Müzik Araştırmacısı Salih TURHAN; “Yazmaya muktedir olup da yazmayanlara bir serzenişimiz var…(1)”
Sitemiz köşe yazarı Dr. Göktan Ay’ın Halk Müziği Araştırmacısı Salih Turhan (İstanbul Devlet Türk Halk Müziği Korosu E. Sanatçısı) ile yaptığı söyleşiyi yayımlıyoruz…
AY: Kendinizi okurlarımıza kısaca tanıtır mısınız?
TURHAN: Elazığlıyım. İlk, Orta ve Lise Eğitimini Elazığ’da tamamladım. 1979 yılında Ankara Meslek Yüksek Okulu Kamu Yönetimi Bölümünden mezun oldum. 1977-1982 Yılları arasında Başbakanlıkta Memur / Raportör olarak görev yaptım. 1982-1984 Yılları arasında Kadrom Kültür Bakanlığı MİFAD (Milli Folklor Araştırma Dairesi)’de olmak üzere Erzurum İl Kültür Müdürlüğü Bünyesinde Folklor Araştırmacısı olarak görev yaptım.
Halk müziği ile ilgili olarak; Elazığ Lisesinde yılsonu müsamerelerinde görev almak üzere 1974-75 yıllarında Elazığ Musiki Konservatuvarı Derneği Çalışma ve temsillerine iştirak ettim. 1976-1982 yılları arasında; Özcan Tamer yönetimindeki Ankara Halk Evleri Genel Merkezi Örnek Grubu, Serbülent Yasun yönetimindeki HAMOY Derneği, FEK (Folklor Eğitim Kurumu), TÖMFED Sosyal Faaliyetler Derneği, Muzaffer Arkan yönetimindeki Madrigal Koro çalışmaları, Coşkun Güla’dan özel nota-solfej dersleri sonunda 1981 yılında TRT Erzurum Radyosu THM Yetişkin Ses Sanatçılığı sınavını kazandım. 1982-87 yılları arasında Fuat Lehimler yönetimindeki Erzurum radyosunda 1987-2013 arası Mehmet Özbek, Abdullah Kurbani ve Necmi Kıran yönetimindeki Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara Devlet THM Korosunda sanatçı olarak ayrıca Koro Müdürü ve Sanat Kurulu üyeliklerinde bulundum. 2013-2021 yılları arasında da Uğur Kaya yönetimindeki İstanbul Devlet THM Korosunda görev yaparak resmi görevimden emekli oldum.
Radyoya girdiğim andan bugüne Erzurum, Ankara, Kırıkkale, Giresun, Elazığ ve İstanbul’da 25 Amatör Koro / Topluluk, Ankara Keçiören, Mamak, Adıyaman Belediye Konservatuvarlarını kurup yönettim. Bu kurumlarda yüzlerce öğrenci yetiştirdim.
Araştırma-derleme olarak; Farklı yörelerden 300 derleme yaptım. Çeşitli ses taşıyıcılarından hareketle 3000 türküyü notaya alıp, bu notaları da an itibarıyla bir kısmı kolektif çalışma olmak üzere kitaplarımda yayımladım. 2023 Eylül itibarıyla yayımlanmış kitap sayım 72. Elbette bu kitapların %99’u türkülerle alakalı. Söz konusu araştırma, derleme, yazma ve yayın çalışmalarım İstanbul’da devam etmektedir.
AY: Müzik alanı Prof. arkadaşlarımızın/akademisyenlerinin bile yayınları yok. Çok üretkensiniz. Neden?
