Tekebbür etmek haramdır. Tekebbür, Allahü teâlânın bir sıfatıdır. Kibir ve Kibriya sıfatı, Ona mahsustur. İnsan, nefsini ne kadar aşağılarsa, Allahü teâlâ indinde kıymeti o kadar yükselir. Kendine kıymet verenin, Allahü teâlâ katında kıymeti olmaz. Kibrin zararını bilmeyen kimse için âlim demek, yalan olur. İnsanın ilmi arttıkça, Allahü teâlâdan korkması artar, günah işlemeye cesaret edemez. Bunun için, Peygamberler aleyhimüsselam, tevazu sahibi idiler. Allahü teâlâdan çok korkarlardı. Kendilerinde kibir ve ucub gibi kötü huylar hiçyoktu.

Küçüklere, fasıklara ve facirlere karşı da kibirli olmamalıdır. Yalnız, tekebbür sahibine karşı tekebbür etmek lazımdır. Bir âlim, cahili görünce, bu, bilmediği için günah işliyor. Ben ise, bilerek işliyorum, demelidir. Bir âlimi görünce, bu benden daha çok biliyor ve ilminin hakkını veriyor. İhlâs ile amel yapıyor. Ben böyle değilim, demelidir. Kendinden daha yaşlı bir kimseyi görünce, bu benden daha çok ibadet etti, demelidir. Gençleri görünce, bunların günahı az, benim günahlarım çok demelidir. Kendi yaşındakileri görünce, günahlarımı biliyorum, onun ne yaptığını bilmiyorum.

Bilinen kötülükleri tahkir etmek lazımdır, demelidir. Bir bidat sahibini veya kâfiri görünce, insanın hali son nefeste belli olur. Acaba benim hâlim ne olacak, demeli, bunlara da tekebbür etmemelidir. Fakat bunları sevmemelidir. Hele, küfrü, bidati yaymaya uğraşan Dinde Reformcular, Resulullah Efendimizin sünnetine düşmandırlar. Sünnetin nurlarını söndürmeye ve bidati, dalâleti yaymaya, Ehl-i sünnet âlimlerini kötülemeye ve Ayet-i kerimelere, Hadis-i şeriflere yanlış manalar vererek, İslamiyeti içeriden yıkmaya çalışmaktadırlar. Bunları da sevmemelidir. Riya, gösteriş yapanlara karşı da tekebbür etmek caizdir. Allahü teâlâ, kibriyâ sahibidir. Kibir sahibine tekebbür etmek, sadaka vermek gibi sevaptır.

Sağlıcakla kalın...