Müslümanın iyisi kötüsü olmaz mı? Elbette olur... Müslüman kesimin başındakiler, Müslümanları iyi, vasıflı, güçlü, üstün yapmak için, nasıl çalışmak gerekiyorsa öyle çalışmalıdır. Bu vazifeyi ve hizmeti dosdoğru yapmazlarsa Ü mmet çöker, ülke batar, devlet büyük zarar görür.
Tasavvuf tarikatlarının ana vazifesi vasıflı, güçlü, üstün, yararlı, olgun Müslüman yetiştirmektir. Tarikatlar birer mekteb-i edeptir. Hiçbir tarikatın militan, holigan, mutaassıp (bağnaz), içi boş Müslüman yetiştirmeye hakkı yoktur.
Cemaatler, tarikatlar, gruplar futbol kulübü gibi tutulursa Din ve Ü mmet yıkılır.
İçi boş kof Müslüman laf ve kal Müslümanıdır. Önemli olan hal Müslümanı olmak, olabilmektir.
Egoist, bencil, nefsinin kölesi, gururlu, kibirli Müslümanın ne kendine yararı olur, ne de topluma.
Abdülkadir Geylanî , Ahmed er-Rufaî , İmam Gazalî , Halid-i Bağdadî , İmam Şamil, Gümüşhanevî Ahmed Ziyaüddin gibi büyük kimseler örnek alınmalıdır.
Ruhbanları erbab haline getirip putlaştırmak şirke götürür.
Hiçbir gerçek şeyh ve mürşid-i kâmil kendisinin putlaştırılmasına izin ve ruhsat vermez.
Saf ve cahil halkın paralarını toplayıp zimmetlerine geçirenler büyük değil çok küçük insanlardır.
Fakir olduğu için azamayan kimse, zengin olduğu için azan kimseden üstündür, yeğdir.
İslamın dünyevî ve uhrevî neş`eleri vardır. Meşru dünya neş`elerinden bî haber yaşayan Müslümanların haline hem acımak, hem öfkelenmek gerekir.
Futbol âleminde şikeler olabilir ama Din şikeyi kabul etmez.
Faydalı kitaplar okumak, faydalı sohbetlere katılmak, Allahın eserlerini ayetlerini tecellilerini seyretmek ne büyük bir zevk ve neş`edir.
Sus sus sus!.. Senin sükutun kelamından üstündür. Sükut ne büyük fazilettir.
Ben Sünnet-i seniyeye çok bağlıyım edebiyatı yapan birine: Sen Sünnete gerçekten bağlı olsaydın, mütemadiyen (devamlı olarak) tıkınmazdın. Az yemek, perhiz, açlık, nafile oruçResulullah Efendimizin (Salât ve selam olsun ona) büyük sünnetlerindendir.
Cep telefonu iki bin lira, dolmakalemi (varsa) otuz liralık, namaz takkesi (varsa) beş liralık... Bu ne büyük dengesizlik, çelişkidir.
İslamî hizmetleri şahsî menfaatlerine, ikballerine alet edenler ne kötü, ne şerir, ne şaqi kimselerdir.
İslam dini yüksek ahlak dinidir, fazilet dinidir. Böyle olduğu halde, dünya şeffaflık ve temizlik anketinde Müslüman ülkeler geçerli not alamıyor. Demek ki, İslam ile Müslümanlar arasında büyük bir dekalaj (seviye farkı) var.
Müslümanları aldatan, yanıltan, yanlış yollara saptıran, Müslüman kılıklı şeytanlar.
Allı zilli pullu, davullu zurnalı klarnetli, gökkuşağı renkli, yeşilli pembeli morlu şeytanî tesettürlü kadınlar... Tesettürün canına okuyan tesettür bezirgânları...
Zavallı bir yazar, âhir ömründe şeytana uyup çok ayıp bir suçişlemiş, kafirler bunu fırsat bilerek amansızca saldırmıştı ve adamcağızı linçetmişti. Peki Müslüman kesim ne yapmıştı? Kâfirlerden beter saldırıp onlar da linçetmişti. Ne yapmak gerekirdi? Adaletle, insafla davranmak, linçyoluna sapmamak gerekirdi. Adam zaten büyük bir darbe yemiş yıkılmıştı. Bir de Müslümanların tekmelemesine lüzum yoktu.
Aklı başında bir Müslümanın ateist, terörist, zalim, acımasız, katil Che Guevara`yı sevmesi, tutması, benimsemesi, beğenmesi, övmesi, bayraklaştırması düşünülemez.
Geçerli fetva ve ruhsat olmadan, bir Müslümanın M. Kemal ve Kemalizm konusunda taqiyye ve kitman yapması caiz değildir.
Müslüman yığınları gafletten kurtarma, uyarma, aydınlatma, bilgilendirme, irşad etme, doğruya iyiye güzele yönlendirme faaliyetlerine ne zaman başlanacak?
Ü çüncü dünya savaşına hazırlanıyor musunuz?
Büyük Marmara ve İstanbul depremi için ne gibi tedbirler alıyorsunuz?
Beş katlı iken üzerine üçkaçak kat ilave edilen, sonra İmar Affı Kanunu ile bu katlar meşru hale getirilen sekiz katlı bina çöktü. Türkiye sathındaki BÜ TÜ N böyle binaların bir an önce tahliye edilmeleri gerekmez mi?
Bazı çürük binalar kendi kendine durup dururken çöker. Bunlar istisnadır. Böyle binaların çoğunluğu ise büyük bir depremde çöker.
Deprem konusunda yapılacak en kötü şey, devekuşu gibi başını kuma sokmaktır.
Onlara bir çekiç, bir çivi veriniz, bir de duvar gösteriniz o çiviyi o duvara çakamayacak kadar beceriksizdirler.
Tek bir Ü mmet teşkilatı yok... Halkın kendisine biat ve itaat ettiği tek bir İmam-ı Kebir yok... Birbirinden kopuk bin kadar cemaat, tarikat, hizip, fırka var... Müslüman çocukları, gençleri yetiştirecek İslam mektepleri, İslam üniversiteleri yok... İslam medreseleri kapalı... Tasavvuf tarikatları kaplı... Bu manzara karşısında iyiye doğru gidiyoruz diyenlere şaşılır da şaşılır.
Bir gence: İçlerinde seni kurtaracak, seni vasıflı ve medenî Müslüman yapacak, senin kültürünü yükseltecek, sana necat ve ebedî saadet kazandıracak, sana izzet verecek faydalı bilgiler bulunan doğru kitapları ve yazıları okumuyorsan senin adam olman doğrusu çok ama çok zordur.
Bütün mü`minler, Ü mmet-i Muhammed (Salât ve selam olsun ona) adını taşıyan çok mübarek, çok muazzez bir topluluğun üyesidir. Her şuurlu Müslüman, Ü mmeti bilmeli, onun çatısı ve gölgesi altındaki yerini almalıdır.
Bu fakirin, 1959`da Genelkurmay Özel Harp Dairesine alındığımı iddia edenlerden artık ses çıkmıyor. Bu iddia kocaman bir yalan ve iftira idi. İspat edersen oturduğum daireyi sana vereceğim, kalemimi kırıp yazı hayatından çekileceğim demiştim. Düzgün insanlar böyle yalanlarla, iftiralarla, balonlarla başkalarını suçlamaz. Haysiyetli ve şerefli insanlar, karşıtlarına bile adaletle, insafla, hakkaniyetle muamele eder.