Mükemmeliyetçiliğin sonu mutsuzluk

Abone Ol

Mükemmeliyetçilik kişinin kendine ve diğerlerine yönelik gerçekçi olmayan beklentiler oluşturması ve bu beklentilerin gerçekleşmesiyle ilişkili katı duygu, düşünce ve davranışlarla karakterize bir kavramdır. Mükemmeliyetçi eğilimleri olan kişiler ya hep yap hiç şeklinde düşünme eğilimindedir. Bu durum her şeyin en iyisini yapma çabasıyla ertelemeye ve işlerin bir türlü sonunu getirememeye sebep olur. Başarıları görmezden gelir veya küçültürken hatalara çok fazla odaklanırlar. Bu kişiler sadece kendilerine karşı değil diğerlerine karşı da kusursuzluk arayışındadır. Diğerlerinin gözünde çok eleştirel, katı ve inatçı görülebilirler.

Mükemmeliyetçi ebeveynlerin çocuklarında daha çok mükemmeliyetçi eğilimler görülür. Oluşmasında erken dönem çocukluk deneyimlerinin etkisi vardır. Reddedici ve değersizleştirici travmatik yaşantılar, ebeveynlerin yüksek beklentileri, eleştirel tutumları, mükemmeliyetçi eğilimlerin oluşmasına zemin oluşturur. Miller ve Vaillancort (2007)’e göre erken dönemdeki bu olumsuz deneyimlerin kişide ‘kusursuz olursam diğerleri beni incitemez’ veya ‘mükemmel olursam sevilirim ve kabul görürüm’ gibi inançların oluşmasına yol açar.

Mükemmeliyetçilik durumu birçok psikolojik rahatsızlığın ortaya çıkışında önemli bir faktördür. Bu kişiler düşük özgüven, düşük benlik saygısı, yoğun onay arayışı, hata yapma kaygısı, eksikliklere odaklanma, eleştiriye tahammülsüzlük, erteleme ve kaçınma gibi özelliklere sahiptir ve bu özelliklerden dolayı olumsuz duyguları daha fazla yaşarlar. En sık deneyimledikleri duygu kaygıdır ama bu kaygı yoğunluğu sebebiyle işlevsizdir. En iyisi beklentisiyle yaşar ve gerçekleşmeyince kaygı artar, artan kaygı kişiyi ilerlemekten alıkoyar ve kişi kısırdöngüye girer. Döngüyü kırmak için önce farkındalık sonrasında ise değişim için adım atılmalı. Kişi çözemediği noktada uzman desteği alabilir. Bu sayede daha esnek ve gerçekçi düşünebilmesi sağlanır.