Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp uygulamaları, ehil ve yetkili sağlık profesyonelleri tarafından yapılmalıdır. Yani sadece 'doktor' olduğu için sertifikalı olması bu uygulamalarda yeterli olmamalıdır.
Niye?
Çünkü bu bir bilimdir. Dolayısıyla 300 - 500 saatlik ve tamamına yakını teorik eğitim ile öğrenilen bir yöntem değildir.
GETAT eğitimi ve tecrübesi, yıllara dayanan bir süreçtir. Bu nedenle sertifikalı her doktor için 'işin ehlidir' diyemediğimiz gibi aksine doktor olmasa da 'ehil' olan diğer sağlık profesyonellerine de 'yetkili değilsiniz' denilemez, denilmemelidir.
Sağlık Bakanlığı da bu konuda bu hassasiyete ve ihtiyaca dikkat etmeli, protokole takılıp kalmamalıdır.
Bu kalıplaşmış mevzuatlar yüzünden sağlıkta, mühendislikte, bilişimde, eğitimde ve onlarca sektörümüzde maalesef yetişmiş insanımız, yetenekli beyinlerimiz halen yurtdışına gitmektedir.
Beyin göçüne engel olmalıyız
Beyin göçü ülkemizin en büyük kaybıdır ve Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda hassasiyetle durmaktadır. Kendilerine bu açıdan minnettarız. Gerçekten de ülkemizdeki mevzuat, yönetmelik, standart ve benzeri zorunluluktan dolayı hemen birçok alandaki 'ehil' kimseler, 'uzman' kimseler yeteneklerini, mesleki icraatlarını yapamıyorlar.
Örneğin osteopati konusunda Türkiye de tartışmasız tek isim olan ve meslektaşım fizyoterapist Suat Dülger kardeşimiz, yıllardır kendi imkânlarıyla Türkiye de osteopati konusunda en bilimsel ve en sağlıklı eğitimleri verebilmek için Almanya da ve Avrupa nın birçok ülkelerinden bu konuda yetişmiş üst düzey uzmanları ülkemize getirerek kurslar vermiştir.
Kendisi de bu eğitimleri bizatihi yerinde ve zamanında alıp bu işin dünya çapında profesyoneli olmuştur. Yıllardır bu konuda yüzlerce fizyoterapist arkadaşımıza ve beraberinde birçok hekim arkadaşa eğitimler vererek osteopat olmalarını ve bu ilim ile on binlerce hastanın şifa bulmasına vesile olmuştur.
Ben şahsen Suat Dülger Hocayı ismen bilirim muhtemel ki kendisi de beni ismen tanıyordur. Ancak ikimiz de fizyoterapistlik mesleği ve Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp uygulamaları konusunda en iyi hocalar ile yıllarca çalışmış ve bu konuda elimizden gelenin en iyisini hastalarımızla ve meslektaşlarımızla paylaşmanın gayreti içinde olmuşuzdur.
Şimdi nasıl olur da GETAT uygulamaları konusunda kendisinden bu alanda eğitim alan doktorlara yetki verirken onlara bu eğitim veren Suat Hocaya 'sen doktor olmadığın için yetkili değilsin, bu alanda çalışamazsın' denilebilir? Bunun akla mantığa ve izana uygun yönü var mıdır?
Güzel bir gelişme ancak;
Bakanlığımız bünyesinde bulunan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Hizmetleri Daire Başkanlığı Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Mevzuatı hakkında değişiklik yapılması konusunda birçok sağlık profesyonelinin görüşünü aldı. Yakın zamanda GETAT yönetmeliği tekrar revize edilecek. Bu çok güzel bir gelişme. Ancak yukarıdaki örnekte olduğu gibi bu yeni hazırlanacak yönetmelikte bir öncekinden farklı olarak sahasında ehil olan tıp doktoru ve diş hekiminin dışında fizyoterapist, eczacı ve diğer sağlık profesyonelleri de uygun sertifika programlarına dahil edilmelidir. Bu çok geçkalmış bir zarurettir.
Bir örnek vermek gerekirse
Hatta okuyucularımıza işin özünü de kısaca anlatmak isterim. 1991 yılında akupunktur yönetmeliği hazırlanırken Türkiye`ye akupunkturu getiren üstadımız Dr. Nüzhet Ziyal Hocamızdan Bakanlık, akupunktur yönetmeliği hazırlamasını istiyor. Bu yönetmeliğe hocamız o gün için 'tıp doktoru ve diş hekimi uygulamaya yetkilidir' yazıyor. Ve bu yönetmelik o günden bugüne bu şekilde devam ediyor.
90 lı yılların sonunda hocamızla tanıştıktan ve beraber çalıştıktan sonra 'hocam neden sadece tıp doktorlarına bu konuda yetkilendirdiniz? Oysa bu folklorik bir bilim ve bu bilimde sağlık profesyonellerinin tamamının bu hizmete dâhil olması gerekmez miydi?' dediğimde 'evladım biz o zamanlar fizyoterapistin kim olduğunu hakikaten bilmiyorduk, daha sonra seni tanıdıktan sonra öğrendik bu konuda fizyoterapistlerin gerçek anlamda çok önemli bir yerinin olduğunu.'
