Bu yazımızın konusu Ordumuzun yetiştirdiği ender şahsiyetlerden birisi olan Prof. Dr. Mehmet Çavuşoğlu`dur. Onun ruh ve ülkü iklimini yine onun kaleme aldığı Ulubatlı Hasan Destanı`ndaki dizelere dayanarak ortaya koymaya çalışacağız. Mehmet Çavuşoğlu bu destanı yazdığında henüz üniversitede bile değildir. Haydarpaşa Lisesi`nde Mahir İZ hocanın talebesidir. Milliyetçiler Derneği tarafından 1958`de yayınlansa da yazılış tarihi fethin 500. yılı olan 1952`dir. O sıralar Çavuşoğlu henüz on sekiz yaşındadır.
Ulubatlı Hasan Destanı bizi on sekiz yaşındaki bir gencin şiir gücüne de hayran bırakmaktadır.
Hasan doğduğunda
İlk dualar müjdeyi kulağına fısıldadılar.
Atalar,tarihin sayfalarından koşup geldi,
Tanrı Dağları`ndan, Hıra Dağı`ndan,
Kundağın önünde el bağladılar.
; ; ; .
'Gazan mübarek olsun şimdiden' dediler.
'Devirlerdir senin doğumunu bekliyorduk.
İmdi,surlara bayrağı dikmeni,
İstanbul`un kapılarını açmanı,
Şehitlerin üstünde bayrak bayrak dalgalanmanı,
Sonra, bize dönmeni bekliyoruz' dediler.
Ve Hasan`a
'Sana atalarının destanını anlatayım Masal deyü;
Al, yeşil bayraklara sarayım seni Beşik deyü;
Doru, yağız atlara beleyeyim seni Kundak deyü;
Kılıç, kalkan vereyim yumuk ellerine Oyna deyü; '
Diyerek ninnisini söylediler.
Hasan`ın doğduğu vakit Bizans-İstanbul
'Susuz şehir;
Duygusuz şehir;
Ruhsuz şehir;
Nursuz şehir;
Uğursuz şehir;
Uykusuz şehir; ' özelliklerinin hepsini bünyesinde taşıyordu.
Hasan bu ortamda büyüdü, serpildi,bir yiğit oldu. İstanbul`un fethinde mücadelesini görenler
'Oklar dokunmaya kıyamaz geçer,
Öyle civan bir şeydi;
Ezeli bir aşık gibi etrafında ecel,
Fırıl fırıl dönen pervaneydi.
Gönül değil,dağ olsa dayanmaz seyrine
Kılıçvuruşu merdaneydi.
Bayrak mı, yüz yıllardır biriken umut mu,
Elindeki ya neydi?..' demekten kendilerini alamadılar.
Ulubatlı Hasan`ın burçlara bayrağı dikmesinden sonra fetih gerçekleşir.
'Öyle bir oluş ki devirler boyunca,
Ne bir defa olmuş,
Ne bir daha olacak bu;
; ; ;
Bir sevinçki fetih gönüllerde
Bir defa tutuştu
Dünya durdukça yanacak bu; '
Çavuşoğlu`na göre
'Velhasıl o günler başkaydı,
Hürmet soysuza değil,
Bayrağa,Vatanaydı
Aşkaydı.'
Şimdi ise o günlerin hayali ile kendini avutmaktadır.
Çünkü
'O günler,mevsim mevsim gittiler,
Bir şey bırakmadılar geriye,
Saadetten,huzurdan,saygıdan
Götürdüler; '
Yerli ve milli bir Türk aydını olan Mehmet Çavuşoğlu`nun, Ulubatlı Hasan Destanı`ndaki ruh iklimi ve ülküsü işte böyledir.