Güncel

Murat Kurum CHP'li belediyeleri işaret etti: Herkes ne söz verdiyse yapmalıdır

Sanayide Yeşil Dönüşüm Protokol İmza Töreni ve Tanıtım Toplantısı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank'ın katılımıyla gerçekleşti.

Abone Ol

Törende konuşan Bakan Kurum, dünyayı tehdit eden iklim krizinin etkilerini yakından takip ettiklerini söyledi. Bu krizin etkilerinin en canlı örneğinin ABD’de yaşandığına dikkat çeken Bakan Kurum, yaşanan orman yangınının, dev bir kentsel yangına dönüştüğünü; bunun sebebinin ise 161 kilometre hızla esen rüzgârlar olduğu kaydetti.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Sanayide Yeşil Dönüşüm” yönetmeliğiyle çevreci üretimde yeni bir sayfanın açıldığını belirterek, “Enerji ve kaynak verimliliğini gözeten, sıfır kirlilik prensibiyle çalışan tesislere Sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi düzenliyoruz ve aslında sanayiye yeşil dönüşüm standardı getiriyoruz. 6 bin tesisi ilgilendirecek bu düzenlemeyle tesisleri sınıflandıracağız ve A Sınıfı Belge alan sanayicimizi uluslararası pazarda daha prestijli hale getireceğiz” dedi. Bakan Kurum, konuşmasında Marmara’da yaşanan müsilajla ilgili belediyeleri bir kez daha uyardı: Lütfen artık, hep birlikte imzaladığımız Marmara Denizi Koruma ve Eylem Planı’na sadık olun, verdiğiniz sözleri tutun.

 “TÜRKİYE’NİN İSTİKBAL MESELESİDİR”

İklim krizinin Türkiye’yi de etkilediğini vurgulayan Bakan Kurum, Karadeniz’de yaşanan sel felaketleri, Antalya, Muğla ve İzmir yangınları ve Marmara Denizi’ndeki müsilajın, krizin en üzücü etkileri arasında olduğunu belirterek, “Bu afetler bize bir kez daha gösterdi ki; iklim kriziyle mücadele ve uyum, Türkiye’nin istikbal meselesidir” diye konuştu.

“DÜNYAYA İLHAM VERİYORUZ”

Türkiye’nin çevreye duyarlı ve doğaya saygılı bir ekonomi modeline sahip olduğuna dikkat çeken Bakan Kurum, “Üretimden, istihdamdan, ihracattan taviz vermeden atılımlarımıza devam ediyor; bir yandan da doğamızı, çevremizi korumayı asla ihmal etmiyoruz. Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde yürüttüğümüz Sıfır Atık Hareketiyle dünyaya ilham veriyoruz” diye konuştu.

“KARBON AYAK İZİ DAHA ÖNEMLİ OLACAK”

2024 yılı emisyon oranlarının yüzde 72’sinin enerji sektöründen, yüzde 13’ünün ise endüstri sektöründen kaynaklandığını ifade eden Bakan Kurum, “Avrupa Yeşil Mutabakatı, sadece bir iklim politikası olarak gelmiyor; devasa bir ekonomik dönüşüm sürecini de beraberinde getiriyor. İhracatımızın yüzde 50’ye yakınını Avrupa Birliği ülkelerine yapıyoruz, bu noktada toplam ihracatımızda Avrupa ülkeleri ilk sırada yer alıyor. Bundan böyle Avrupa’ya ihraç ettiğimiz ürünlerin karbon ayak izi, yani çevreyle uyumluluk seviyesi çok daha önemli olacak. Bu noktada attığımız her adım stratejiktir, biz iklim değişikliğiyle mücadele ederken ülkemizin 50 yılını, 100 yılını ilgilendiren adımlarımızı da atıyoruz” şeklinde konuştu.

