Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Fatma Tuncer
Fatma Tuncer

Merhamette bir ortaklığımız yok mu?

Gazze’de tarihin en ağır vahşeti yaşanıyor ve ne açıdır ki bütün dünya bu barbarlığı sessizce seyrediyor.  İsrail Cenevre sözleşmesini ve uluslararası hukuki kuralları ayaklar altına alarak sivillerin üzerine fosforlu bombalar yağdırıyor. Birleşmiş Milletler araştırma komisyonu raporunda,  Gazze’de abluka suretiyle uygulanan toplu cezalandırmaların, Uluslararası insancıl hukuktan doğan yükümlülüklerin ihlali anlamına geldiği açıklanıyor ancak yanlı olan bu kuruluşlar durum değerlendirmesinden öteye geçemiyor.

Tarihin en ilkel, en acımasız vahşetine tanık oluyoruz ve hiçbir şey yapamamak yüreğimizi acıtıyor.  İşgalci zihniyet Gazze’de insanların en temel yaşamsal hakkı olan suya, ekmeğe ulaşımı engelliyor ve ölüme terk ettiği sivillerin başlarına bombalar yağdırarak ağır insanlık suçuna sebebiyet veriyor. İsrail bütün dünyanın gözleri önünde savaş suçu işliyor ancak BM’nin ve uluslararası kurum ve kuruluşların sesleri çıkmıyor. Bölgede Filistinli halk ile birlikte insanlık da öldürülüyor.

Hırsız haneye giriyor ve evin halkını katledip evi sahipleniyor ne garip değil mi? İşgal ettiği topraklarda 75 yıldır kan döken İsrail hayatta kalan Gazzeli halkın şehri boşaltmalarını istiyor ve coğrafyamızın göbeğinde yaşanan bu tehciri sessizce izliyoruz. Hırsız girdiği evi ateşe vermiş ve evin halkını kovuyor. Anlamak mümkün değil!

Filistin halkı fosforlu bombalarla katlediliyor,  dünyaya yön vermeye çalışan ABD ve Batılı aktörler ise İsrail’in kendini savunma hakkı vardır diyorlar. Aklımız havsalamız almıyor…  Biz katledilen sivillerin haklarından bahsediyoruz onlar katilin kendini savunma hakkının olabileceğini ifade ediyorlar.   Emperyalistler insan hak ve hürriyetini ayaklar altına alıp top yekûn işgalci İsrail’in yanında yer alıyor, Fransa ve Almanya Hamas’a destek verenleri tutuklayacaklarını ve sınır dışı edeceklerini açıklıyor. İngiltere İsrail’e destek için Doğu Akdeniz’e gözetleme uçağı ve iki kraliyet donanması göndereceğini belirtiyor. ABD bir uçak dolusu gemi gönderiyor ve bölge devletlerine “tarafınızı seçin” diyor ve gözdağı veriyor. Peki, Mazlum Filistin halkının arkasında kim var? Nerede İslam ülkelerinin liderleri, yöneticileri? Nerede İslam İşbirliği Teşkilatı? Nerede D_8 ve hak ihlallerine yönelik çalışan kurum ve kuruluşlarımız?

 Vahşetin izlerini gördükçe son model savaş açlarını ve ateş kusan bombaları delip geçecek bir güç arıyor insan ve merhametin gölgesine çekilip dua ile teselli buluyor. Oyunları yarım kalmış çocukların cesetleri, bebeğim aç öldü diye acı ile koşturan annenin hikâyesi, öksüz ve yetim kalan çocukların çaresiz bakışları içimizdeki konuşlanmış olan merhameti harekete geçiriyor ve hepimiz aynı soruyu soruyoruz: Ne yapabiliriz? Böyle bir durumda devlet ekseninde alınacak siyasi, askeri ve ekonomik kararlar ve yaptırımlar elbette büyük önem taşıyor ancak halkların kendi aralarında geliştirdikleri yardımlaşma ağını da yok sayamayız. Zulmün yıktığı hayatlara uzanabilmek için kimileri kalem ile kimileri dua ile kimileri ekonomik destekleri ile katılır merhametin kulvarına. Fakat ne yazık ki vahşetin getirdiği travmalarla başa çıkmaya çalıştığımız şu günlerde seküler kesimden bazı kişilerin Siyonist zihniyeti destekleyen açıklamalarına tanık oluyoruz. Bir tür kimlik karmaşası içinde olan bu kişiler bu sorun Arapların meselesi, Araplar bizi arkadan vurdu, Filistinliler toprak sattılar gibi gerekçeler ortaya koyarak mazlum halkın yarasını kanatıyorlar. Bu iddiaları teferruatlı şekilde ele alan hocalarımız Filistin halkının çok küçük istisnalar hariç toprak satışı yapmadıklarını, Siyonist örgütün emperyalistleri arkasına alarak bölgeye baskı ile konduğunu,  bizi arkadan vuranların ise halkı temsil etmeyen işbirlikçiler olduğunu belgelerle açıkladılar. Fakat Filistinlilerin şahsında İslam’ın değerlerine karşı tavır alan bu kişilerin merhamet damarları tamamen tıkanmış o yüzden kendilerini farklı bir yerde değerlendiriyor ve halkın acını hissedemiyorlar.  Arkadaş! Tamam! Filistin ve Kudüs davasına uzaksın ve İslam’ın değerleri ile barışamıyor;  kendini ırkçı söylemler üzerinden tanımlıyorsun ama merhamette hiç ortaklığımız yok mu? Eğer yok diyorsan bari sus ve yaramıza tuz basma!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER

ÖNE ÇIKANLAR