Oyunun genç efendileri

Abone Ol

Türk futbolunun bütün paydaşları yöneticiler, yorumcular, taraftarlar, teknik adamlardan sıklıkla&nbsp 'Altyapıya önem verip, gençfutbolcu yetiştirmeliyiz' cümlelerini duyarız. Ancak uygulamaya baktığımızda futbol kamuoyunun hemfikir olduğu gençoyuncu oynatma konusunun futbolun diğer çözülmesi gereken sorunları gibi 'sözde' kaldığını görüyoruz. Yetenekli bir gencin oynaması söz konusu olduğunda 'gençlere şans tanımalıyız' diyenler, bu defa 'daha zamanı var' söylemine bürünür. Bu sezona kadarki ezber buydu. Ancak bu sezon gerek finansal zorluklar, gerek UEFA`nın&nbsp Finansal Fair Play kuralları konusunda baskı yapması, gerekse Türkiye`de gençfutbolcu yetişmiyor tezini Altınordu kulübü çökerterek tamamen altyapısından yetiştirdiği gençlerle 2. Ligde başarılı olması, hatta Cengiz Ü nder ve Çağlar Söyüncü gibi iki gençfutbolcuyu yüksek bonservis bedelleriyle Bundesliga ve Seria A`ya satmasının etkisiyle gençlere olumsuz bakış yavaş yavaş değişmeye başladı.

Ozan Kabak

Sayısal olarak az olsa da bu konuda ezber bozan hamlelere şahit oluyoruz. Bu konuda Galatasaray, Bursaspor, Fenerbahçe, Trabzonspor başı çeken takımlarımız. Taraftarların gençfutbolcuya bakış açısı bu konuda psikolojik eşiğin aşıldığını gösteriyor. Kasımpaşa maçında Fatih Terim`in sahaya sürdüğü Ozan Kabak`a büyük destek geldi. 2000 doğumlu gençfutbolcuya bir FB taraftarının sosyal medyadan yayınladığı 'Ozan hata yapmasın diye 90 dakika dua ettim. Hayatımda ilk defa GS kaybetmesin istedim' mesajı gençfutbolcuların futbolumuza katkısının saha içiyle sınırlı olmadığının ispatı gibiydi. Türk futboluna sayısız isim kazandıran Bursaspor sene başında gençfutbollara şans tanımasıyla tanınan Samet Aybaba`ya takımı emanet edince doğru hoca doğru takımla buluşmuş oldu. Henüz istediği skorları alamasa da 97 doğumlu Ertuğrul Ersoy ve 99 doğumlu Burak Kapacak Aybaba`nın düzenli forma verdiği isimler oldu. Fatih Terim önderliğinde gençlik hamlesi başlatan Galatasaray ise 2000 doğumlu çok sayıda gençyeteneğe sahip. Terim`in ismini sıkça zikrettiği Ozan Kabak savunmanın göbeğinde forma bulmaya başladı. Roma başta olmak üzere çok sayıda teklif alan Yunus Akgün forma şansı elde eden başka bir gençisim. Fatih Terim bu iki gence ilave başka gençlerin de şans bulacağının sinyalini 'başka sürprizlerim de olacak' sözleriyle verdi. Ali Koçbaşkanlığında yeniden yapılanmaya giden FB bu transfer döneminde gençlere yatırım yaptı. 99 doğumlu Makedon Eljif Elmas ve Altınordu`dan transfer edilen 97 doğumlu Barış Alıcı takımda yer bulmaya başladı. Trabzonspor`un A Milli Takım`da da forma giyen gençleri 98 doğumlu Abdülkadir Ömür ve 97 doğumlu Yusuf Yazıcı bordo mavili ekibin vazgeçilmezleri arasına girdi.

