İnternette /Houses along the Han River Seoul Korea 1961/ kelimeleriyle ararsanız, karşınızsa bir sefalet tablosu çıkacaktır. Lağım gibi akan pis bir nehrin kenarında birbirinden sefil ve dökük perişan evler, binalar.
Bundan elli yıl önce Güney Kore işte böyleydi. Dehşetli bir savaş olmuş, ülke yanmış yıkılmış, büyük sayıda ölü verilmiş, her şey çökmüştü.
Güney Koreliler o harabeleri, harika mamurelere çevirdiler.
Orası dünyanın en düzgün ülkelerinden biridir şimdi.
Japonlarla boy ölçüşen bir otomobil sanayileri vardır. Yüzde yüz millî ve yerli otomobil üretip dünyanın her yerine ihraçediyorlar.
Harika bir elektronik, bilhassa cep telefonu sanayiine sahipler.
Japonlarla, Amerikalılarla, Almanya ile rekabet ediyorlar.
Çok güçlü bir eğitim sistemleri, üniversiteleri var.
Zenginlik içinde yüzüyorlar.
Bundan on sene kadar önce dünyayı sarsan finans krizinde G. Kore IMF`den 40 milyar dolar borçalmış ve bunu vadesinden önce ödemişti.
Güney Korenin yüzölçümü 100 bin kilometre kare, bizden çok küçük
Nüfusu, 51 milyon, biz 80 milyonuz.
1945`e kadar Japonya`nın sömürgesi olan, ikinci dünya savaşından sonra iki ayrı cumhuriyete ayrılan, büyük bir savaş geçiren, yanan yıkılan, perişan olan bu ülke nasıl oldu da böyle akıllara hayret veren bir kalkınma ve toparlanma sergileyebildi?
Türkiye`de düşünen kafalar, sızlayan vicdanlar varsa elbette bu soruyu sormalı ve cevabını aramalıdır.
Türkiye`miz niçin, Ortadoğu`nun Japonya`sı veya Güney Kore`si olamadı?
Niçin Güneydoğu Asyanın altı yüz küsur kilometre karelik küçük Singapur`unun bile, birçok sahada gerisine düştük?
Kitap piyasamızda binlerce, hatta on binlerce çeşit kitap var da, niçin bir tek ‘Kore Nasıl Kalkındı?’ konulu kitap yok?
AB üyesi olmayan, ortaklığa katılmak istemeyen Norveçfert başına düşen gelir bakımından dünyanın en zengin ülkesi. Bu nasıl oluyor?
İngiltere bir krallık. Başında, 1952`den bu yana Kraliçe Elizabet var. İngiltere laik değil, tam tersine bir din devleti. İngiltere`nin en büyük bölgesi Büyük Britanya`da 1944`ten bu yana, kolejlerde her sabah ayin ve ibadet yapılıyor. İngiltere`de o kadar geniş bir din ve inançhürriyeti var ki, 85 Şeriat mahkemesi kurulmuş, adalet dağıtıyor. Biz bunları inceliyor muyuz?
16`ncı yüzyılda, kralı François`nın Kanunî den yardım istediği Fransa atom silahları, savaş uçakları, uçak gemileri, otomobiller, nükleer denizaltılar üretebiliyor da, biz her sahada niçin onun çok gerisinde kalmışız?
Vaktiyle, lale soğanlarını bizden alan Hollanda lalecilikte ve çiçekçilikte dünya birincisi de, biz bu konuda niçin dibe düşmüşüz? Bu sektörde niçin Kenya`dan bile sonra geliyoruz.
Çok geniş topraklarımız olduğu halde, şu anda ekmeklik buğdayımızı niçin ithal ediyoruz?
Niçin kendimize yetecek kadar et üretemiyoruz?
Japonya ilimlerde fenlerde bir yığın Nobel kazandı da biz niçin kazanamadık?
Japonlar, Koreliler, Çinliler kendi millî alfabelerini değiştirmeden büyük kalkınmalara, harika ilerlemelere imza attılar.
