayan 18 ülke: Angola, Ekvator Ginesi, Eritre, Gine-Bissau, İran, Irak, Kırgızistan, Lübnan, Liberya, Libya, Umman, Rusya, San Marino, Güney Sudan, Surinam, Özbekistan, Yemen ve Türkiye.

Brezilya`da Paris iklim Anlaşması`ndan çekilebilir

ABD Başkanı Donald Trump ın Paris İklim Anlaşması ndan çekilme kararı almasının ardından şimdi de Brezilya`nın yeni seçilen Devlet Başkanı Bolsonaro çekilebileceklerini duyurmuştu. Amazon, dünyanın en büyük tropik yağmur ormanlarına ev sahipliği yapıyor. Halen bilim dünyası tarafından keşfedilen bitki ve haydan çeşitliliğine sahip. Brezilya da son yıllarda çevrenin korunması ve ekonomik kalkınma arasında bir mücadele var.

Bu yılın başında yüksek mahkeme, ormanları yasa dışı bir şekilde yok etmeye yol açacak yasa değişikliğine onay vermişti.

Türkiye anlaşmayı onaylayıp meclisten geçirmek için Yeşil İklim Fonu ndan pay alma şartını öne sürüyor. Ankara, Paris İklim Anlaşması nda gelişmiş ülkelerden, gelişmekte olan ülke sınıfına sokularak, fon tarafından desteklenmeyi bekliyor ancak Türkiye 2017 yılı rakamlarına göre yılda 289 milyar kilovatsaat elektrik tüketen bir ülke olarak dünyanın en çok enerji harcayan ilk 20 ülkesi arasında. Türkiye dünya çapındaki enerjinin yüzde 1 ini tüketiyor. Yanı sıra Türkiye yenilenebilir enerji potansiyeli bakımından da diğer ülkelere göre çok çok avantajlı. Türkiye nin yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi başta ekonomi açısından da çok önemli. Doğalgazı dışarıdan alıyoruz, ithal kömürün payı da giderek artıyor. Bunları yerine rüzgâr ve güneş enerjisine yönelmekte fayda var.

Paris İklim Anlaşması

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi çerçevesinde sera gazları salınımını azaltmaya yönelik önlemleri içeren bir anlaşmadır. Anlaşma 22 Nisan 2016 tarihinde imzaya açılmıştır ve yeterli sayıda üye ülkenin imzalamasının ardından 4 Kasım 2016 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir. Anlaşma 195 üye ülke tarafından imzalanması bakımından, dünya tarihinde iklim değişikliği ile ilgili en geniş kabul görmüş anlaşma olma özelliğine sahiptir. Paris İklim Anlaşması nda atmosferdeki ısınmanın yüzde 2 nin altında tutulması ve mümkünse yüzde 1,5 ile sınırlandırılması öngörülüyor.

Kömürü sonlandırmayı planlıyor

ABD nin enerji arzında kömür kullanımını azaltması diğer gelişmiş ülkelere de öncülük etti. İngiltere, 2025 yılına kadar elektrik üretiminde kömür kullanımını kademeli olarak sonlandırmayı planlıyor. ABD de şu anda kömür sektöründe istihdam edilenlerin sayısı, güneş enerjisi üretiminde çalışanların ancak yarısına denk geliyor. Her ne kadar gelişmiş ülkelerin ana enerji kaynağı olarak kömüre bağımlılıkları önümüzdeki yıllar boyunca devam edecek olsa da hava kalitesi üzerindeki olumsuz etkisi ve kamuoyunun hava kirliliğine yönelik ortaya koyduğu tepki nedeniyle kömürün rolünün de azalmaya devam edeceği düşünülüyor. Yenilenebilir enerji alanında fiyatların düşüş eğiliminde olması da gelişmekte olan ülkeleri daha yeşil kaynaklara geçiş yapmaya teşvik ediyor. Hindistan da son dönemde yapılan ihalelerde, solar enerjinin fiyatı, kömürle çalışan santrallerde üretilen elektriğin ortalama fiyatının yüzde 18 altında kaldı. ABD nin emisyonları düşmeye devam edecek Başkan Trump ın anlaşmada çekilme kararı almasına karşın, ABD nin karbon emisyonları düşmeye devam edecek. Bunun arkasında yatan neden de ABD de elektrik üretiminin artık kömürden çok gazla yapılmaya başlanması. Doğal gazın daha hızlı çıkartılmasını sağlayan hidrolik kırma teknolojisi sayesinde üretimde ciddi artışlar fiyatlarda ise büyük düşüşler yaşandı. Enerji üreticileri de esnek olması ve aynı şekilde hızlı büyüme trendinde olan yenilenebilir kaynaklara daha iyi entegre olmasından dolayı kömür yerine gazı tercih ediyor.

Sera gazı salınımının azalma eğilimine geçirilmesi

Anlaşma yürürlüğe girdikten itibaren bilimin elverdiği her türlü olanak kullanılarak sera gazı salınımını azaltacak her türlü önlemin en kısa sürede devreye alınması. Anlaşma çerçevesinde, anlaşmaya taraf devletler, konulan hedefleri sağlamaya yönelik ne gibi tedbirler aldıklarını ve bunların sonucunda hedeflerini ne ölçüde başardıklarını özetleyen raporlar yayınlayacaklardır. Küresel ölçekte sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutabilmek Anlaşmaya göre her ülke sera gazı salınımına yönelik hedeflerini kendisi belirleyecektir. Burada anlaşmanın tek beklentisi, hedeflerin zorlayıcı olmasıdır. Ayrıca hedeflerin güncellenirken, sürekli daha az miktarda gaz salınımı hedeflenmelidir. Böylece küresel ölçekte iklim değişikliğini durdurabilecek seviyede bir sera gazı salınım azalması mümkün olabilecektir. Ü lkelerin 2025 ve 2030 yılları için hedefledikleri sera gaz salınımları göz önüne alındığında, 2030 yılında küresel ölçekte 55 gigatonluk bir gaz salınımı öngörülmektedir. Küresel ölçekte sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutabilmek adına, bu salınımın 40 gigatona düşürülmesi gerekmektedir. Bu durum ülkelerin daha zorlayıcı hedefler koymaları gerektiğini ortaya koymaktadır. Paris iklim anlaşması çerçevesinde, özellikle gelişmekte olan ülkelerin gerekli önlemleri alabilmeleri adına, bir fon kurulması ve burada biriken paraların, gelişmekte olan ülkelerde sera gazı salınımını azaltmaya yönelik projelere aktarılması da hedeflenmektedir. Bu çerçevede, 2020 yılına kadar yıllık 100 milyar dolar miktarında paranın gelişmekte olan ülkelere yönlendirilmesi hedeflenmektedir. Fonda şu ana kadar 10 milyar dolar civarında para toplanmıştır.

Anlaşmaya yönelik en temel eleştiri

Anlaşmanın ülkeler tarafından uygulanmasına yönelik herhangi bir denetleme veya yaptırım olmamasıdır. Bu noktada anlaşmanın uygulanması tamamen devletlerin iyi niyetine bırakılmaktadır. Ayrıca hükümet değişiklikleri sonrası örneğin ABD de olduğu gibi, yeni gelen yönetimin anlaşmayı rafa kaldırabiliyor. Bu sebeplerle 30 Kasım ile 1 Aralık tarihlerinde Buenos Aires teki G20 zirvesi için liderler buluşmasında ciddi bir sonuçalınacağını sanmıyorum.

&nbsp