Konuşmaların çekiciliğine dayanılmaz

Abone Ol

Sohbetlerde bilgi ve bilgelik alışverişi, doruk noktasına ulaşır. Konuşma edebiyatçılar arasındaki, sohbetlerin yazıya dökülmesidir. 
Edebiyatçılarla konuşmalar, ilk elden bilgi verdikleri için, her zaman çok sevilirler. Konuşmalarda bütün birikimler yansıtılır. Bu yüzden, konuşmaların sohbet gibi, insanı dört bir yanından kuşatan, gizemli bir yanı vardır. Kültür ve sanat dergilerinde önce konuşmalar okunur. 

Sohbetlerdeki konuşmalarda edebiyatçılar, düşüncelerini sözü uzatmadan, en yalın ve en açık olarak ortaya koyarlar. Sohbetler düşüncelerin edebiyata, edebiyatın düşüncelere dönüştüğü, tartışmadan konuşmanın, en etkili ve en verimli yoludur. Bir konuyu, değişik açılardan ele alarak, birlikte inceleyip geliştirmenin, hem öğretici, hem de eğitici bir boyutu vardır. Sohbette tartışılan her konu, erken ya da geç yazıya dökülür. 

Dergah kültüründe bir eğitim yöntemi olarak, sohbetin vazgeçilmez bir yeri vardır. Sohbet ortamında düşmanlıklar dostluklara dönüşür. Şeref Akbaba Ay Vakti’nin her sayıda ilgiyle okunan konuşmalarını ‘’Ay Vakti Konuşmalar’’ adı altında kitaplaştırmıştır. Kitapta Alaeddin Özdenören, Erdem Bayazıt, Sadettin Ökten ve Turan Koç gibi, otuza yakın edebiyatçı ve aydınla yapılan konuşmalar yer almaktadır. 
Kimi bir kitap çevresinde yoğunlaşan konuşmaların her biri, Anadolu insanının kültür ve düşünce dünyasına açılan, kapıların anahtarlarını veriyor. Dünyada yayınlanan, hangi kültür ve sanat dergisine bakılırsa bakılsın, her sayısında mutlaka bir konuşma görülür. Bütün dergilerin en çok ilgi gören bölümleri, sevilen bir edebiyatçı ya da düşünürle yapılan konuşmalardır. İngiltere’de Encounter dergisi, her sayısında bir düşünürle yaptığı, uzun konuşmalarla bilinir ve sevilir. 

Türkiye’de bu geleneği, Nuri Pakdil’in yönetiminde yıllarca yayınlanan, Edebiyat Dergisi yerleştirmiştir. Onun Necip Fazıl ile yaptığı uzun bir konuşma, çok büyük bir ilgi görmüştür. Ayrıca Pakdil, A. Toynbee ve E. Ionesco ile yapılan konuşmaları çevirerek, düşünce ve edebiyatın, sınır tanımayan, zengin düşünce dünyasını, Ankara’ya taşımıştır. Konuşmalar bir mıktanıs gibi, çevrelerinde geniş bir çekim alanı oluştururlar. 

Mavera Edebiyat dergisinde, Pakdil’in öncülüğünü yaptığı konuşmalar kervanına, sık sık düzenlediği, sonradan kitaplaşan, ‘’Açık Oturum’’larla, yeni boyutlar kazandırmıştır. Uzun tartışmalardan sonra ilk oturum,’’Edebiyatta Yerellik ve Evrensellik’’ konusunda yapılmıştır. Benim yönettiğim, düşünce ve edebiyatta yerellikle küreselliğin, sınırlarının tartışıldığı ilk oturuma, Rasim Özdenören, Akif İnan ve İsmet Özel konuşmacı olarak katılmıştır. 

Ülkelerinin sınırlarını aşmayan düşünce ve edebiyat, küresel renkler taşımayacağı gibi, uzun ömürlü de olmaz. 
Dünyaya açılamayan bir edebiyat, hayatın özü olan insanın, dünyasına yeni açılımlar kazandıramaz. İnsanı ilgilendirmeyen ve edebiyatın ilgi alanına girmeyen hiçbir konu yoktur. Konuşmalar düşünce ve edebiyat ustalarının eserlerinin yol haritalarıdır. Konuşulan yazılır, yazılan zaman aşımına uğramaz.