Kütahya`nın sevilen simalarından çini sanatkârı Mehmet Ali Tunca, Berat gecesinde (6 Mart 2023 Pazartesi) Hakk`a yürüdü. Mehmet Ali Tunca ustamıza rahmeti vesile kılarak merhumun hüsn-i hocası Hattat Mahmut Şahin, yol arkadaşları Ressam-Hattat Arif Çelik ve Hattat Erkan Bakım ile birlikte bir vefeyât dosyası hazırladık.
Gelimli gidimli dünya!
Gelimli gidimli dünyada gün geçmiyor ki bir ahbabımızın vefât haberini almayalım! Berat gecesinde böyle bir haberi Kütahya`dan, Mehmet Ali Tunca ustaya dair aldık. Ustamız, rahmetin nur olup yağdığı Berat gecesinde teslim-i ruh eyledi. Rahmet olsun. İttifak gazetesi camiası nezdinde Mehmet Ali Tunca`ya rahmet, kederli ailesine ve sanatkâr dostlarına sabırlar niyaz ediyoruz. Ruhu için Fatihalar okuyalım.
Merhum Mehmet Ali Tunca
Hezarfen bir şahsiyet;
Kütahya da resim, ebru, çini, hüsn-i hat sanatlarında ve dahi cam oygu zanaatında nev`i şahsına münhasır çalışmaları olan bir hezarfen bir şahsiyetti Mehmet Ali Tunca.
Çalışmalarını, Hattat Mahmut Şahin`in öncülüğünde kurulan ve geride kalan yıllarda birbirinden âlâ keyfiyeti hâiz pek çok sanat etkinliğini ve hayır sergilerini gerçekleştiren Kütahya VAV-DER Geleneksel Sanatlar ve Kültür Derneği çatısı altında sürdürürken ukbâ dârına davet edilen Mehmet Ali Tunca`nın henüz küçük yaşlarından itibaren öz sanatlarımızla hemhâl olduğunu biliyoruz.
İbrahim Ethem Gören, Mehmet Ali Tunca ile birlikte Kütahya da.
Çininin yurdu`  Kütahya`da önce ebru, resim ve çini, akabinde de hat sanatına yeni eserler kazandırma gayretinde bulunan sanatkârımız kadim şehirde son yıllarda cam oygu alanında eser veren tek sanatkâr olarak temayüz etmekteydi.
Çinicilikte yaptığı özgün çalışmalarla adından söz ettiren Mehmet Ali usta ile Kütahya`da Vav-Der merkezinde gerçekleştirdiğimiz hasbihalde ilk göz ağrısı çini sanatına dair düşüncelerini 'çinicilik, meşakkatli yorucu ve bir o kadar da kadar zevkli, nefsî tekâmüle açık bir meslektir. Cami duvarlarını tezyin eden çini desenli levhalar pişirilirken insanın içindeki hamlık ve dünyaya meyyal hisler de yakılır yahut yakılmalıdır.' şeklinde özetlemişti.
Kütahyalı gerçek bir Ahi;
Mezkû r hasbihalimizde sanat eğitim ve icrasında edebin sanattan da önce geldiğine vurgu yapan Mehmet Ali Tunca ağabeyimiz  'Usta her ne yapıyorsa edebe, usuû e ve erkâna riayet ederek yapmalı, sanatın icrası esnasında eşyayı şenlendirirken muhataplarının gönlünü hoş tutmalı ve hâsılıkelâm veren el olmalıdır' diyerek Ahilik ve fütüvvet ahlâk ve adabına değinmişti. O Kütahyalı gerçek bir Ahi idi;
'Râkım Mesleği'nde aradıklarını Hattat Mahmut Şahin`de bulmuştu.
Çiniden sonra, eskilerin, 'Cismani âletlerle icrâ edilen rû hânî mühendislik' şeklinde tarif ve tavsif ettiği hat sanatında meşkine başlayan Mehmet Ali Tunca, 'Râkım Mesleği'nde aradığı hemen her şeyi Hocası Mahmut Şahin`de bulmuştu.