Eljif Elmas

Ligimizde forma şansı bulan 21 yaş ve altı futbolcular:&nbsp

Henry Onyekuru

1997

Galatasaray

6 maç&nbsp 356 dakika

Ozan Kabak

2000

Galatasaray

2 maç&nbsp &nbsp 94 dakika

Yunus Akgün

2000

Galatasaray

3 maç&nbsp &nbsp 62 dakika

Ertuğrul Ersoy

1997

Bursaspor

6 maç&nbsp 540 dakika

Burak Kapacak

1999

Bursaspor

3 maç&nbsp 206 dakika

Jiri Atanasov&nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp

1999

Bursaspor

1 maç&nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp 1 dakika

Yusuf Yazıcı

1997

Trabzonspor

6 maç&nbsp 489 dakika

Abdülkadir Ömür

1997

Trabzonspor

5 maç&nbsp 387 dakika

Eljif Elmas

1999

Fenerbahçe

8 maç&nbsp 498 dakika

Barış Alıcı

1997

Fenerbahçe

6 maç&nbsp 241 dakika

Utku Yuvakuran

1997

Beşiktaş

2 maç180 dakika

Güven Yalçın

1999

Beşiktaş

1 maç&nbsp &nbsp &nbsp &nbsp 1 dakika

Doğukan Sinik

1999

Antalyaspor

5 maç&nbsp 333 dakika

Harun Alpsoy

1997

Antalyaspor

4 maç&nbsp 225 dakika

John Armel Dribe

1997

Antalyaspor

5 maç&nbsp 146 dakika

Kubilay Kanatsızkuş

1997

Ankaragücü

1 maç&nbsp &nbsp &nbsp &nbsp 44 dakika

Merih Demiral

1998

Alanyaspor

2 maç&nbsp 180 dakika

Osman Şahin

1998

BB Erzurumspor

1 maç&nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp 5 dakika

Sincare Seth

1998

Y.Malatyaspor

5 maç&nbsp &nbsp 450 dakika

&nbsp Mustafa Eskihallaç

1997

Y.Malatyaspor

3 maç&nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp &nbsp 5 dakika

Napoli taraftarı romantizme savaş açtı

Napoli her zaman İtalya`nın en ilgi çeken takımları arasında yer aldı. Bu ilginin kaynağı Juventus, Milan, İnter gibi büyük başarılar, büyük sponsorlar, devasa ekonomik güçdeğil. Napoli yi bu kadar ilgi çekici yapan en büyük etken taraftarıdır. Ultras için Napoli her şeyden önce gelir. Kulüp yöneticileri ile taraftar ilişkileri de her zaman sıcak oldu. Ultras`ın Napoli için yapabileceklerinin sınırı yok. Öyle ki 1984 yılında dönemin Napoli Başkan ı Ultras grubuna takımda kimi görmek istediklerini sorar. Anketten ezici çoğunlukla o dönem Barcelona`da oynayan Maradona cevabı çıkar. Başkan bu transfer için yeterli paranın olmadığını ancak kulübün bir hesap açarak elbirliği ile bu kaynağı oluşturabileceklerini belirtir. Ultras`ın yoğun çabası sonucu para toplanır ve dönemin rekor bonservisi olan 2 milyon dolar karşılığında Maradona efsane olacağı Napoli macerasına taraftarının sponsorluğuyla başlar. Ultras`ın takımına ve yıldız futbolcusuna sadakatinin bir başka örneği 1990 yılında yaşanır. İtalya`da yapılan Dünya Kupası`nda İtalya ve Arjantin arasında Napoli`de oynanan yarı final maçında Napoli taraftarı stadı tıklım tıklım doldurarak ülkesi İtalya`yı değil yıldızı Maradona`nın forma giydiği Arjantin`i destekler ve penaltılarla 4-3 Arjantin`in kazandığı maçın ardından galibiyeti kutlar.&nbsp Napoli 3. ligde oynadığı yıllarda bile San Paolo Stadı`nda 50.000 Ultras üyesi karşısında oynamıştır. İşte böylesine nevi şahsına münhasır taraftar topluluğu geçtiğimiz günlerde bir basın bildirisi yayınlayarak çiftlerin ve yeterince bağırmayan taraftarların Napoli tribününde ön sıralarda oturmamasını istedi. Kulübü bu konuda çaba göstermeye çağıran Ultras, maça eş ya da kız arkadaşıyla gelen taraftarların ilk 10 sıranın ardında oturmasının daha uygun olduğunu, ön sıraların ateşli Ultras üyelerine ait olduğunu belirtti. Bu ilginçistek şimdilik Napoli kulübü tarafından karşılık bulmadı. Umarım bir orta yol bulunur. Futbol taraftarla güzel ama kadınların tribüne büyük bir renk ve hava getirdiği de gerçek.

Ron yeniden Artest oldu

NBA de pek çok basketbolcu ismini değiştirdi. Kimini gerekçesi din oldu, Lew Alcindor olan adını yeni hayatını simgelercesine Kareem Abdul Jabbar olarak değiştirdi. Kiminin bir maçta gösterdiği olağanüstü performansın ardından maçın spikerinin kendisine taktığı lakap adının yerine geçti, Earvin Johnson unutuldu hepimiz onu Magic 'sihirbaz' Johnson olarak tanıdık.