ULUSLARARASI PAZARDA PRESTİJ KAZANACAKLAR

Bakan Murat Kurum, bu gece Resmi Gazete’de yayımlanan Endüstriyel Emisyonların Yönetimi Yönetmeliği’nin detaylarını şöyle anlattı:

“2 yıl süren uzun soluklu bir çalışmayı tamamladık. Bu yönetmelikle beraber, ‘Sanayide Yeşil Dönüşümde’ yeni bir sayfa açıyoruz, yeni bir döneme giriyoruz. Enerji ve kaynak verimliliğini gözeten, sıfır kirlilik prensibiyle çalışan tesislere ‘Sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi’ düzenliyoruz ve aslında sanayiye yeşil dönüşüm standardı getiriyoruz. 6 bin tesisi ilgilendirecek bu düzenlemeyle tesisleri sınıflandıracağız ve A sınıfı belge alan sanayicimizi uluslararası pazarda daha prestijli hale getireceğiz.”

“BU PROTOKOL SANAYİCİMİZİN ÇEVRESEL PERFORMANSINI GÖSTERECEK”

Sanayide Yeşil Dönüşümü hızlandıracak “Çevresel Performansa Esas Veri Paylaşımına İlişkin Protokolü” imzaladıklarını kaydeden Bakan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu protokol bize sanayicimizin çevresel performansını gösterecek. Yine, Hava Emisyon Yönetimi (HEY) ve NEFES verilerinden gelen çevresel risk değerlendirmesini hesaplamalara göre yapma imkanını verecek. Çalışmalar bir zincirin halkaları gibi ilerleyecek. Önce hesaplamaların yardımıyla, tesislerimizin yeşil dönüşümünü hızlandıracağız. Bu sayede, sektörümüzün acilen ihtiyaç duyduğu finansman desteğine çok daha süratli bir şekilde ulaşmasına imkan vermiş olacağız. Ardından, yeni iş kollarını, yeni meslekleri, yeni uzmanlıkları oluşturacağız. Türkiye’nin parlak zekaları olan gençlerimize kendilerini gösterecekleri yepyeni alanlar açacağız. Ve nihayetinde sanayicimizle, yenilikçi genç beyinlerimizle Türk sanayisini, rekabet gücümüzü, istihdamımızı ve üretimimizi olabilecek en üst seviyeye çıkaracağız.”

“BELEDİYELERİN HALA MARMARA’YI KİRLETTİKLERİNİ GÖRÜYORUZ”

Bakan Kurum konuşmasında Marmara’da yaşanan müsilaj kriziyle ilgili 22 maddelik eylem planında yer alan ileri biyolojik atık su arıtma tesislerinin ilgili belediyelerce hala yapılmadığına da dikkat çekti.

Marmara’yı kurtarmaya davet eden Kurum, “Bugün belediyelerimizin çoğunun hala, ileri biyolojik atık su arıtma tesislerini yapmayı bir yana bırakın, mevcut tesisleri dahi yenilemediklerini, hala Marmara’yı kirlettiklerini üzülerek görüyoruz. Buradan belediyelerimize açık çağrımızdır. Lütfen artık, hep birlikte imzaladığımız Marmara Denizi Koruma ve Eylem Planı’na sadık olun, millete verdiğiniz sözleri tutun. Marmara’ya kıyısı olan tüm belediyelerimizi kendi sorumluluklarını, yapmaları gereken iş ve işlemleri bir an önce yapmalarını hatırlatıyor, Marmara'mızı kurtarmaya davet ediyorum” dedi.

“DESTEK BEKLEME DÖNEMİ KAPANMIŞTIR”

Bakan Kurum, iktidar ve muhalefet ayrımı yapmadan tüm belediyelere millete hizmet noktasında destek verildiğinin altını çizerek şöyle devam etti:

“İnanın biz belediyelerimize, hiçbir ayrım yapmadan yardım ediyoruz. Bugün tüm belediyelerin Bakanlığımızda bekleyen tek bir konusu bile kalmadı. Artık görev belediyelerde. Şunu asla ve asla unutmasınlar. Siyasette ve belediyecilikte millete hizmet etmeden teveccüh bekleme, eser vermeden destek bekleme dönemi artık sona ermiştir. Hiçbir iş yapmadan, doğamıza, çocuklarımızın yarınlarına hiçbir olumlu katkı vermeden, insanımızdan destek bekleme dönemi artık tamamen kapanmıştır, herkes ne söz verdiyse yapmalıdır.”