İncinmedi ve dahi incitmedi;
Tunca`nın, hocasıyla tanıştığı ilk günden bu zamana kadar 15 yıl geride kaldı. Bu süre zarfında ne hocasından, ne de meşk arkadaşlarından incinmedi, zinhar kimseyi de incitmedi.
Bulduğu hemen her türlü zemin üzerine yazı meşk eden Tunca Usta, hattı, camla farklı bir tarzda buluşturmak isteyince ortaya yeni bir terkip de çıkmış oluyordu: Cam oygu sanatı.
Cam oygu ilk defa ele alınan bir sanat yahut zanaat dalı. Biz, cam oyguya -tasarım ve uygulamasında el, zihin ve gönül birlikteliği yer aldığı ve mücerret işçilikten ibaret olmadığı için- sanat demeyi tercih ediyoruz.
Mehmet Ali Tunca, Kütahya Dumlupınar Ü niversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim görevlilerinden Lokman Acar`ın tavsiyesi üzerine camı oyarak hat eserlerini işlemeye başladı. Böylelikle Kütahya`da çini ile birlikte camın ışıltılı dünyasına da nur yağdı!
Mehmet Ali Tunca -Ya Hakk- nidasıyla Mahmut Şahin hocanın yayını gererken...
Tunca Usta, gravür elmas uçları kullanarak binlerce saatlik emeği uçuca ekleye ekleye eskilerin, 'Efradını câmi` a`yârını mâni' dedikleri tarzda eserler ortaya koydu.
Camda en küçük bir levhanın bir aylık bir çalışma neticesinde tekemmül ettiğini söyleyen Tunca, çalışmalarına hat sanatında ekol olmuş şahsiyetlerin hilye levhalarını cama oyarak başlamıştı. 
Mehmet Ali Usta mezkû r sohbetimizde küçük yaşlarda misket oynadığı zamanlarda cam misketlerin içine sırlanan renklerin çok ilgisini çektiğini söylemişti.  Vefâtı üzerinden bir hafta geçti. -O, son eserlerinden biri olan- Bakkal Arif Efendi`nin hilye-i şerif istifini camın saydam, kırılgan hücrelerine nüfuz ettirip güzel gözlü 'he'lerin içerisine bir daha çıkmamak üzere girdi. 
Hattat-Ressam Arif Çelik
Arif Çelik
Ressam-Hattat
Bir hezarfen geçti bu dünyadan. 
Bir Hezarfen Geçti bu dünyadan. 
Adı Mehmet Ali Tunca. 
Rabbim rahmeti ile muamele eyleye. 
Güler yüzü, gözlük altından mânâlı bakışları, nüktedan tavrı ve cesareti ile gönüllere taht kuran bir hezarfen. 
Açık sözlülük karakteri idi adeta. 
Açık sözlülük karakteri idi adeta. Kime ne söylenmesi icap edip de söylemeye çekinirsek Mehmet Ali abimizin yolunu tutardık 'Abi falancaya şunları şunları diyeceğiz ama kırılır, darılır diye korkuyoruz. Sen uygun şekilde söylesen.' 
'Tabii ki' der, lafı eğip bükmeden dümdüz söylerdi gerekeni. Herkes öyle bildiği, açık sözlülüğü ile nâm saldığı için kimseler de kırılmazdı ona. 
Ne zaman ziyaretine gitsem ya yeni bir icadı üzerinde çalışır halde bulurdum ya da bir denemesinin neticesini paylaşırdı benimle. 
'Ohooo, daha sizin bilmediğiniz neler var!'
'Ohooo, daha sizin bilmediğiniz neler var!' derken kimse ona ukala demezdi. Gerçekten de çok haklıydı. Onun bildiği, bizim bilmediğiniz o kadar çok şey vardı ki'
Bir toplulukta biri bir denemeden bahsetse Mehmet Ali abimiz onu ya çoktan denemiş olurdu ya da mantığına yatmadığı için denemeye bile değer olmadığını gerekçeleri ile izah ediverirdi. 
Kütahya ya -biiznillah- mânâ ve ruh üfleyen sanatkârlar bir arada....
Bildiğim ilk denemesi hatırladığım kadarıyla is mürekkebi idi. 
