“Diykebrige” 14. yüzyılda Osmanlı Mutfağı’nda cildi güzelleştiren bir yemektir. 

Bugüne kadar Osmanlı Mutfağı makalelerimde,  Osmanlı Mutfağı’nın günümüzün modern mutfak literatürünün ilerisinde, sağlıklı tıbbi nitelikler taşıyan, dünyada eşi benzeri olmayan tıbbi faydaları anlatan ve mutfak hiyerarşi sisteminin baş mimarı, başlı başına bir füzyon mutfak niteliğini taşıyan engin eşsiz bir mutfak kültürü olduğunu kaynaklar ve belgeler ışığında, mutfaktan öte insan sağlığına fayda sağlayan bir mutfak kültürü olduğunu ve çoğu mutfağın bu güzide mutfaktan  beslendiklerini siz değerli okurlarımıza acizane anlatmaya çalıştım. 

14. yüzyılın sonu, 15. yüzyılın başlarında, kaleme aldığı yazmalarıyla, Anadolu coğrafyasında adını duyurmuş meşhur bir hekim olan Muhammed bin Mahmûd-ı  Şirvâni’nin, sağlıklı yiyecek içecek, giyecek, spor, ilaçlar gibi muhtelif konulardan bahseden “Ya’kübiyye”  adlı eseri bulunmaktadır. Sağlık koruma prensipleri, ağır ve hafif yiyecekler, yaz ve kış sporları, ata binme, uyku düzeni, teskin edici ilaçlar, bazı ilaç tertipleri, bazı bitki çaylarının, infizyon ve dekoksiyon halinde hazırlanmalarından da bahseden, “Ravzatu’l-ltr” adlı eczacılıkla ilgili bir eseri de vardır. 

Tarihin en büyük hekimlerinden biri olan, Muhammed bin Mahmûd-ı  Şirvâni’nin, Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde bulunan, ilk sayfası eksik ve son sayfaları olmayan adı belirsiz olan yazma yemek kitabında, insan sağlığına etkilerini belirtir. Cildi güzelleştiren “Diykebrige” adlı bir yemek tarifi ve faydalarını eserde anlatır.  

Diykebrige, cildi güzelleştirir, yiyecekleri sindirir, iştahı açar, ağız kokusunu giderir, buharın beyine çıkmasını engeller, yemeklerden sonra ekşi geğirenlere, kalp ağrısına, kusmaya ve balgamdan dolayı oluşan baş dönmesine son derece faydalı bir yemektir. Bu güzide yemeğin tarifini sizlerle paylaşırken, unutulmuş, güzellik iksirini denemenizi bir şef olarak tavsiye ediyorum.  

Diykebrige Aşı 

Malzemeler:  

100 gram sadeyağ (tereyağı) 

Yüz gram kuyruk yağı (çok küçük doğranmış) 

500 gr kuşbaşı doğranmış kuzu eti  

Yarım su bardağı akşamdan ıslatıp yıkanmış nohut 

Bir baş soğan  

750 gram küçük baklava dilimi şeklinde doğranmış pırasa 

8 adet dövülmüş kırmızı tane biber  

Bir kaşık sirke 

100 gr çekirdekleri çıkarılmış kızılcık 

Yarım bağ doğranmış taze kişniş (aş otu)  

4 adet taze defneyaprağı 

Bir tatlı kaşığı dövülmüş kuru kişniş  

Yeterince tarçın, yeterince kemik suyu  

Bir tatlı kaşığı bal  

  

Yapılışı:  

Tencereye küçük doğranmış kuyruk yağını koyup eritip kuzu etini ilave edip kavuralım. Etler mühürlenip kavrulduğunda soğanını ilave edelim. Biraz daha birlikte kavuralım. Sırasıyla, önceden ıslatılmış nohudu ilave edip, et suyunu, tarçını, dövülmüş kırmızıbiber ve kişniş tohumunu ekleyerek biraz kaynatalım. Üzerinde oluşan köpüğünü alarak on ile on beş dakika pişirelim ve pırasayı ilave edip, iyotsuz kaya tuzu, defneyaprağını ekleyerek pişirelim. Pişmesine yakın, sirke, kızılcık ve balı ilave edip kapağını kapatalım. Kısık ateşte pişirelim. Pişen yemeğimize taze kişnişi ekleyip biraz dinlendirip servis edelim. Afiyet olsun.  

Bu yemek, güçlü cildin yapısal taşlarını oluşturan yüksek miktarda kolajen içerir ve cilde genç bir ışıltı verir. Kolajen ayrıca saç uzamasını, cilt yenilenmesini ve tırnakların güçlü kalmasını destekler. Kemik suyu grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklara karşı vücut direncini arttırır. Nice uzun güzel hayırlı sağlıklı günleriniz olsun.  

Tarihin büyük hekimi Muhammed bin Mahmûd-ı  Şirvâni’nin ruhu şad mekânı cennet olsun.  

  

Kaynaklar  

Prof. Dr. Mustafa ARGUNŞAH 

Dr.Müjgan ÇAKIR (15. Yüzyıl Osmanlı Mutfağı)