Avrupa`nın krallıkla idare edilen ülkeleri demokrasi, adalet, insan hakları ve terakki bakımından bizden ileride. Bu nasıl oluyor?
Bu krallıkların hiçbir laik değil.
İsveçkralı İsveçarabasına, İngiltere Kraliçesi İngiliz arabasına, Alman Cumhurbaşkanı Alman otomobiline, Japon imparatoru Japon otomobiline, Güney Kore cumhurbaşkanı Kore otomobiline biniyor da, bizim devlet büyüklerimiz niçin yüzde yüz yerli ve millî Türkiye otomobillerine binemiyor? (Cevap Yüzde yüz yerli ve millî Türk otomobili yok ki binsinler!..)
Bendenizi ilgilendirmez
Bitcoin adında uyduruk, sanal bir para çıkmış, çok para ediyormuş, nice züğürt onunla zengin olmuş… Fakiri ilgilendirmez. Bir tane verseler, anahtarlığıma süs diye taktırırım.
***
Futbol alemi yıkılıyormuş. Şikeler, transferler, dehşetli ücretler, kavgalar, gürültüler, çekişmeler; Fakiri ilgilendirmez.
***
Ü nlü eski futbolcu, elindekini avucundakini yemiş bitirmiş, şimdi bir otobüste yatıyor, çamaşırını elde yıkıyormuş; Allah akıl fikir ihsan etsin. Har vurup harman savurmanın neticesi budur, herkes ibret alsın.
***
Bir şeyh, başlangıçta fakir iken şimdi dolar milyoneri olmuş; Bu haberde bir yanlışlık olacak, öyle birinden şeyh olmaz.
***
Bir hanım Diyanet İşleri Başkanı yardımcısı olmuş; 1400 yıllık İslam tarihinde görülmemiş bir bid`at.
***
Berlin`de imamı kadın olan bir cami açılmış; Â hir zaman alameti.
***
Bir belediye sokak kedi ve köpeklerini öldürmüş; Acımasız katiller başlarına inecek belalara hazır olsunlar.
***
Başka bir belediye, açkalan kuşlara yem serpmiş; Tebrik ediyorum. Cenab-ı Hak onlara ihsanda bulunsun.
***
Bir yerde beş yıldızlı otel konforuna ve lüksüne sahip Kur`an kursu binası yapılıyormuş; Büyük bir hatâ ve israftır, haramdır. Kesinlikle doğru bulmam.
***
Müşterilerine domuz ve eşek eti yediren bir lokantaya beş bin lira ceza kesilmiş; Çok az, yetersiz gülünçbir cezadır. Yüz bin dolar ceza alınmalı, sahibi uzun hapis cezasına çarptırılmalı, lokantası ebediyen kapatılmalıdır.
***
İsrail zalimmiş, haksızmış, saldırganmış lakin ticarî münasebetler devam ediyormuş; Boş edebiyat bırakılmalı, ticaret iktisat finans münasebetleri kesilmelidir.
***
Açıklar ve dekolteler yürüyüş yapmışlar, kıyafetimize kimse karışamaz diye haykırmışlar; Devletin, genel ahlaka aykırı seksî ve kışkırtıcı kıyafetlere karışma hakkı yok mudur? Kıyafet hürriyetinin sınırları yok mudur? Bir sahil şehrinde, yaz aylarında, çarşılarda bikini mayo ile gezmek doğru mudur?
***
Hürriyete layık olmayanlar gerçekten hür olamaz.
***
Dünya üzerinde İslam`ın, yüzde yüz olmasa bile yüzde doksan beş uygulandığı tek ülke, Endonezya`nın batısındaki Aceh özerk bölgesidir. Türkiye`nin okumuş geçinen Müslümanları Aceh`i biliyor mu, tanıyor mu?
***
Cuma hutbesinden sonra hatip efendi, ‘Hacca gitmek isteyenler, kayıt parasını bankaya yatırsınlar, dekontunu müftülüğe getirsinler’ dedi. Peygamber makamında banka kelimesinin kullanılmasını vicdanımı sızlattı.

YORUMLAR