Kavramların Kurgusu

Abone Ol

Yaşadığımız maddesel alandaki “şey”lerin kavramsallaşması, zaman içerisinde sosyal hafızada gerçekleşiyor. Bu hafızaya güvenerek, kavramları ifade eden sözcüklerin neler ifade ettiğini düşünmeden kullanıyoruz. Kavramsallaşma, ilgili bilginin hafızamızda kalıcı hale gelmesiyle mümkün oluyor. Bu yüzden zamanla içeriğinin değiştiğini, ya da başkaları için başka şeyler ifade ettiğini fark etmemiz zorlaşıyor. Sözcükleri kullanıyoruz, ama başkalarını dinlerken farklı bir şeyden bahsettiklerinin farkında bile olmuyoruz. 

Bunlardan birisi “insanlık” kavramı. Biz insanlık derken kendimizi de kapsayan bir geniş çevreyi kastediyoruz, çünkü öyle anlıyoruz. Başka birilerinin sadece kendilerini ifade ederken insanlık kelimesini kullanabileceği aklımıza bile gelmiyor. Oysa insanlık, hakları olan ve korunan, temsil gücü olan, aklı, zekası, sevme yeteneği ve iletişim yeteneği sayesinde değerli olan gibi bir sürü şeyi aklımıza getiriyor. Başka birileri için ise farklılaşarak, belli bir inancı benimseyenleri hatta belli bir soyu, şecereyi temsil etmesi söz konusu olabiliyor. 

Yıllar önce Star Wars (Yıldız Savaşları) filmini izlerken şövalye Anakin Skywalker’in bir savaştan döndükten sonra “Hepsini öldürdüm, insan gibiydiler” dediğini duyunca şöyle bir durmuştum. Filmi ikinci kere izlediğimde, bahsedilenlerin gezegendeki çöl insanları olduklarını görmüş ve şaşırmıştım. Anakin ailesine saldırdıklarını düşündüğü bir halkın tümünü katletmişti. İnsan gibiydiler diyerek, bir mazeretle, kahraman şövalyeliğine devam etmişti. Ancak seri filmin ilerleyen bölümlerinde Anakin, aydınlık taraftan karanlık tarafa geçerek kötücül bir varlığa dönüşmüş, bir zamanlar mücadele ettiği kötülüğün kendisi olmuştu. Bir dönüşüm varmış gibi görünse de, filmin bütün bölümlerini izleyen birisi için aslında değişen hiç bir şeyin olmadığını düşünmek çok zor olmasa gerek. O eskiden de öyleydi zaten. Ama filmi izlerken bize onu farklı birisi zannetmiştik. Çünkü detaylara dikkat etmemiştik.  

Kavramların farklı anlamlarda kullanıldığı, farklılığı gerçek hayata yansıdığı zaman dikkatimizi çekiyor. İnsanları, insan değillerdi diyerek katlettiğiniz zaman aslında insan olmayanlar diğerleri olmuyor. Bütün bunlar sadece söz olarak ağzımızdan çıktığında, biz o kavrama kendi anladığımız içeriği atfetmiş oluyoruz. Oysa tezahürleri gerçek hayata yansımadan önce, karşınızdakinin aslında ne demek istediğini anlamak önemli. Söz aşamasındayken. Dünyayı gerçek anlamda tanımak da böyle başlıyor zaten. Kavramları kullandıkları şekliyle ve doğru anlamaktan bahsediyorum. Bu zihinsel bir çaba ve öğrenme iştahı gerektiriyor. Bilmek istemiyorum diyerek, kenara çekilme hakkınızın aslında olmadığını öğrendiğinizde vakit çok geç olabilir.  

Geçen hafta Türkiye Cumhuriyeti’mizin yüzüncü yılını muhteşem törenlerle kutladık. Dikkat ederseniz yazılarımda cumhuriyetimizden bahsederken mutlaka “Türkiye Cumhuriyeti” sözünü kullanıyorum. Kurucu liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk de “Tez zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü; temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir demişti. Şimdilerde bazılarının ağzında bir cumhuriyet lafıdır gidiyor. İçeriği farklılaşmış,  temeli ve ruhu belli olmayan bir cumhuriyet kavramını benimseme yolundalar. Türk kahramanlığını unutmuş, sadece yenilgilerimizi ve kayıplarımızı anımsayan, hatta kutlayan; Türk kültüründen ise ne kadar uzak durursa o kadar medeni olduğunu zanneden bir tuhaf toplulukla karşı karşıyayız. Üstelik Atatürk’ün arkasına sığınarak diğer insanlarımızı da küçümsüyorlar. Oysa sadece soyut bir cumhuriyet sözüyle ortaya çıktığınızda başka yollara sapma ihtimaliniz de doğuyor. Mesela Amerika’dakiler de cumhuriyetçi ve şu an Filistin’de yaşanan “insanlık” dramını alkışlıyorlar, katliamlara destek veriyorlar. Kusura bakmasınlar benim Türk kültürüne dayalı cumhuriyet anlayışımda böyle bir gaddarlık yok. Tam tersine mazlumların yanında yer almak var. Şimdilerde birkaç vicdanlı ünlü sanatçının tepkilerine bakarak, kendisine çeki düzen veren, neyin ne olduğunu anlamaya çalışanları görmeye başladım. Türkiye Cumhuriyeti’ni aldığı insani tavırdan dolayı kötülemeye hazır olanlar bile var. Bu bireylere, siz hangi cumhuriyetçilerdensiniz diye soracak halimiz yok. Onları bilmem ama biz Türkiye Cumhuriyetçiyiz. İnsanlarımıza şu veya bu vesileyle ayrımcılık yapanlara da uzağız.