Kâğıt, cam, elektrikli hat levhaları, farklı renk ve özellikte mürekkepler ve daha niceleri;  
Onsuz Kütahya çok daha renksiz olacak. 
Garî k-i rahmet ola inşallah.
Hattat Erkan Bakım
Erkan Bakım
Hattat
Bir gayret şû lesi
2010 yılında tanışıp tanımaya başladığım rahmetli Mehmet Ali usta, başında küfüyle (yöresel bir başlık) yılların yükünü taşımış ve artık kalan bakiyede kendini sanata bırakmış idi. 
Usta idi is mürekkebi ve çini boyası imâlâtı, elektronik malzeme tamirciliği, cam kristal işlemeciliği derken birçok işte emeği vardı. 
Mehmet Ali Tunca ve Erkan Bakım kültür seferlerinden birinde.
Kütahya nın yetiştirdiği hezarfenlerden biriydi. Bir vakit sonra bu ustalar unutulup gider belki, mezar taşını altından yapmayız ama bâkî kubbenin içinde verdiği nefes her zaman Allah katındadır.  Şahsıma iyilikleri için Yaradan`ın rahmetine gark olsun inşallah.
Yeri doldurulamayacak güzel bir insan;
Hattat Mahmut Şahin
Mahmut Şahin
Hattat-Bab-ı Nun Gelenekli Sanatlar ve Kültür Derneği Başkanı
2009 yılının Eylülünde üstadlarımın tavsiyesi üzerine Anadolu daki illerimizde hat sanatı dersleri vermek üzere Kütahya`ya geldim. Öncesinde Bursa ve Eskişehir`de derslere başlamıştık. Ve dahi Kocaeli de hâkezâ;  
Kütahya ile birlikte, ders verdiğimiz Anadolu illerinin sayısı dörde çıktı. Rahmetli ile tanışıklığımız da Kütahya`da ders esnasında oldu. Uzunca bir süre derslerimize devam etti. Bir müddet ara verse de irtibatımız hep devam etti. 
Rahmetli ağabeyimiz ilerlemiş yaşına rağmen sanat ve estetik güzellikleri ortaya çıkarma hususunda çok istekliydi. Coşkulu ve samimi bir hali vardı. Düzenli olarak her hafta meşklerini yazar, getirirdi. Biz de bu sanatın mutfağını da tanıtmak adına derslerimizde kâğıt aharlama, mürekkep yapımı gibi hususları da anlatırız. Ne zaman bir hususu anlatsak rahmetli ağabeyimiz bir deneme yapar, getirirdi. Pratik zekâsı, mekanik kabiliyeti ile birleşmiş, tanıdığım bir kaçkişiden biri idi. 
Rahmetli ağabeyimiz sadece klasik usû llerle bir şeyler yapmaz, farklı denemeler de yapardı. Özel bir mürekkep yapım makinesi imal ederek mürekkep yapımına koyulmuştu. İs mürekkebi dışında renkli mürekkepler, fosforlu mürekkepler, fosforlu kâğıtlar, cam üzerine oyarak yazı işleme gibi kendine has denemeleri vardı. 
Heyecan dolu bir ağabeyimizdi. Her yeni denemesini mutlaka benimle paylaşır, detaylıca anlatırdı. Bazen teknik terimler de kullanır, ben de kendisine 'Abi bunun Türkçesi yok mu?' diye takılırdım. Hemen duraksar 'Hocam şöyle izah edeyim...' diye böse başlar ve kaldığı yerden anlatmaya koyulurdu. 
Hattat Mahmut Şahin, talebeleri Mehmet Ali Tunca ve Ahmet Türk ile birlikte...
Yeri doldurulamayacak güzel bir insan;
Rabbimden Mehmet Ali Tunca ağabeyime rahmet niyaz ediyorum. Yeri doldurulamayacak bir güzel insan daha aramızdan geçip usulca ötelere, ötelerin ötesine giderek dünya yolculuğunu nihayete erdirdi. Rabbim ahiret yolculuğunu cennette nihayete erdirsin inşallah.
İbrahim Ethem Gören-Yazı No: 481