Bütün dünyada ülkeler, savaşların dayanılmaz ağırlığı altında eziliyor. 

Yirminci yüzyılda Avrupa ülkelerini yakan, yıkan savaşlar, yirmi birinci yüzyılda Müslüman ülkeleri yakıp, yıkıyor. En dehşet verici yüzleriyle ortaya çıkan, sonu gelmeyen, savaşlar, Asya ve Afrika ülkelerinde ekonomik, siyasal ve kültürel hayatı felç etti. Irak'ın Amerika,Suriye'nin Rusya,Filistin'nin İsrail ordusu tarafından yerle bir edilmesi,Ortadoğu'da en son savaş yıkımıdır.

Savaş yıllarını gören Mehmet Akif'in yıllar önce Rusya için söyledikleri, bugünkü Irak, Suriye,Yemen, Filistin için de geçerlidir. ''Bilmiyorlar ki bu şiddetlerin olmaz hükmü / Göz yıllar önce, fakat sonra kanıksar ölümü / Sanıyorlar kafa kesmekle, beyin ezmekle / Fikr-i hürriyet ölür. Hey gidi şaşkın hezele / Daha kuvvetleniyor kanla sulanmış toprak / Ekilen gövdelerin hepsi yarın fışkıracak.'' Ancak, Washington, Brüksel, Moskova, Tel Aviv çocukları öldürmekten, şehirleri bombalamaktan başka savaş bilmiyor.

Savaş dünyasını, barış dünyasına dönüştürecek olanlar, seküler kültürün bilginleri değil, kutsal kültürün bilgeleridir. Onlar, bütün ülkelerin içinde olduğu dünya gemişinin, kasırgalar denizinde, dev dalgalara kapıldığını, yolunu, yönünü şaşırdığını pusulasını yitirdiğini, parçalanmasının çok yakın olduğunu, anlatmaya çalışıyor. Dünya onların farkında değil, onlara karşı kör, sağır, dilsiz.Çünkü Nuh Tufanı unutuldu.

Dünyanın dört bir yanından seslenen kutsal kültürün bilgelerinin sürekli vurguladıkları gibi: ''Kutsal kültür tarafından içselleştirilerek özümsenmiyen seküler kültür, kutsal kültürü içselleştirerek özümser ve barış kültürünü savaş kültürüne dönüştürür.'' Bütün dünyada savaş rüzgârları estiren seküler kültürün silahları, öldürdükleri insanların mezar taşlarıyla, ülkelerin arasına yıkılması yıllar alacak, görünmeyen yeni Berlin duvarları inşa ediyor.

Barış dünyasının sınır taşlarının yerine, savaş dünyasının mezar taşlarının geçtiği bir yüzyılda, bütün dünya, ''öldürmeyeceksin yaşatacaksın, zorlaştırmayacaksın kolaylaştıracaksın, ararsan bulacaksın'' diyen, kutsal kültüre dönmeli ve kutsal kitaplara odaklanmalıdır. Kutsal kitaplar, insanlık tarihi boyunca yazılmış bütün kitapların anasıdır. Yazılmış ve yazılacak bütün kitaplar, kutsal kitapların ışığında, hayatı anlamlı kılmak için yazılmış ve yazılacaktır. Yeni sözler, kutsal kitaplardan yola çıkılarak söylenir.

Kutsal kitapların zamana bağımlı olmayan ilkeleri, hayatın kumaşına renk veren, sağlamlık kazandıran ana girdilerdir. Kutsal kitaplar,Seyyid Hüseyin Nasr'ın kitaplarında sürekli vurguladığı gibi, akıl dışı değil, ancak akıl üstüdür. Seküler kültürün sınırlarının dışına çıkmadan, kutsal kültürü hayata taşımak, hayatı kutsal kültürle yoğurmak mümkün değildir.

Kutsal kitaplar, gökyüzünde yazılır, yeryüzünde okunur.

Kudüs, meleklerin insanlara karıştığı kutlu kenttir.

Kudüs'te gökyüzünün kapıları herkese açılır.

Kudüs kenti dünyanın güzel barış kentidir.

Barışı sevenler bütün insanları sever.

Barıştan kimseye zarar gelmez.

Barış savaştan üstündür.

Savaş ölüm getirir.

Barış hayattır.