TURHAN: Elbette ki bu alan belirli kişilere tapulu bir alan değil. Kaldı ki kısmen de olsa birbirlerinin alanına zaman-zaman girseler de araştırmacıların ve akademisyenlerin misyonu-vizyonu farklı olsa gerek. Elbette bir kısım akademisyen meslek hayatı boyunca kariyere yönelik çalışma, yayın dışında da önemli somut çıktılar koyuyorlar ortaya. Sizin kastettikleriniz benim de tahmin edebildiğim bir kısım akademisyen ise ders yoğunluğu, idari görev sorumluluğu gibi gerekçelerle kendilerini savunmaktalar. Ancak istisnaları dışında bu mazeretleri samimi bulmak mümkün değil. Tabi ki bizim sözümüz yazmaya muktedir olup da yazmayanlar, yayımlamayanlar için küçük bir serzeniş. Yoksa akademisyenliğin en yüksek rütbesinde de olsa araştırmak, yazmak yayımlamak tabi ki herkesin harcı değil.
Profesyonel işim halk müziği ses sanatçılığı ve hatırı sayılır bas-bariton bir sese sahibim. Bu anlamda gerek radyoda gerekse Devlet Korolarında başarılı olarak görev yaptığımı düşünüyorum. Ancak yine bu alanda araştırma, derleme, yazma ve yayımlama bana müthiş haz veriyor. Benim bu alanda at koşturmama vesile olan değerli halk bilimciler Nail Tan, Hayrettin İvgin hocalarıma şükran borçluyum.
AY: 01-30Aralık 2022 tarihleri arasında yapılmakta olan “29. İstanbul Türk Müziği Festivali” kapsamında verilen Türk Müziği Ödülleri’nde Doç. Dr. Ahmet Feyzi ile ortak çalışmanız “Darü'l Elhan Halk Müziği Külliyatı (3 Cilt)” ödül aldı... Neler söylersiniz…
TURHAN: Bugün TRT Radyolarında çalınan, söylenen, dinlenen türkülerin birçoğu 1937-1953 yılları arasında Ankara Devlet Konservatuvarı adına yapılan derleme gezilerinde elde edilen türkülerden oluşmakta. Elbette her anlamda takdire, hürmete şayan bir çalışma. Ancak söz konusu bu çalışmadan 15-20 yıl önce Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetine müzik temeli oluşturmak üzere, o günün kıt imkanları ile yapılan yüzlerce eserin görmezden gelinmesi manidar olsa gerek. Ogün ki ihmalin günümüze kadar gelmesi de ayrıca sorgulanması gereken bir günah. Elbette bu külliyatla ilgili olmak üzere 1976’dan itibaren Sayın Mehmet Özbek başta olmak üzere bir kısım akademisyen ve araştırmacılar tarafından çeşitli yazılar, makaleler, sunumlar yaptılarsa da esas repertuvarın hizmete sunulması noktasında somut, kapsamlı bir çalışma yapılmadı.
İşte yılların bu ihmalini bir akademisyen (Doç. Dr. Ahmet Feyzi / Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi) ve bir araştırmacı (Salih Turhan) marifetiyle 15 defterden oluşan külliyatı tıpkıbasımı ile birlikte işlenmiş olarak 3 cilt olarak hizmete sunmak bize kısmet oldu ve böylesine ulvi bir işi başarmanın haklı kıvancını duymaktayız.
Ödüle gelince; bu ödülün öncelikle bugün Sayın Gönül Paçacı’nın başında bulunduğu OMAR (İstanbul Üniversitesi Osmanlı Müziğini Araştırma Merkezi)’dan gelmesini beklerdik. Kaldı ki bizatihi kitap OMAR Merkezinde bizatihi Gönül Paçacı hanıma hediye olarak takdim edilmiştir. Dahası ödülle birlikte bir de bu külliyatta yer alan eserlerden oluşan bir konser tertip etmesini beklerdik. Bizim bildiğimiz Darü’l Elhan bir Osmanlının bir kurumu olup temeli 1917’de atılmıştır ve bu derlemeler de bilindiği üzere Darü’l Elhan tarafından Darü’l Elhan adına yapılmıştır. Yoksa Sayın Gönül Paçacı hanım bu şekilde davranarak Osmanlı Müziği’nin sırf saray müziği olduğunu tasdik mi etmek istiyor bilemiyoruz.