Sonrasında ne mi oldu diyeceksiniz?
Tabii ki doktorlar aldıkları bu yetkiyi sadece kendi lehine kullandılar. Hocamız ile bu konuda birçok teşebbüste bulunmuş olmamıza rağmen bugüne kadar yetki konusunda herhangi bir hak elde edilemedi.
Bunun böyle gitmeyeceğini artık Bakanlığımızdaki yetkililerimiz de sahadaki bizler de biliyoruz. Avrupa`da ve Amerika`da da böyle bir kısıtlamanın olmadığını meslekte bulunan herkes biliyor. GETAT`ın modern tıbbın tamamlayıcısı olduğunu ifade ediyorsak bu nasıl olacak?
Sadece sertifikalandırılmış 3000-5000 doktorla GETAT hizmetini toplumun tamamına nasıl yayacağız? Sağlık hizmeti bir bütünlük arz ediyor ise doktoru diş hekimi fizyoterapisti eczacısı hemşiresi ve sağlık uzmanları ile birlikte bir ekip olarak vermeyecek miyiz?
Artık bilinmelidir ki temel koruyucu sağlık hizmetlerini ve buralarda sunulacak geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını sadece sertifikalı doktorlar ile sunamazsınız.
Çözüm profesyonellerin önünü açmak
Türkiye de 2023 yılına kadar doktor arz talep açığı kapanacaktır. Bu tarihten sonra her sene mezun olan doktorlar dahi istihdam sıkıntısı yaşayacaklardır. Halihazırda çok sayıda fizyoterapist, eczacı ve diş hekimi istihdam sıkıntı yaşamaktadır. İşte burada çözüm GETAT uygulamalarını temel ve koruyucu sağlık hizmetleri olarak tüm ülke genelinde yaymaktır ve bu dâhilde tıp doktoru, diş hekimi, fizyoterapisti, eczacıyı ve diğer sağlık profesyonelleri uygun alanda sertifikalandırarak GETAT uygulamalarında yetkilendirilmelidir.
Bu yenilik, bunca yıl eğitim alarak mezun olan birçok sağlık profesyonelimizin de istihdamına vesile olacaktır. Bu sayede kaçak göçek merdiven altı birçok uygulamanın da önü alınmış olacaktır.
Bu sayede bakanlık olarak istihdam sunulamayan sağlık profesyoneli, orada burada eğitim alarak GETAT uygulamaları yaptığında suçlu duruma düşürmekten kurtulmuş olacaktır.
Bu aynı zamanda önümüzdeki yıllarda sağlık turizmi açısından da ülkemize çok büyük faydalar sağlayacak bir projedir.
Nasıl bir GETAT?
Çok iyi hatırlarım. 90`lı yıllarda akupunktur kongrelerine ilaçve cihaz firma sahipleri çok önem verirlerdi. Önem vermelerinin esas sebebi de akupunktur ve diğer tamamlayıcı tıp uygulamalarının etkili ve sağlıklı bir şekilde uygulanır hale gelip gelmediğinin test edilmesiydi. Sonraları bu kuruluşların akupunktur kongrelerine ilgileri kayboldu. Çünkü dünyada akupunkturun otoriteleri olarak kabul edilen ünlü marka isimler ne acıdır ki tam da bu dönemlerde dünyaca ünlü akupunktur dergilerinde birçok kronik hastalık için
'3-5 seans akupunktur uyguladıktan sonra hastadan olumlu bir cevap alamazsanız tedaviyi bırakırsınız. Fazla oyalanmayıp tekrar ilaçtedavisine başlarsınız' diyorlardı.
Oysa artık çok iyi biliyoruz ki fizyoloji ve fizyopatoloji bir süreçtir. Nasıl ki hastalık yıllar içerisinde oluşuyor ise iyileşmesi için de fizyolojik iyileşme zamanında ihtiyaçvardır. Özellikle kronik hastalıklarda iyileşme zamanı üçbeş hafta sürmektedir.
Maalesef ki yıllar yılı, yine bu literatürlerde ve akupunktur dergilerindeki bu ifadelere dikkat edilerek eğitimler düzenlendi. Yeni akupunktur uzmanları mezun edildi ama bunlar sahada akupunktur uzman olarak çalışsa da kronik hastalıklardan uzak durarak cilt kırışıklığı, zayıflama medikal estetik vb. gibi konulara girerek akupunktur gibi mükemmel bir tedavi yöntemini sağlığın hizmetine değil de magazin haberlerinin hizmetine yönlendirdiler.
Ve Tamamlayıcı Tıp uygulamaları yıllar içerisinde bir umman iken seyirlik bir fıskiyeli havuz seviyesine indirgendi. Bu sebepten, eski akupunktur duayenlerine her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var. Başta Dr. Nüzhet Ziyal ve Dr. İsmail Maraş olmak üzere GETAT a ömrünü vermiş tüm hocaların bilgi ve birikimlerini bu konudaki inanılmaz başarılarını ve akupunktur ile tedavi edilen hastalıklarla ilgili tavsiyelerini ve önerilerini almaya çok ihtiyaçvar.
Bu konuyu bakanlığımızın bünyesinde ele almalıyız.