Kurban Bayramı arefesinde, masmavi semayı süsleyen beyaz bulut yumakları, tatlı esen rüzgârlara “Hu” lafzı ile eşlik eden ağaçlar, rahmet yağmurları ile yıkanan tabiat, şen şakrak kuşlar. Şehir huzur içinde bayram ruhiyetine büründü çoktan. Canım İstanbul’umuz bayrama hazır.
Sezai Karakoç; “Yün yumuşaklığı yürek yumuşaklığı” sözleri ile başladığı Kurban yazısında, “Bunu gör, buna tahammül et. Ve gerçeği anla. Kurban bir semboldür. Aslında her gün, senin için, nice varlık kurban olmaktadır. Ama sen de bunun dışında değilsin. Öyleyse neden adandığını araştır ve bil.’ Demektir Kurban. Kurban, ölümden yapılmış, böylesine canlı bir konuşmadır.” Uyan ey gözlerim, kalbim, dirilişe ihtiyacın var mesajı veriyor bizlere.
“Bugün bayram erken kalkın çocuklar, giyinelim en güzel elbiseleri” derdi Barış Manço bizim neslin çocuklarına. Bayram heyecanı, en güzel elbiseler, mezarlık ziyaretleri ve kurban kesilmesi ibadetine de şahitlik ederdik. Kocaman kurulan bayram sofralarında, ilk kahvaltı kurban eti olur, mutlaka onun yağından bir damla bayramlık kıyafetlere tattırmak da gelenektendi.
Hayatın içinde koşullar değişirken bayramlar bizimle dönüşse de, bayramı bayram gibi yaşamaya çalışıyoruz hakikatın idraki ile. “Bayram gelmiş neyime” çığlıkları atana da, bayramı tatilden ibaret görene de saygı duymak bayramın özünü idrak etmekten geliyor. Yakınlarımızın her biri ayrı şehirlerde olsa da içimizde gurbeti yaşatmıyoruz. Bir camideki cemaat, komşumuz, dostumuz, arkadaşımız Müslüman kardeşliğinin, birlikten güç alıyor, paylaşma duygusu ile büyüyor, bayramlarımızı layıkı ile yaşatıyoruz.
Kutlu şehir İstanbul, manolyalar, yaseminler ile süslendi, ıhlamurlar ile kokusunu süründü. Arefe öncesi yağan rahmet yağmurları ile temizlendi. Camileri, kasırları, Boğaz'ı, Adalar’ı her köşesi ile Kurban Bayramı’nı karşılamaya hazır. Yabancı turistler İslamlaşmış İstanbul’un Kurban ibadetine şahitlik edecek, bayram namazları, camilerin ihtişamı her zamankinden çok ilgi uyandıracak. Her bayram olduğu gibi bu bayramda farklı milletlerden Müslümanlar birlikte bayram namazı eda edip, bayramlaşacak Kutsal topraklardaki ibadetlerin zenginliği bereketinde.
Yaşımız ilerledikçe geçmişi arar olmaktan ziyade, geçmişteki hasletleri göz ardı etmeden dünya ne yöne giderse gitsin, dönüşmeyen manevi hakikatlerimiz bayramların havasını solumaya devam edeceğiz. Kim sevmez bayram öncesi açılan baklavanın fırında şişmesi, güzelim hamurun hafif yanık kokusu, enfes ev usulü sütlaç, rengârenk şekerleri. Dünya meşakkatinden birbirini göremez hale gelen insanların birbirlerine el uzattığı anda içini kaplayan huzuru. Terviye ve Arefe günlerinin inşirahı. Bayram sabahı tan yeri ağarmadan gök kubbenin coşkusuna karışan heyecanı. Camilerde getirilen tekbirler ile ürperen tüyler, yaşaran gözler. Hep bizimle olsun bu maneviyat uçup gitmesin. Huzurlu beldelerde, gönlündeki hüzne karşın sakin ve neşe içinde bayramı karşılayan Müminlerin yüzlerindeki tebessüm, saadet tüm dünyada zulüm altında olan Müslümanlara da nasip olsun.
Bütün bölününce tam olmaz, kendimizi eksik, yarım bırakmadan, her zamankinden fazla değerlerimizi sahiplenerek, her günümüzün bayram tadında geçmesi dileği ile;
Kurban Bayramınız Mübarek Olsun…