Neyse ki ülkemizde yine ülkemiz adına yapılan başarılı çalışmaları kıymetlendiren ve başında Dr. Göktan Ay diye bir cengaverin bulunduğu MÜZDAK (İstanbul Türk Müziği Dernek ve Vakıfları Dayanışma Konseyi) çalışmamızı ödüle layık görerek yüreğimize su serpti. Tabi ki bu ödül bizim için çok kıymetli. Bu vesile ile yazılı ve görsel basında çokça yer buldu.
Bu vesile ile Sayın Dr. Göktan Ay hocam nezdinde değerlendirme ve takdir komisyonuna teşekkür ediyoruz.
Salih Turhan; Erzurum “Devlet Halk Müziği Korosu” nu Hak Ediyor…(2)
Sitemiz köşe yazarı Dr. Göktan Ay’ın Halk Müziği Araştırmacısı Salih TURHAN (İstanbul Devlet Türk Halk Müziği Korosu E. Sanatçısı) ile yaptığı söyleşiye devam ediyoruz…
AY: Birçok yörenin THM ezgilerini kitaplaştırdınız. Erzurum ile de ilişkiniz, yayınınız var mı?
TURHAN: Öncelikle Erzurum muhabbetim öncelikle gıyabi olarak türkülerini sevmemle başladı. Tesadüf değil zira Elazığ lisesinde ilk müsamerede okuduğum türkü “Erzurum çarşı pazar (Sarı Gelin)” adlı türküydü. Kısmet beş yıl Erzurum Radyosu görevi, bu zaman zarfında iki amatör koro çalışması onlarca öğrenci ve samimi dostluklar hatta %50 Erzurumluluk.
Elbette Erzurum’la ilgili derleme çalışmam ayrıca Doç.Dr. Ahmet Feyzi ile birlikte 2022 yılında yayımlamış olduğumuz ve içeriğinde 84 ezginin yer aldığı “Erzurum’un Saklı Türküleri / Darü’l Elhan Derlemeleri 1929” diye ortak kitap yayınımız söz konusu.
AY: Erzurum’un Tük kültüründeki yeri hakkında bilgi verir misiniz?
TURHAN: Suyu sert insanı mert Erzurum, coğrafi konumu itibarıyla tarih boyunca ticari sirkülasyonun yoğun olduğu bir merkez olmuş buna bağlı olarak da yaklaşık 130-140 yıl öncesine kadar değişik etnik unsurların birada yaşadığı tipik bir doğu şehri. Siyasi olarak Uzun yıllar Osmanlıya bağlı olsa da kültürel anlamda Dil-Lehçe, gelenek görenek, halk kültürü, müzik bakımından Azerbaycan hinterlandında olan bir şehir. Bu gün etrafında bulunan ve halen 8-10 şehrin merkezi durumundadır.
Halk müziği ve halk oyunları bakımından çok zengin olup özellikle erkek oyunları (Barlar) diğer yörelerden bariz olarak farklılık arz eder. Davul-Zurna ana saz olmak üzere bağlama, kaval, kısmen klarnet kullanılmaktadır. Aşıklık geleneği halen kuvvetli bir damardır. Erzurumlu Emrah, Sümmani, Yaşar Reyhani, Nuri Çırağı, Fuat Çerkezoğlu, Zeki Erdali, Erol Ergani, Mevlüt Mertoğlu, Aşık Turabi bu geleneğin devamıdır. Yemek olarak daha ziyade et, bulgur ve hamur ağırlıklıdır. Çay, açık ve limonlu olarak çok sevilir genellikle kıtlama içilir. Civil/çeçil/küflü peyniri, Kadayıf dolması, cağ kebabı ve lavaşı meşhurdur.
AY: Erzurumlu müziksever gençler ne istiyor?
TURHAN: Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş Yıldönümünde Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde 50 Kişilik bir “Devlet Halk Müziği Korosu” kurulmasını istiyorlar.
