Eğitim kadar geniş kapsamlı pek az kelime vardır. Dünya üzerinde eğitimden daha büyük etkisi olan kelimelerin sayısı o kadar da fazla değildir. Her şey bu kelimeyle izah ediliyor. Manavın dilinde de eğitim, çobanın dilinde de eğitim, trafikte eğitim, sokakta eğitim;
Her şey hızla değişiyor ancak eğitim ve onun içinde barındırdığı birçok kavram ya değişmiyor ya da çok yavaş değişiyor.
Bilinçli bilinçsiz herkes dünyanın değiştiğini, ancak eğitimin değişmediğini söylüyor. Ya da en azından çok az değiştiğini ifade etmeye çalışıyor. Hepimiz geleneksel öğretim yöntemine bağlıyız, rahat bölgemizden çıkmak öyle kolay değil elbette! Herkes bunun farkında ancak bu değişimin sancısı çok büyük ve zorlu bir yol. Alışkanlıklar öyle birkaçgünde kazanılmıyor, kazanılan alışkanlıklar da üçgünde yenisiyle değiştirilemiyor.
Bu hızlı değişimi görmezden gelmeye devam edebiliriz, ancak bu değişimin ve dönüşümün gelmeyeceği anlamına, gelmez.
Fark etmek, yenilenmek ve nadasa bırakılan tarlayı sürme vaktidir. Uyanma zamanıdır. Yoksa elimizdeki tarla da gidecek ve değişimi gerçekleştirebileceğimiz bir ortam bulamayacağız.
Birçoğu için eğitimdeki değişim henüz başlamadı ve tanımlanmadı. Değişimi kabullenip tüm içeriklerini kendimize göre şekillendirmeliyiz. Deve kuşu misali, kafayı kuma sokup gizlenmek, fark etmedim, demek kaybedilen bir neslin ölüm fermanını imzalamak olacaktır.
Değişim başlamışken şu sınavları da kökten kaldırsak mı? Ü retim ve beceri temelli bir ölçme değerlendirme modeli hazırlamalıyız. Ayrıca problem çözmeye odaklanan somut proje ve ödevlere yer vermeliyiz. Yani en azından şu 'A-B-C-D' şıklarından kurtulmak gerekmez mi?
Tüm sınavların kaldırıldığı bir modelin ve notu olmayan bir sistemin inşası başlamıştır.
- Notsuz olur mu?
- Nasıl değerlendireceğiz çocukları?
- LGS ne olacak?
- TYT nasıl olmalı?
- Şıklardan arındırılmış bir değerlendirme sistemi hazırlanabilir mi?
Bu ve bundan daha fazlası için fikir hareketlerine başlamak icap ediyor. Bu büyük değişikliği yapmaya çalışan bir kesimin var olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Hantal, kendisini dönüştüremeyen bir sistemin değişmesi kaçınılmazdır.
Yenidünya düzeninin 'kâğıt uzmanlığı, kuru bir diploma ile bin bir çeşit belge, sertifika ya da klasik yöntemlerle anlaşılması pek de mümkün görünmüyor. Bilgiyi teorikten pratiğe aktaran somut çalışmalara ihtiyaçolduğu kesindir.
'Bu bir hayal olmaktan öteye geçmez!' diyenlerdenseniz değişimin geldiğini göremeyenlerdensiniz, demektir. Daha şimdiden birçok alışkanlığın değiştiğini görüyoruz. Uzaktan, yani internet üzerinden yapılan işlerin sayısına ve içeriğine şöyle bir göz atın! Ne demek istediğimizi çok daha iyi idrak edeceksiniz.
'Cesaret edebilsem tüm notları kaldıracağım.' diyen bir Milli Eğitim Bakanı ve öğretmen, idareci grubu gelmek üzere. İşte her şeyin başladığı yer burası olacak, o zaman. Biz öğretmenlerin notunu alın elinden ve sonra dikkatle izleyin! İnanın birçoğumuz zorlanacak bu notsuz sistemde.
Ölçme ve değerlendirme hep olmaya devam edecektir. Buradaki mevzu, içi boş faydasız olan not sistemidir. Yani tarafları yetiştirmeyen ve geliştirmeyen not sisteminden bahsediyoruz. Yoksa geribildirim, kaliteli ve faydalı bir ölçme değerlendirme her zaman her iş sahasında olacaktır.
Notlara odaklanmak yerine, öğrencinin kendisine odaklanmak çok daha önemlidir. Not kaygısı asıl öğrenmenin önüne geçmemelidir. Çocuklar, kendilerine hazır sunulan şıklar içerisinden birini seçmek zorunda kalmasınlar. Hayatı, hayatın içinde olan gerçeklerle öğrensinler.
Sorumluluk verilmeli, sonucu ister olumlu ister olumsuz, kendisine döndüğünde onunla yüzleşmelidir. Sorumluluk kişiyi konunun içine çekecektir. Zorlanmalı, yanlış yapmasına fırsat verilmeli, düştüğü zaman da kalkabilmeli.
Biz ebeveynler olarak tıpkı eğitimcilerin soruları hazırlayıp şıklarla önüne koyduğu gibi, öğrencinin yapması gereken her şeyi yaparak iyilik yaptığımızı zannettik. Aman çocuk yapmasın, yorulur, düşer, kırılır, morali bozulur;
İyi de bütün bunları yaşamayan bir insan nasıl olgunlaşacak. Beyaz olmadan siyah anlaşılır mı? Biz yetişkinler her şeyi önlerine hazır koyarsak verdiğimiz tüm notlar bizi yansıtır. Not verdiğimiz her aşama tamamıyla öğrenciye ait olmalıdır. Her şeyi kendimiz yapıp notu da kendimize veriyoruz aslında.