Ron Artest bütün bu örneklerin dışında tuhaf gerekçelerle, kafası esince ve defalarca isim değiştirdi. Çok farklı bir karakter olan ve kariyeri boyunca kavgalardan uzak duramayan Artest, 2011 yılında artık kavgalarla anılmak istemediğini açıklayarak adını dünya gençliğine ilham vermek' için Metta World Peace 'Dünya Barışı' olarak değiştirdiğini ilan etti ve mahkemeye başvurarak bu kararına hukuki geçerlilik kazandırdı. Oyuncunun menajeri, Budizm`e göre Metta nın arkadaş canlısı ve iyiliksever anlamına geldiğini açıklayıp World Peace`ın artık uslandığını belirtti. Ancak bütün bu temenniler hayata geçmedi World Peace tıpkı Artest günlerindeki gibi kavgalar, para cezaları ve sahadan ihraçlarla gündem oldu. Çin`de oynadığı sezon pandalardan etkilenen basketbolcu İtalya`nın Cantu takımına transfer olduğunda formasının arkasına 'Panda`s Friend' yazdırdı. İtalya`nın ardından yeniden Metta World Peace olan oyuncu, geçtiğimiz günlerde orijinal ismi Ron Artest`e dönüş yaptığını açıkladı. Çılgın basketbolcunun kendisini de bizleri de yoran isim değiştirme alışkanlığı sürecek mi yoksa Artest olarak başladığı yaşamını Artest olarak sürdürmeye devam edecek mi önümüzdeki yıllarca göreceğiz.

Çökerten yenilgi

Düşünün hazırlık maçında 36 sayı farkla 89-51 yendiğiniz Nijerya ile 8 gün sonra bu defa Dünya Kadınlar Basketbol Şampiyonası`nda yeniden karşılaşıyorsunuz. Grupta yaptığınız ilk maçta Arjantin`i farklı yenmişsiniz. Moraller yerinde. Karşılaşmasının ilk yarısını zorlanmanıza rağmen 32-29 önde tamamlıyorsunuz. Sporun tahmin edilemezliği ikini yarıda kendini gösteriyor ve kara kıtanın kızları tarihi bir galibiyetle 74-68 mağlup ediveriyor takımınızı. Türk basketbolunun en önemli koçlarından Ekrem Memnun da olsanız bu şok karşısında çökersiniz. Ü lkemize Kadınlar Eurolegue Kupası kazandıran değerli koçumuza geçmiş olsun diyoruz. Sporda böylesi günleri yaşamak da var. Önemli olan düştüğün yerden kalkabilmek. Sana ve kadın basketbol milli takımıza inanıyoruz.

Kapitalizm milli duyguları yendi

Dünya genelinde 3 milyar alıcısı olan ve yaklaşık yıllık cirosu 500 milyar doları bulan bir dev global sanayi halini alan futbol sadece bir oyun olmanın ötesindedir. Bu materyalist bakış kulüpler düzeyine futbola hakim olurken, milli takımlar uzun süre bu bakışa direndi. Dünya futbolunun en büyük yıldızlarından Roberto Carlos, R.Madrid ve Brezilya Milli Takımı ile büyük başarılar kazandığını, bunların arasından kendisini en mutlu eden başarının hangisi olduğunun sorulması üzerine, 'Allah`tan sonra milli takım gelir' diyerek milli formanın çok ayrı yerde olduğuna dikkati çekmişti. Danimarka Futbol Federasyonu ile milli takım futbolcuları arasında yaşananlar bu durumun da yavaş yavaş değişime uğradığını işaretini verdi. Danimarka Futbolcular Birliği milli takım futbolcularının gelirlerden yeterince pay almadığını belirterek federasyonun ödeme yapmasını istedi. Taraflar görüşmelerde anlaşma sağlayamayınca milli futbolcular kampı terketti ve Danimarka, Slovakya i̇le oynanan hazırlık maçına alt li̇glerden ve futsal mi̇lli̇ takımından davet edi̇len futbolcularla çıkmak zorunda kaldı. Slovakya maçının ardından krizi şimdilik rafa kaldıran oyuncular kampa dönerken Futbol Federasyonu i̇le Futbolcular Bi̇rli̇ği̇ arasındaki sorunun kalıcı çözümü i̇çi̇n görüşmeleri̇n devam edeceği̇ açıklandı. Yaşananların sonucu nereye varır, bu artçı deprem başka milli takımlara da sıçrar mı bilemeyiz. Kesin olan endüstrileşen futbol aklının milli takımları tehdit ettiği.