Kurulması istenen Erzurum merkezli bu Devlet Halk Müziği Korosu’nda; “Kars, Ağrı, Iğdır, Van, Bitlis, Muş, Bingöl, Elazığ, Malatya, Sivas, Tokat, Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Rize, Artvin ve Ardahan illeri de halk müziği özelliklerine göre birer ses ya da saz sanatçısı ile norm kadro olarak temsil edilmesi “ arzu ediliyor.
AY: Neden yeni bir Halk Müziği Korosu isteniyor?
TURHAN: Halen Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Türkiye’nin değişik illerinde kurulmuş 28 orkestra, koro, toplulukları var ayrıca TRT Kurumunun Ankara, İstanbul, İzmir radyoları bünyesinde korolar mevcuttur.
Kuzeyden güneye bir hat çizecek olursak Sivas, Elazığ, Diyarbakır, Şanlıurfa illerinde Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı birer koro mevcut. Ancak bu illerin doğusunda yaklaşık 23 şehir var ve bunların hiçbirinde devlet adına herhangi bir sanat topluluğu yoktur. Bu durum ise her bakımdan adaletsiz bir durumdur.
İşte bu illeri temsilen Erzurumlu genç sanatçı adayları, bir bakıma bu adaletsizliğin giderilmesini ve ülke, bölge kültürüne-sanatına önemli düzeyde katkı sağlayacak bir ‘Devlet Halk Müziği Korosu’nun kurulmasını arzu ve talep ediyorlar. Bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanımıza -aşağıda verdiğimiz- bir mektup yazmışlar. Bu mektubun Yüksek Makamca değerlendirileceğine, olumlu sonuç alınacağına, 50 kişiden oluşan resmi ‘Devlet Halk Müziği Korosu’nun kurulacağına yürekten inanıyorlar. (Sn. Cumhurbaşkanımıza yazılan Mektup ektedir.
AY: Bu konuda Erzurum MV ile görüşülmüş mü?
TURHAN: Erzurum başta olmak üzere 20 ilin yüzlerce genç sanatçı adayı adına böylesine önemli bir konuda özellikle Erzurum’un siyasi, bürokrat ve kültür-sanat adamlarının ilgisizliği gençleri üzmüştür ve üzmektedir. Bu minvalde Erzurumlu gençlerin bir iki cılız talebi olduğunda ise iki siyasiden biri; “efendim çok mu önemli şarkı-türkü söylemek, bir dın-dınımız da eksik olsun” diyor diğeri ise Erzurum için; “ne yapalım efendim sahipsiz memleket” diyerek bir bakıma kültür-sanata olan bakış açılarını ortaya koymuş oluyorlar.”
AY: Teşekkür ederiz…
TURHAN: Rica ederim bilakis. Konunun paylaşımına destek verdiğiniz için, Erzurumlu genç müzisyenler adına teşekkür ederiz…
“Sayın Cumhurbaşkanım,
Deruhte ettiğiniz daha önceki Başbakanlık ve halen Cumhurbaşkanı sıfatı ile farklı ortamlarda mealen; “…halkımıza hizmet noktasında birçok alanda başarılı hizmetler yaptık ancak kültür-sanat konusunda arzu ettiğimiz başarıyı sağlayamadık maalesef” diye öz eleştiride bulunuyorsunuz.
Bizler Erzurumlu genç sanatçı adayları olarak bu tespitlerinize, naçizane aynen katılıyoruz. Elbette genel ülke meselelerini takip etmenin yanında bu konulardaki olumsuzlukların nedenini ile ilgili de kendimizce tespit ve önerilerimiz mevcut. Ancak bu konuda görüş-önerilerimizi bizlere sorulduğunda ifade etmenin daha uygun olacağını düşünmekteyiz.