Notsuz sistemde her öğrenci kendi öğrenme sürecinden sorumlu olacaktır. Sistem, okul, öğretmen, ebeveyn oraya ulaşmak için öğrenciye merdiven olur, ancak öğrenciler bu merdiveni iyi kullanmalıdır. Kısacası merdivene tırmanma sorumluluğunu almalıdır. Almadığı zaman merdivenle çıkılan duvarın zerinden etrafta ne olup bittiğini göremeyecektir.
Doğal olarak bunun da sonucuyla yüzleşecektir. Duvarın üzerinden bakanlar uzaktan gelen sel felaketini görüp kaçarak kendilerini kurtarabilirler. Oysa tırmanmayıp inat edenler acı sonuçlarla yüzleşeceklerdir. Bu yüzleşme de onlara birçok şeyi öğretecektir.
Duvarın ardında oturan, merdivene tırmanmayan da, 'sel şöyle olur, böyle olur, a şıkkında şöyle yazıyor, b şıkkında farklı bir görüş; ' derken sele kapılıp gidiyor.
Bırakalım da çocuklar, merdivene tırmansın ve gelen sel mi, rüzgâr mı anlasın. Bazıları yavaş tırmanabilir bazıları da hızlı. Takılıp düşenler, ok gibi fırlayanlar da olacaktır.
Yani öğrenciler, hata yapmaya cesaret edebilmeli. Biz o cesareti en baştan alıp raflara yerleştiriyoruz. Cesaretin rafta duranına puan veriyoruz. Bir öğrencinin örnek aldığı bir öğretmeni varsa, elinden gelenin en iyisini yapacaktır. İşte biz bunu açığa çıkarabilirsek zaten öğrenci kendiliğinden yol alacaktır.
Her öğrenci yeni, küçük, büyük, farklı, zor, kolay bir görev üstlenecek kadar kendine güvenmelidir. Öğretmen ve ebeveyn olarak biz de onların başarı öyküleriyle ilgili geri bildirimler yapmalıyız.
Her öğrenci yanlışını, eksiğini iyi ve kötü yönlerini çok iyi bilir. Bunu zaten binlerce kez duydular. Biz okulda, sınıfta, evde, yolda ve sokakta onların küçük başarı öykülerini yakalayarak özgüvenlerini yukarı seviyelere taşımalıyız.
Biz, farkında olmadan belki bu notlarla başarı öykülerini yok ediyoruz. Filizlenmesine bile fırsat vermiyoruz. Bunun çözümü de, öğrenciye veya eğitim alan bireye olumlu, öğretici, faydalı ve öğrenciyi geliştirmeye yönelik geri bildirimlerde bulunmaktır.
Veli toplantılarında, öğretmenler toplantısında not hakkında değil de, öğrenci hakkında konuşmak çok daha faydalı olacaktır. Öğrencinin motivasyonu, sorumlulukları, yapmadıkları, çok iyi yaptıkları, farklı alanlardaki becerileri ve çalışma noktaları konuşulup ona göre çözüm yolları aranırsa eğitim sadece şıklardan ve notlardan ibaret olmamış olacaktır.
Öğrenci çoğu zaman aldığı notun ne anlama geldiğini, neyi iyi yaptığını veya hangi yönleri geliştirebileceğini bilemez. Hep söyleyip de yapmadıklarımızı yapmaya çalışacağız. Bireyselleştirilmiş eğitime bir an önce ağırlık verilmeli. Şahsiyet oluşmalı önce. Şahsiyet oluştuktan sonra her öğrenci kapasitesi ne kadar alabiliyorsa onu alacaktır.
Bu nedenle notsuz geri bildirim çok önemli bir husustur. Her öğrenci özeldir anlayışıyla hareket ederek öğrencinin güçlü yönlerine odaklanmaya çalışırsak yeni filizler çıkacaktır. Geri bildirimlerimiz, öğrencinin yapamayacağı şeylerden oluşmamalıdır.
Yazılı yok, test kitapları yok, not yok, sınav yok. Peki, not veremiyorsanız, öğrencileri nasıl değerlendireceksiniz?
Kısa ve oldukça kolay bir cevabı var aslında. Sadece müfredat hedeflerine bakmanız gerekiyor. Öğrenci bu hedefe ulaştı mı, evet mi hayır mı? Notsuz olarak ulaşıp ulaşmadığını, becerip beceremediğini değerlendirebiliriz. Ayrıca, öğrenciye yapıcı geri bildirimde bulunmalıyız. Yani her aşamada neyi eksik yaptığını, neyi başarıp başarmadığını öğrenciye nedenleriyle birlikte izah edeceğiz.
Ancak bu notsuz sisteme de öyle hemen geçmek kolay değil. Öncelikle geleneksel, alışılmış olan ve yılların birikimini yansıtan bu sistemin değişmesi gerektiğine inanmak gerekiyor.
Yoksa atomu parçalarsınız ancak ön yargıya mağlup olursunuz.
Yine eğitime farklı bir açıdan yaklaşmaya çalıştık. Derdimiz üzüm yemek! Yenilikler her devirde sancılı olmuştur. Her yenilik, kurulu olan düzenin az veya çok değişmesiyle olacaktır.
Bir fikir önce hayaldir, sonra söz olur, zihinlerde kabullenilir ve sonra da gerçekleşir.
'Notsuz, sınavsız, yazılısız eğitim şimdilik hayal olabilir!'