Erzurum’da halk müziğinin kurumsal serencamı
Erzurum Aşıklık geleneği başta olmak üzere halk kültürü ve halk müziğinin çok yoğun yaşandığı zengin illerimizin başında gelmektedir. Bugün TRT Repertuarındaki türkü temsiliyeti bakımından 400 ezgi ile Sivas’tan sonra ikinci sırada yer almaktadır.
1932-1953 yılları arasında Halk Evleri, 1954-1960 Arası Erzurum Halk Oyunları Halk Türküleri Derneği bünyesinde yürütülen halk müziği çalışmaları 1960-1962 yıllarında kısa dalga Erzurum Radyosunda amatör olarak, 1962-1966 arasında “Doğu’dan Sesler” adı altında yarı resmi yarı amatör olarak devam etmiştir.
1966 yılına gelindiğinde Türkiye genelinde Ankara, İstanbul, İzmir Radyoları adına yapılan kadrolu sanatçı alımına Erzurum Radyosu da dahil edilmiş ve Erzurum Radyosunda da Yurttan Sesler Topluluğu resmen kurulmuş oluyor.
Hafız Faruk Kaleli (Halk Evi Dönemi), M. Hulusi Seven (Dernek ve Doğudan Sesler Dönemi), Suat İşıklı, Fuat Lehimler vd. Koro Şefliğinde devam eden Erzurum Radyosu Yurttan Sesler Korosu 2015 yılına kadar varlığını sürdürdü. Kuruluşundan itibaren elli yıllık sürede gerek radyo antenlerinden okudukları türkülerle gerekse radyoda görev alan ses ve saz sanatçılarının Erzurum başta olmak üzere çevre illerin kültür sanat etkinliklerine katılarak bir yandan kültürün yaşamasına bir yandan da yüzbinlerce bölge insanının gönüllerini fethettiler.
2015 Yılında TRT Kurumunca Ankara, İstanbul ve İzmir Radyosu için yapılan ilave kadrolu sanatçı alımı sınavında Erzurum Radyosuna üvey evlat muamelesi yapılarak yok sayıldı. Bu tarihte kadro sayısı tayin ve emeklilik nedeni ile bitme noktasına gelen Erzurum Radyosu Yurttan Sesler Korosu diye bir koro yoktur maalesef.
TRT Kurumu tarafı böyleyken Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafı daha hazin. Şöyle ki; 1980’lerin sonunda birçok ilde koro/topluluk kurulmasına dair Bakanlar Kurulu Kararında Erzurum’da vardı ve hatta merhum Nuri Güraksın da Koro Müdürü olarak atanmış yaklaşık on yıl bu kadrodan maaş aldı ve emekli oldu. Bu minvalde İstanbul, İzmir, Sivas, Elazığ, Diyarbakır, Şanlıurfa, Konya, Edirne, Samsun’ a halk müziği, sanat müziği toplulukları kuruldu Erzurum ile birlikte daha 3-5 ilin koro/toplulukları ilgisizlik ve sahipsizlikten dolayı kurulamadı. Dahası bu iller için tahsis edilen sanatçı kadroları başka iller adına kullanılarak eritilse de kağıt üzerindeki Bakanlar Kurulu Oluru ile çıkarılan kuruluş kararları T.C. Başkanlık sistemine kadar devam etti.
Özetle, Zat-ı Devletleri talimat buyurdukları takdirde Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne Bağlı ya da TRT Erzurum Radyosu bünyesinde resmi statülü olmak üzere 50 kişilik bir halk müziği topluluğu çok rahatlıkla kurulabilir.
Saygıyla arz ederiz…
2010 Yılı itibarıyla son bulan TRT Erzurum Radyosu olarak
TV Çekimi İçin Ankara Arı Stüdyosundayız.
Arka sıra sağdan dördüncü Salih Turhan.
Ankara - 1986
…
Mektup…………………………………………………………………………….
“Sayın Cumhurbaşkanım,
Deruhte ettiğiniz Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı makamlarında farklı ortamlarda mealen; “…halkımıza hizmet noktasında birçok alanda başarılı hizmetler yaptık ancak kültür-sanat konusunda arzu ettiğimiz başarıyı sağlayamadık maalesef” diye öz eleştiride bulunuyorsunuz.
Bizler Erzurumlu genç sanatçı adayları olarak bu tespitlerinize, naçizane aynen katılıyoruz. Elbette genel ülke meselelerini takip etmenin yanında bu konulardaki olumsuzlukların nedenini ile ilgili de kendimizce tespit ve önerilerimiz mevcut. Ancak bu konuda görüş-önerilerimizi bizlere sorulduğunda ifade etmenin daha uygun olacağını düşünmekteyiz.
Erzurum’da halk müziğinin kurumsal serencamı
Erzurum Aşıklık geleneği başta olmak üzere halk kültürü ve halk müziğinin çok yoğun yaşandığı zengin illerimizin başında gelmektedir. Bugün TRT Repertuarındaki türkü temsiliyeti bakımından 400 ezgi ile Sivas’tan sonra ikinci sırada yer almaktadır.
1932-1953 yılları arasında Halk Evleri, 1954-1960 Arası Erzurum Halk Oyunları Halk Türküleri Derneği bünyesinde yürütülen halk müziği çalışmaları 1960-1962 yıllarında kısa dalga Erzurum Radyosunda amatör olarak, 1962-1966 arasında “Doğu’dan Sesler” adı altında yarı resmi yarı amatör olarak devam etmiştir.
1966 yılına gelindiğinde Türkiye genelinde Ankara, İstanbul, İzmir Radyoları adına yapılan kadrolu sanatçı alımına Erzurum Radyosu da dahil edilmiş ve Erzurum Radyosunda da Yurttan Sesler Topluluğu resmen kurulmuş oluyor.
Hafız Faruk Kaleli (Halk Evi Dönemi), M. Hulusi Seven (Dernek ve Doğudan Sesler Dönemi), Suat İşıklı, Fuat Lehimler vd. Koro Şefliğinde devam eden Erzurum Radyosu Yurttan Sesler Korosu 2015 yılına kadar varlığını sürdürdü. Kuruluşundan itibaren elli yıllık sürede gerek radyo antenlerinden okudukları türkülerle gerekse radyoda görev alan ses ve saz sanatçılarının Erzurum başta olmak üzere çevre illerin kültür sanat etkinliklerine katılarak bir yandan kültürün yaşamasına bir yandan da yüzbinlerce bölge insanının gönüllerini fethettiler.
2015 Yılında TRT Kurumunca Ankara, İstanbul ve İzmir Radyosu için yapılan ilave kadrolu sanatçı alımı sınavında Erzurum Radyosuna üvey evlat muamelesi yapılarak yok sayıldı. Bu tarihte kadro sayısı tayin ve emeklilik nedeni ile bitme noktasına gelen Erzurum Radyosu Yurttan Sesler Korosu diye bir koro yoktur maalesef.
TRT Kurumu tarafı böyleyken Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafı daha hazin. Şöyle ki; 1980’lerin sonunda birçok ilde koro/topluluk kurulmasına dair Bakanlar Kurulu Kararında Erzurum’da vardı ve hatta merhum Nuri Güraksın da Koro Müdürü olarak atanmış yaklaşık on yıl bu kadrodan maaş aldı ve emekli oldu. Bu minvalde İstanbul, İzmir, Sivas, Elazığ, Diyarbakır, Şanlıurfa, Konya, Edirne, Samsun’ a halk müziği, sanat müziği toplulukları kuruldu Erzurum ile birlikte daha 3-5 ilin koro/toplulukları ilgisizlik ve sahipsizlikten dolayı kurulamadı. Dahası bu illerin tahsis edilen sanatçı kadroları başka iller adına kullanılarak eritilse de kağıt üzerindeki Bakanlar Kurulu Oluru ile çıkarılan kuruluş kararları mevcuttur.
Saygılarımızla arz ederiz...”